Çin Kültüründe Ejderha

Çin Kültüründe Ejderha
  • 6
    0
    1
    0
  • Çin kültürünün en önemli ögelerinden biri olan ejderhalar, Çin toplumuna o denli işlemiştir ki binyıllar ile ifade edilen Çin tarihinin hemen her dönemine ait kalıntılarda ejderha motifleri görmeniz mümkün. Batılı muadillerinin aksine Çin ejderhası, oldukça sevilen hatta yer yer tanrılaştırılarak tapılan bir mitolojik figürdür. Çin ejderhasının bereket ve şans getirdiğine inanılır.

    Köken ve Tasvirler

    Ejderhaların ilk olarak kim veya kimler tarafından ortaya atıldıkları kesin olarak kanıtlanmış değil. Ancak yeşimden oyulmuş olan ilk ejderha kalıntıları, yazılı kaynaklardan uzun yıllar önce MÖ 4500 ila 3000 yıllarına tarihlenmiş Hongshan kültürünün(红山文化) hâkim olduğu topraklarda bulundu. Dolayısıyla en güçlü tahmin ejderhaların Hongshan döneminde yaratıldıklarıdır. 

    Antik Çin masallarında genellikle su kaynaklarında yaşayan ve ateş püskürten dev canavarlar olarak tasvir edilen ejderhalar, tüm hayvanların efendileri olarak kabul edilirler. Anormal derecede güçlü olan Çin ejderhasının antik öykülerdeki en yaygın fiziksel betimlemesi “Bir geyiğin boynuzu, bir devenin alnı, bir iblisin gözleri, bir yılanın boynu, bir deniz canavarının karnı, bir sazanın pulları, bir kartalın pençeleri ve bir öküzün kulaklarına sahip gökyüzü yılanı” şeklindedir. 

    Ejderhalar gittikleri yerlere fırtına yani yağmur götürürler. Çin gibi (özellikle antik çağlarda) tarıma dayalı toplumlarda yağmur hayati bir öneme sahiptir. Ejderhaların bereket ve şans getirdiği inancının temelinde bu tasvir yatar.

     

    Ejderhanın Kültürel konumu

    Çin kültüründe ejderha, yalnızca şans ve bereket ile ilişkilendirilmez. Çin ejderhası son derece adil ve iyiliksever bir yaratık olarak da kabul edilir. Bu sebeple “cennetin varisi” olarak tanımlanan Çin’in erken dönem imparator ve kralları, kendilerini ejderhalar ile bağdaştırırlardı. İmparatorların deyim yerindeyse bu PR’ı, ejderhaları halkın gözünde daha da kutsal bir noktaya taşıdı. 

    Çin ejderhasının yağmuru getirdiğine inanıldığından bahsetmiştik. Bu inanış özellikle kırsal bölgelerde ejderhanın tanrılaşmasına sebep olmuştur. Ekinlerinin büyümesini isteyen çiftçiler, tanrının(ejderhanın) yağmuru getirmesi için çeşitli ritüellerle ona ibadet etmeye başlamıştır. Bu ritüellerden bazıları ejderha dansları, seramik, yeşim ve ağaçtan oyma ejderha figürleri, kumaşlar ve duvarlar üzerine çizilen ejderha motifleridir. Bu ritüeller, bugünün Çin sanatının temellerini attı.

     

    Batılı Ejderhanın Farkı

    Batılı ve Çinli ejderhaların temelde ayrıldığı iki ana başlık vardır. Bunlardan birincisi, batılı ejderha uçan bir kertenkele iken Çinli ejderha uçan bir yılandır.

    İkinci fark ise batılı ejderhanın yukarıda bahsettiğimiz Çinli ejderha profilinin tam tersine sahip olmasıdır. Batı hikayelerinde ejderhalar, prensesleri kaçıran ya da şehirleri yok eden ve finalde bir kahraman tarafından katledilen korkunç ve kötü birer canavar olarak tasvir edilirler. Son dönem yapımları arasında oldukça çarpıcı olan Hobbit filminde yer alan Smaug karakteri buna en bariz örneklerdendir. 

     

    Çin Sanatında Ejderha

    "Kültürel konum" başlığında bahsettiğimiz üzere Çin sanatında ejderhanın tezahürü, antik dönemde yapılan ibadetler temelinde gerçekleşti. Duvarlar, kumaşlar ejderha resimleriyle kaplanırken, seramik, yeşim ve ahşaptan ejderha figürleri oyuldu. Dini amaçlarla yapılmaya başlanan bu eylemler, ejderhanın sunduğu estetik görünümün cazibesiyle dini amaçlar dışında, sanat ve mimari odaklı da kullanılmaya başlandı. Zaman içerisinde mücevherler üzerinde, binaların dış cephe süslemelerinde ve geleneksel kıyafetlerde kendilerine yer bulan ejderhalar, modern dönemde ticari tasarımlarda da oldukça sık kullanılır oldular.
     

     


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.