Ölümle Satranç Mı Dans Mı?

Ölümle Satranç Mı Dans Mı?
  • 5
    0
    0
    0
  • İsveçli Ingmar Bergman tarafından 1957 yılında yazılan ve yönetilen Yedinci Mühür filminin esas kavramları ölüm ve tanrıdır. 14. yüzyılın başlarında başlayan film, evlerinden uzakta dini amaçlar için Kutsal Topraklarda savaşan Antonius Block ve silahtarı Jöns’ün mola verdikleri deniz kıyısında sarhoş bir şekilde uyanmasıyla başlar. Ölüm aniden Antonius’un karşısında belirir onun için gelmiştir ve onun satranç oynama teklifini kabul eder. Ölümün simgesi olarak, koyu, siyah taşı ölüm alır ve satranç oynamaları filmin sonuna kadar zaman zaman gösterilir. Eğer kazanırsa tek istediği şey tanrının varlığıyla ilgili bilgidir. Antonius kaybederse ölecek ama ölümden korkmadığı da açıkça belirtilir.

    Ressam kilise duvarlarına kuru kafa resimleri çizer. Kuru kafanın çıplak bir kadından ilgi çekici olduğunu düşünür. İnsanları kuru kafayla korkutup ölümün her yerde ve bir gün öleceklerini hatırlatmak, korkup dine sığınmalarını sağlamak için yapmaktadır. 
    Küçük bir akrobat grubunun köy köy dolaşırken, dincilerin kırbaçlama törenlerine denk gelirler. Evli olan adam da film buyunca sürekli opera sesleriyle birlikte hayaller görmektedir ve bunların gerçek olduğunu savunur. İçlerine şeytan girmiş insanların köylüleri yakarken, hastalığa yakalanmış köylerdeki insanlar da ölümden korku içinde yaşadıklarını görürler. Kara veba yüzünden herkesin öleceğini düşünürler. 

    Film Orta Çağ Dönemi’nde veba salgının yaygın olduğu zamanda geçer. Herkesin salgını taşıması insanlar için sineğe benzetilir. Ölüm aslında herkesle dans eder ve her karakterin de ölüm için kendi düşüncesi vardır.  Ana karakter hariç, filmdeki bütün karakterlerin vebadan ve ölümden korkarak yaşarken akrobat grubunun köy köy gezip insanları neşelendirmeye çalışması, tiyatro oyunları sergilemeleri öleceklerinin yanı sıra yaşama sevincini seyirciye yansıtır. 

    Son satranç oyununda ana karakter Antonius’un, Ölüm'ü yenerek tanrıyla kavuşabileceği düşünesi boşa çıkmış ve aslında ölüm diğer herkes için gelmiştir. Filmin isminin Yedinci Mühür olmasının sebebi ise, filmin sonunda herkes şövalyenin evinde toplandığında şövalyenin karısı kutsal kitaptan Yedinci Mühür’ü okumasından gelmektedir. Bu bölümde Hz. İsa’nın yaşamdan ölüme geçişi anlatılır ve filmin konusu da buna  çok uyar.
     
    Film gerçeklik kuramı üzerinde durulmuştur, hayatın gerçeklerini direk olarak beyaz perdeye aktartılmıştır ve kurgu yoktur. İzleyiciye ölümün bir gün onlar için gelebileceğini anımsatır ve bunu düşündürür. Karşılıklı satranç oynama sahneleri, akrobat grubunun köy köy dolaşması, ana karakterin atıyla gezmesi oldukça basit çekilmiş sahnelerdir. Filmde bazı sahnelerin görüntü süreleri diğer sahnelere göre daha fazla ve konuşma diyalogları uzundur.  İzleyici izlerken sanki oradaymış gibi hissedebilir. Kapak resminde de göründüğü gibi filmin sonundaki ikonik sahne aslında çekimler bittikten sonra eklenmiştir. Bergmann gökyüzünün muhteşem göründüğünü ve son bir sahne daha çekmek istemesi üzerine, doğaçlam şeklinde çekilmiştir.

    Bence bir papazın oğlu olarak büyüyen Bergman, dine bu kadar yakın olupta uzak hissetmesi, kendini ana karakter şövalye olarak düşünüpte böyle bir hikaye yazıp çekmişte olabilir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.