Aşk Adamı: Nâzım Hikmet Ran

Aşk Adamı: Nâzım Hikmet Ran
  • 0
    0
    0
    0
  •    

     

             "O mavi gözlü bir devdi

             Minnacık bir kadın sevdi"

    ,

     

           Nazım siyasi düşünceleri yüzünden çoğu zaman tutuklanmış ve yaşamının büyük bölüm ya hapiste,ya da sürgünde yaşamış bir yazardır.Şiirleri çoğu dile çevrilmiş ve elliden fazla da ödül almıştır.Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısıdır ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir.Şiirleri ve yazdıklarından dolayı 11 ayrı davadan yargılanan Nazım Hikmet;İstanbul,Ankara,Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yatmıştır.1951 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış,ölümünden 46 yıl sonra 5 Ocak 2009'da ise bu karar iptal edilmiştir.

     

      "Bizi esir ettiler,

       bizi hapse attılar:

       beni duvarın içinde,

       seni duvarların dışında .

     

       Ufak iş bizimkisi

       Asıl en kötüsü:

       bilerek,bilmeyerek

       hapishaneyi insanın kendi içinde taşıması..."

     

     

    15 Ocak 1902'de Selanik'te doğmuştur.İlk şiiri Feryad-ı Vatan'ı 1913'te yazmıştır.Aynı yıl Mekteb-i Sultani'de ortaokula başlamıştır.Bir gün bir aile toplantısında yazdığı bir kahramlık şiirini Bahriye Nazırı Cemal Paşa'ya okuyunca  bahriye mektebine gitmesine karar verilir.25 Eylül 1925'te Heybeliada Bahriye mektebine girer.Nazım zeki,biraz çalışan,sinirli ama aynı zamanda ahlakî değerleri iyi bir öğrencidir.Mezun olduktan sonra dönemin gemisi Hamidiye gemisine güverte stajyer subayı olarak atanır.1Mezuniyete 3 ay kala ise geçirdiği zatülcenp hastalığı nedeniyle ordu ile ilişiği kesilir.

                          

     

    Nazım Hikmet'in ilk yayımlanan şiiri Mehmed Nazım imzasıyla yazdığı "Hala Selvilerde Ağlıyorlar mı?" şiiri 3 Ekim 1918'de Yeni Mecmua'da çıkmıştır.

     

      "Bir inilti duydum serviliklerde

       Dedim:Burada ağlayan var mı?

       Yoksa tek başına bu kuytu yerde,

       Eski bir sevgiyi anan rüzgâr mı?

     

       Gözlere inerken siyah örtüler,

       Umardım ki artık ölenler güler,

       Yoksa hayatında sevmiş ölüler,

       Hala servilerde ağlıyorlar mı?"

     

     

    Nazım'ın kendi sözleriyle:"Ben 1920 yılında,20 Ocak'ta Selanik'te doğdum.Dedem valiydi,şiirle ilgilenirdi;annem ressamdı,birkaç yabancı dil bilirdi.Babam önce elçilik,daha sonra üst düzey memurluk yaptı...İlk şiirimi on üç yaşındayken yazdım.Bir yangını anlatıyordu.Ailem benim harika bir çocuk olduğuma karar vermiş ve şiir yazmamı telkin etmeye başlamıştı...15 yaşında bahriye okuluna verdiler,deniz subayı yapmak istiyorlardı beni.

      Okuduğum sınıf ikiye ayrılmıştı:bir kısmı sporla,diğeri şiirle uğraşıyordu.Ben şiirler tarafına düştüm.Okulda bize tarih ve edebiyat derslerini ünlü Türk şairi Yahya Kemal veriyordu.Kedimi anlatan bir şiir yazmıştım.Yahya Kemal,şiirimi okuduktan sonra kedimi getirmemi söyledi.Tüyleri dökülmüş,çelimsiz bir kediydi.Yahya Kemal o zaman bana 'Bu kadar allayıp pullayabildiğine göre,senden kesin şair olur.'demişti.16 yaşındayken Yeni Mecmua'da 'Servilikler' adlı şiirim yayınlandı.Bu şiir herkes tarafından beğenilmişti.17 yaşında artık yazdıklarım ciddi ciddi basılıyordu."

     

     

       19 yaşındayken,1921 yılının Ocak ayında arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Milli Mücadele'ye katılmak üzerine ailesinden habersiz Anadolu'ya geçer.Cepheye gönderilmeyince Bolu'da öğretmenlik yapar.Daha sonra eylülde Moskvaya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde siyasal bilimler ve iktisat okur.Moskova'da devrimin ilk yıllarına tanık olur,komünizm ile tanışır.Yayımlanan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani Moskova'da sahnelenir.İstanbul'da tanışmış olduğu Nüzhet Hanım'la Moskova'da karşılaşır.Arkadaşlıkları ilerleyip,evlenirler fakat Nüzhet hastalanır ve 1923'te bu yüzden İstanbul'a döner.1924'te ise çift Türkiye'de karşılaştılarında Nüzhet'in ısrarı üzerine  ayrılmaya karar verirler.1924'te Aydınlık Dergisi'nde yazmaya başlar fakat yazıdklarından dolayı bir yıl hapsi istenince Sovyetler Birliği'ne geri döner.Moskova'da eğitimine devam ederken Lena Yurçenko'yla tanışır  ve 12936 sonlarında evlenirler.

     

        1926'da hapis cezasının bir yıla inmesi üzerine Türkiye'ye dönmeye karar verir fakat başvuruları sonuçsuz kalır.Bunun üzerine 1928'de başkasının pasaportuyla girdiği Hopa'da gözaltına alınır,daha sonra ise mahkeme sonucunda serbest kalıp İstanbul'a gider.1929'da İstanbul'da basılan "835 Satır" adlı şiir kitabı büyük yankı uyandırır,Ahmet Haşim gibi şairlerin övgüsüyle karşılanır."Putları Yıkıyoruz" adlı yazı dizisi ise dönemin önde gelen edebiyatçıların tepkisini çeker.

     

          Babası Hikmet Bey 1932'de hayatını kaybeder,aynı yıl kız kardeşinin arkadaşı Pİraye ile tanışır ve nişanşanırlar.Ancak evlenmek için Piraye'nin eski kocası Vedat Örfi'den boşanması için 1935'i beklemeleri gerekir.1933 yılında ise Nazım içinde tutuklama kararı çıkar ve Bursa Cezaevi'ne gönderilir.1.5 yıl yattıktan sonra ise serbest bırakılır.

     

     

     

    1935'te gizlice Pİraye ile evlendiler.Geçimini sağlamak için Akşam gazetesinde

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.