Derviş Zaim Sineması

Derviş Zaim Sineması
  • 1
    0
    0
    0
  • Asıl ismi Derviş Zaimağaoğlu olan Derviş Zaim, 1964 Kıbrıs Limasol şehrinde doğmuştur. Lise öğretimini Magosa'da üniversite eğitimini 1988 yılında İstanbul Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü'nde tamamlamıştır. 1994 yılında İngiltere'de University of Warwick'de Kültürel Çatışmalar üzerine master yapan Zaim, Kamerayla "As" adlı deneysel video çekimini yaparak tanışmıştır. Televizyonlar da program yönetmenliği ve metin yazarlığı deneyimi olan Zaim'in 1995 yılında yayınlanan "Ares Harikalar Diyarında" isimli romanı ile Yunus Nadi Edebiyat ödülünü kazanmıştır. İlk filmi olan Tabutta Rövaşata'dan itibaren gerek yurtiçinde gerek yurtdışında birçok ödül kazanan ve prestijli birçok ulusal ve uluslararası festivallerden başarıyla dönmüştür. İlk filmi olan Tabutta Rövaşata'dan sonra Zaim'in sinema kariyeri Filler ve Çimen (2000), Çamur (2003), Cenneti Beklerken (2006), Nokta (2008), Gölgeler ve Suretler (2011) ve Devir (2012) filmleriyle devam etti. Aldığı ödüllerden sonra Derviş Zaim sinemasına birlikte bir değerlendirelim.

    Aldığı Ödüller: 

    32. İstanbul Film Festivali 2013, Devir-Ulusal Yarışma Jüri Özel Ödülü 

    33. Antalya Film Şenliği 1996, Tabutta Rövaşata-En İyi Senaryo

    37. Antalya Film Şenliği 2000, Filler ve Çimen-En İyi Yönetmen

    45. Antalya Altın Portakal Film Festivali 2008, Nokta-En İyi Yönetmen/Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü

    16. İstanbul Film Festivali 1997, Tabutta Rövaşata-Jüri Özel Ödülü

    27. Siyad Türk Sineması Özel Ödülleri 2001, Filler ve Çimen-En İyi Yönetmen/En İyi Senaryo

    12. Orhan Arıburnu Ödülleri 2001,Filler ve Çimen-En İyi Film/ En İyi Yönetmen

    14. Orhan Arıburnu Ödülleri 2003, Çamur-Mehmet Emin Toprak Ödülü

    Venedik Film Şenliği 2003, Çamur-Unesco Ödülü

    27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, Nokta-En İyi Yönetmen Ödülü.

    45. Antalya Altın Portakal Film Festivali, Nokta-En İyi Yönetmen/Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü

    4. Uluslararası Avrasya Film Festivali, Nokta-Eleştirmenler Ödülü

    Kahire Film Festivali 2008, Nokta-En İyi Dijital Film

    Derviş Zaim Sinemasına bir bakalım!

    Derviş Zaim sineması dediğimiz sinema da yönetmenimiz, yaşam-ölüm zıtlığı gibi konuları mezarlık sahneleri ile verirken, dramatik ögeleri hastalık olgusuyla verdiğini açık bir şekilde görüyoruz diyebiliriz. Rüya sahneleri ise korku, gerilim ve arzuları aktarmak için izlenilen bir yol gibi kullanılmıştır. Filmlerinde genel olarak karakterler hep mücadelecidir, yaşama tutunma, devam etme arzuları ve isteklerini mümkün olduğunca görürüz. Derviş Zaim sinemasında Anadolu kültürü daha çok ön plandadır ve filmlerinde de Anadolu kültürünün öne çıktığını görürüz. Yani Derviş Zaim sineması dediğimiz, gelenekçi sinemadır da diyebiliriz. Burada Zaim, geleneksel sinemanın sadece Şeyh Galip okuyarak ya da mimari yapıları gezerek olmadığını da bir röportajında söyler. "Bu gelenek dediğimiz anneniniz gittiği bir mezarlık başındaki ışıktan başlar, doğabilir. Mahalle'de oynadığınız bir oyundan gidebilir." sözleriyle de destekler. 

    Dilerseniz, yönetmenimizin bir film örneğiyle de yukarda anlattığımız Derviş Zaim sinemasını bir görelim.

    ÇAMUR

    Derviş Zaim'in Çamur filmini ele alarak incelemeye başlayalım. Filmin konusu genel olarak şu şekildedir; Ali, Kıbrıs'ta askerlik yaptığı sırada bir hastalığa yakalanır ve konuşamamaktadır. Hastalığa iyi gelir düşüncesiyle bir kuyunun içindeki çamurdan medet umar. Bu sırada çamurun içinde bulduğu bereket tanrıçası ve birkaç diğer heykeli suni döllenme uzmanı kardeşi Ayşe'nin nişanlısı Halil'e verir.  Daha sonra Ali hapse düşer. Halil'de heykelleri alır ve ortadan kaybolur. Bir süre sonra Ali hapisten çıkar. Halil heykelleri sattığını söyleyerek geri döner ama mafyayla başı derttedir. Mafya çetesi Ali'nin evi basarak Halil ve Ali'yi öldürür. Ayşe'de ölen kardeşinin spermlerini ve daha önce yardım ettiği Oya adlı kadının kızının yumurtalıklarını kullanarak suni döllenmeyle iki çocuk sahibi olur. 

    Burada ki çamurla anlatılmak istenen aslında, çamur bazen iyileştirebiliyor bazen de insanın başına kötü şeyler getirebiliyor. Yani Zaim, çamur metaforu üzerinden Kıbrıs sorununa eğilir ve Ali'nin konuşamaması, Kıbrıslı Türklerin uzun süre yalıtılmışlığını sembolize eder. Filme baktığımızda diğer metafor ise Çamur, iyilik ve kötülüğün kaynağı olarak realist, sürrealist ve sembolik bir işleve sahiptir. Tuz Gölü'yle birlikte zehri ve şifayı hem saklar hem açık eder. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.