Zülfü LİVANELİ / Kardeşimin Hikayesi
Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar herşey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, meraklı ve güzel gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikaye gitgide, insan ruhunun ve aşkın karanlık labirentlerine doğru yol alan baş döndürücü bir serüvene dönüşür. Modern Binbir Gece Masalı'nın kapıları aralanır. Kardeşimin Hikayesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, insan ruhunun karmaşıklığına, cinayete, unutmaya, hatırlamaya ve zihnimize dair yeni şeyler söyleyen sarsıcı bir roman. Podima, İstanbul, Moskova ve Minsk kentlerine savrulan ruhların nefes kesen hikayesi...
Stefan ZWEİG / Satranç
Stefan ZWEİG bu romanını 1938-1941 yılları arasında Brezilya'da sürgündeyken yazmıştır. En ses getiren kitabı olmuştur. Olay örgüsünün merkezinde, bir Gestapo mahkumunun çerçeve arsasında varlıklı gezginlerin yüzeysel dünyasıyla yaşadığı psikolojik uçurumların yüzleşmesi vardır. Satranç oyunu başlangıçta yalnızca bir eğlence yada kazançlı bir spor rolünü oynamakta ve yalnızca hapsedildiği süre boyunca satrancı kendi çabasıyla geliştirmiş olan Dr. B., daha derin anlamını açıklamaktadır.
Johann Wolfgang Von GOETHE / Genç Werther'in Acıları
"Genç Werther'in Acıları" yayınlandığı yıllarda bir intihar salgınına yol açınca, Goethe'nin yaşadığı yıllar içinde en çok baskı yapan ve başta Fransızca olmak üzere sırasıyla İngilizce ve İtalyanca'ya çevrilen bu kitabı farklı tepkilerle karşılanmıştır. Werther'in duygusal, içine kapanık, dış dünyadan yalıtılmış kişiliğinin sonucu olarak anlaşılan intihar çözümüne karşı, sonu farklı biten "Werther"ler bile yazılmıştır. "Mektup-roman" türündeki bu metin, kurmaca Werther figürünün genç Goethe ile özdeşleştirilmesi ölçüsünde bizi bir yazarın özgeçmişinin kurmaca metne yansıma ilişkisi üzerinde de düşündürmektedir.
Franz KAFKA / Dönüşüm
Bir sabah uyandığınızda kendinizi böcek olarak görseniz ne hissederdiniz? Gregor Samsa yabancılaştığı bedenine bakarken bir yandan da ona nasıl davranacağını bilmeyen aile bireylerinin yaşadığı şokla başa çıkmaya çalışır. Gregor Samsa'nın hayatını anlatan romanda Gregor, bir sabah uyandığında kendisini hamam böceği olarak bulur. Ama bir türlü ayağa kalkamaz. Bir alışkanlığı olduğu için geceleri sürekli kapıyı kilitler. Bundan dolayı annesi odaya giremez. Bu durumdan dolayı rahattır. Gregor kimsenin onu hamamböceği olarak görmesini istemediği ve işe gelmediği için müdür evine gelir. Olaylar daha da karışmaya başlar. Kafka bu romanda topumsal sorunlar, hayat standartları konusundaki sıkıntılar üzerine mesajlar vermektedir.
.
Victor HUGO / Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Dünya Edebiyatı'nın ölümsüz isimlerinden biri olan Vİctor HUGO, Bir İdam Mahkumunun Son Günü adlı eserinde idam cezasının çok popüler olduğu dönemde buna karşı çıkmış ve fikirlerini bu eseri ile savunmuştur. Bir suçlunun idamından önceki son altı haftası etkileyici şekilde okuyucuya aktarılır.
Fyodor Dostoyevski / Beyaz Geceler
Yalnızlıktan mustarip bir hayalperestin Sam Petersburg sokaklarında genç bir kadınla geçirdiği dört eşsiz geceyi anlatan Beyaz Geceler romanı, Dostoyevski'nin yazarlık serüvenindeki en önemli duraklardan birisidir.
Gabriel Garcia MARQUEZ / Kırmızı Pazartesi
Kolombiyalı büyük yazarın 1981'de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği ancak engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir cinayetin öyküsünü anlatıyor. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını kendi sözcükleriyle, kendine özgü eşsiz anlatımıyla aktarıyor okura. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli; ancak sonun baştan belli olması, kitaba sürükleyiciliğinden bir şey kaybettirmiyor. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin portresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruh çözümlemesi niteliğini de kazanmış oluyor.
Yorum Bırakın