Toplumlarda ayrımcılığın günden güne arttığı şu zamanda ''cinsiyetçilik'' kavramını her zamankinden daha fazla duyar olduk. Yıllardan beri ataerkil toplumların oluşturduğu ahlak kavramı, toplumsal normlar, doğrudan veya dolaylı yoldan yapılan baskılar çoğu zaman kadınlar için yaşamayı oldukça zorlaştırıyor. Bazen tümevarım yaparak cinsiyetçilik kavramının eğitim seviyesi, aile yapısı, yaşadığımız toplumun medeniyet anlayışına bağlı olduğunu düşünsek de bu yozlaşmanın görünenden çok daha büyük olduğunu görebiliyoruz. 

    Mercury 13, hayalleri elinden alınan on üç kadın pilotun hikayesi. 1940'ların Amerika'sında bütün yıldırma politikalarına rağmen pilot olmayı başarmış kadınlar, onca başarılarına rağmen küçümseyici gözlerin kıskacından kaçamazlar. Özellikle 1960 ve sonrasında doruğa çıkan Soğuk Savaş, o yılların iki büyük güç ABD ve SSCB'yi uzay yolunda da karşı karşıya getirir. Daha önce 'Sputnik 1' adlı yapay uyduyu uzaya göndermeyi başarmış Sovyetler, bu savaşta 1-0 öne geçmiştir. Amerika'nın, Sovyetler'in uzaya bir de insan yollayacağını duymasından sonra kollar sıvanır ve bir filo oluşturulmasına karar verilir. İlk başta bu filoda yer almak için en önemli kriter pilot olmaktır. O yıllarda da halen Amerika'nın en ünlü ve başarılı pilotları arasında bu on üç kadın vardır. Bunun farkına varan yönetim, pilotların uzaya gitmek için uygun olup olmadıklarına dair yapılan testleri öyle bir seviyeye çıkarır ki bu testler kadınlar için bir ''işkenceye'' dönüşmüştür.

   Belgeselde o yılları anlatırken gözleri dolan kadın pilotlardan bazıları, bu zorlu testlerde birçok erkekten daha başarılı olur ve normal şartlar altında uzaya gitmeye hak kazanırlar. Yönetim bu sefer de kadın pilotların önüne başka bir taş koyar. Astronot olmak için bütün kriterler kaldırılır, yerine sadece bir kriter eklenir: ''Savaş pilotu olmak''. O yıllarda kadınların savaş pilotu olması yasak olduğu için mahkeme kararıyla astronot olma hakları ellerinden alınır, tamamı erkeklerden oluşan filo uzaya çıkar. Belgeselin kalanında ise pilotların yıllarca haklarını nasıl aradığını görülüyor.

    Mercury 13, en saygı duyulan kurumların başında gelen NASA'da yaşanan bu olayı bizzat haksızlığa uğrayan kişilerin gözünden anlatarak cinsiyetçiliğin ne denli ciddi bir 'hastalık' olduğunu gözler önüne seriyor.