Yönetmenliğini Theo Angelopoulos'un yaptığı Sonsuzluk ve Bir Gün, sizi müziğiyle birlikte kendine hayran bırakabilecek bir filmdir. İzlerken düşünüp düşünürken de kendi hayatınızı sorgulamanız kaçınılmazdır. Çünkü ana karakter Alexander kendini yaşamaya geç kalmış bir adam olarak görmektedir. Zaman, sonsuzluk ve bir gündeki o ince çizgide yer almaktadır; yarın, sonsuzluk ya da bir gün kadar sürecektir. Senaryo bizi daha ilk dakikasında ''Zaman nedir?'' sorusuyla karşılamaktadır.
''-Yarın ne kadar sürer diye sormuştum Anna, hatırladın mı?
-Sonsuzluk ve bir gün kadar.''
Angelopoulos, ertesi gün öleceğinden emin olan bir yazarın varoluşsal sancısına izleyenleri de çekmektedir. Felsefeye ilgisi olan kimi izleyenler Heidegger'in düşüncesinden izler görecektir. Filmin konusunun içinde bulunan varlık ve zaman kavramları Heidegger felsefesinin temelidir. Hayatını tamamlanmamışlıklar bütünü olarak gören Alexander sık sık geçmişi ile yaşadığı anlar arasında geçişler yapmaktadır, sadece bir gün kadar ömrü kalan yazar o anda sahip olduğu fiziksel görünümü, kıyafetleri ve ruh haliyle özlem duyduğu geçmişini düşlemektedir. Alexander için geçmiş, şimdi ile biraradadır.
En çok karısı Anna ile hatıralarını düşündüğüne şahit olmaktayız. Çünkü yazar farkında olmadan yaşadığı zamanlarda aşık olduğu kadının yalnız hissetmesine sebep olmaktadır.
''-Neden anne, neden hiçbir şey beklendiği gibi olmadı? Neden? Neden çürüyüp gider insan sessizce? Acıyla ihtiras arasında parçalanarak... Neden sadece ve sadece kendi ayak seslerimi duydum evin içinde? Neden? Söyle bana anne... İnsan neden bilmez nasıl seveceğini?''
Karısının Alexander'a yazdığı mektuplar ise bir şiirin dizelerinden farksızdır:
''İki kitap arasında seni çalmaya çalışıyorum. Hayatın yakınlarımızda geçiyor, kızınla benim yakınımızda. Ama asla bizimle değil. Biliyorum birgün gideceksin. Gözlerinde uzak rüzgarlar esiyor ama bugün, bugünü bana ver sanki son günmüş gibi.''
İzlediğiniz filmlerde kitle kültürü tüketimine dayalı sahnelerden çok felsefi bir bakış açısı yakalamak , izlerken de şiire edebiyata doymak ve toplumsal olaylarda fikir sahibi olmak istiyorsanız Theor Angelopoulos sineması güzel bir başlangıç olabilir.
İyi seyirler...
Yorum Bırakın