Bizler hayatımıza devam ederken aynı zamanda pek çok anıyı da beraberinde biriktiriyoruz. Kiminde mutluluktan yüksek kahkahalar attığımız, kiminde ağlamaktan ciğerimizin söküldüğü pek çok anımız olmuştur. Geçmişe dönüp şöyle bir baktığımızda hepsini hatırlayamasak bile bazıları yer edinmiştir zihnimizde. En çok da o anın şarkısı ile yaşattıklarımız. Evet bana göre şarkılar bir bellek sayılabilirler. Çünkü bazı hatıralarım onların içerisinde kaldı. Onu yaşarken o şarkının ezgisine bırakmıştım kendimi.
Hepinizin vardır böyle parçaları biliyorum. Her dinlediğinizde o an ki gibi hissettiren parçalar. Tuttuğumuz günlükleri okuyarak bile hissedemediğimiz duygulardır bunlar. Öyle tatlı öyle canlı… Bazen yolda yürürken yanınızdan geçen bir araçta çalar, bazen bindiğiniz minibüste ya da alışveriş yaptığınız mağazada denk gelirsiniz o parçaya. Kalabalığın arasında baş başa kalırsın aklına gelenle. Bir an duraksar ve hatırlarsınız. Belki çok acıtır belki gülümsetir ama verdiği tat birkaç saniyeliğine aynıdır.
Mesela her aşka ait şarkılarımız vardır bizim. O insana aittir. Her dinlediğinde bir anlık onun olur bedenin. Unuttum dersin ama o şarkı o günkü kadar sevdirir onu. Belki o olmasa o şarkının hiçbir anlamı olmazdı ya da o şarkı olmasa onun da bir anlamı kalmazdı. Bazen de yaşanmasını çok istediğimiz anlar olur ya… Ne diyorduk onlara; yarım kalanlar. İşte o anlarda da çok iş görür şarkılar. Yarım kalanların boşluğunu doldurur, tamamlar onları.
Bana göre böyledir bir şarkı. Ne hissedeceğini bildiğin halde tekrar tekrar dinlemeli, canımızı acıtsa da bağıra bağıra söylemeliyiz. O anı yaşamak ve o anda kalmak için… Denildiği gibi ruhun gıdası mı? Yoksa zehri mi? Biz seçeriz bunu.
Tebrikleerr 👏🏻👏🏻