Maniyerist Sanat Akımının Başlıca Özellikleri

Maniyerist Sanat Akımının Başlıca Özellikleri
  • 11
    0
    3
    0
  •   16. yüzyıl İtalya’sında sanatseverler tarafından, artık resim sanatının doruk noktasına ulaşıldığına dair ortak bir kanı bulunuyordu. Aslında böyle düşünülmesinin sebebi Michelangelo, Tiziano, Raffaello ve Leonardo gibi sanatçıların geçmişte yapılmak istenileni yapmış olmasıydı. İsmi geçen bu sanatçılara resme dair hiçbir şey zor ve karmaşık gelmiyordu. Sanatsal güzellik ve uyumu doğrulukla öyle ustaca kullanmışlardı ki Yunan ve Roma antikitesinin en meşhur heykellerini bile geride bırakmışlardı. 

       Bu durum sanatta başarılması mümkün olan her şeyin başarılmış olduğunun, geriye yapılacak bir şey kalmadığını gösteriyor gibiydi ve genç sanatçıları tedirgin eden bir durumdu. Bu tedirginlik gün yüzündeyken, sanat öğrencileri dönemin en meşhurlarından olan Michelangelo’nun öğrendiklerini öğrenmeye çalışıyor ve onun tarzını taklit etmeye çalışıyorlardı. Özellikle Sistina Şapeli tavanındaki çıplak figürlerin sıklıkla taklit ediliyordu. Bu tutum zaman zaman Kutsal Kitaptaki kutsal sahnelerin çıplaklık konusunda fazlaca abartılarak resmedilmesine sebep olmuştu. Bunun sonucunda da eleştirmenler tarafından bu dönem Maniyerizm (Tarzcılık) olarak adlandırıldı. Maniyerizm adının temelinde de, ilk kez Vasari’nin(1511-1574), bu dönemki eserleri tanımlamak için kullandığı “Maniera”(biçim) sözcüğü vardır.

       Böylelikle Maniyerist Sanat Akımı, Rönesans ve Barok Dönemleri arasında bir geçiş dönemi olmuştur.

       Ancak dönemin tüm genç sanatçıları taklitçilik yolundan gitmiyor, kendilerinden önceki sanatçıları, insan figürünü işleyiş bakımından olmasa da başka açıdan geçmenin mümkün olduğuna inanıyorlardı.

       Tüm bu gelişme aşamalarını geride bırakıp Maniyerist Dönem ’i incelediğimizde 1520 yılı sanatsal anlamda bir değişimin başlangıç noktası olmuştur. 

       Maniyerist Sanat Akımının başlıca özelliği ise Rönesansla birlikte yakalanan ‘ideal görüntü’ ’nün yerini deformasyona bırakmış olmasıdır. Mükemmeliyetçilik bu dönemde adeta rafa kaldırılmıştır. Figürlerin deforme edilmeleri yanı sıra normal boyutlarından da uzaklaşmaları söz konusudur. Örneğin, bu akım dahilinde yapılmış resim ve heykellerde baş, vücuda göre daha ufak, boyun kol ve eller ise daha uzundur. Tüm bunlar, bilinçli olarak yapılmıştır. Bozulmanın sebebi yeniyi, olağandışını aramak için bilinçli olarak yapılmış bir müdahaledir. 

       Rönesans’a adeta tepki olarak doğmuş bu akımda sadelik ve simetri kavramları farklı bir şekilde kendini göstermiştir. Rönesansta görülen parlak ve canlı renkler yerini daha soluk ve mat renklere bırakmıştır. Ortaya çıkan eserlerde, yaşanan huzursuzluk ve karamsarlık net olarak hissedilir.

       Bu dönemdeki tasvirlerde figürler adeta yerçekimsiz bir dünyada dururmuşçasına yere basmadan uçuşuyor gibi bir görüntüye sahiptir. Ayrıca resimlerde bakışları uzaklara, sonsuzluğa doğru çeken bir mekân derinliği söz konusudur. 

       Ayrıca bu döneme ait tasvirlerde çok katlılık, zaman zaman birçok ikonografinin bir arada yer aldığı doluluk da söz konusudur. Bu durumun sebebi, sanatsal nitelik arayışındadır ve bu nedenle resmin tüm öğeleri birbirine girmiş durumdadır. 

       Maniyerist Sanat Akımı, Barok sanata geçişte büyük bir yere sahip olmasına karşın temelde bir ayrılık söz konusudur; Maniyerizm, bir topluluğun Rönesans sonrası incinmiş estetik zevkine seslendiği halde, Barok, büyük kitlelere seslenen, dinsel duyguyu coşturmaya yönelik bir akımdır. Ayrıca Barok güçlü bir mimariye sahip olmasına karşın Maniyerizm tüm ustalığını resimde göstermiştir.  

     

    Titian(Tiziano Vecellio) , Maria MagdeleFoto.1

    Titan(Tiziano Vecellio, 1488-1576) tarafından 1550 yılında yapılan Maria Magdelena isimli tabloda mat ve soluk renkler dikkat çeker. Ellerde ve boyunda kasıtlı bir deformasyon söz konusudur (Foto.1).

     

    Francesco Parmigianino, Uzun Boyunlu MeryemFoto.2

    Francesco Parmigianino tarafından yapılan Uzun Boyunlu Meryem adlı eser de bu tür deformasyonların en bilinen örneklerinden biridir (Foto.2)

     

    Tintoretto, Son Akşam Yemeği Foto.3

    Asıl adı Jacoppo Rabusti olan sanatçı tarafından resmedilen Son Akşam Yemeği tasviri Maniyerizm sanatının mat ve soluk renklerini, uçuşan figürleri ve derinlemesine mekân özelliklerini taşımasının yanı sıra Barok Sanatı’nın da habercisidir(Foto.3)

     

    Kullanılan Kaynaklar
     

    Cömert, B. (2015). Mitoloji ve İkonografi. Ocak: De Ki Basım Yayın.

    Gombrich, E. (2014). Sanatın Öyküsü. Remzi Kitabevi.

    Sevil, T. (2008). Rönesans ve Barok Resim Sanatında İnsan Anatomisinin Üsluplara Göre Yorumlanması. İzmir.

    Yıldız, M. T. (tarih yok). Barok, Rokoko ve Maniyerizm Dönemi Sanatı.

    20 Şubat 2020, 05 Mart 2020 Avrupa Sanatında Barok Dönem ve Sonrası (Gül TUNÇEL-Gazi Üniversitesi/sanat Tarihi Blümü) ders notları

    Google Art & Culture : https://artsandculture.google.com/

     

     

                               

     

     


    Yorumlar (3)
    • Açıklayıcı, aydınlatıcı ve güzel içerik. Teşekkürler.

      • hiç ilgim olmamasına rağmen keyifle okudum

        • gayet açıklayıcı olmuş bnce elinize sağlık :)

          Yorum Bırakın

          Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.