İnsanlığa Olan İnancınızı Kaybettiren 15 Film

İnsanlığa Olan İnancınızı Kaybettiren 15 Film
  • 29
    0
    1
    4
  •      Gerek filmi izlerken gerek filmden sonra insanların 'bu ne be!', 'bunu bir yönetmen nasıl çekebilir?', 'film dediğin bu değil' gibi söylemlerde bulunduğu, rahatsızlık seviyesinin bir sınırının olmadığını kanıtlarcasına izleyiciye sunulan ve bütün duygularınızı bir anda yok edip içinizde kocaman bir boşluk oluşturan bazıları yasaklı 15 filmi çıkış tarihlerine göre sizler için derledim, keyifli okumalar.

    Minik bir uyarı; 'bana bir şey olmaz yaa alt tarafı bir film' diye düşünmeyin, siz fark etmeseniz dahi oluyor. 

      1.A CLOCKWORK ORANGE, 1971

      Stanley Kubrick yönetmenliğinde Anthony Burgess'in aynı adlı yapıtından uyarlanarak 1971 yılında vizyona sunulan Otomatik Portakal, ahlaki değerlerin iç içe geçtiği, iyi ve kötünün artık ayırt edilemez bir hale geldiği toplumda, gençlerden oluşan bir çetenin insanlara uyguladıkları şiddeti, ve şiddetin boyutunu filmin esas kahramanı Alex üzerinden izleyiciye aktarmayı amaç edinmiştir. Çıktıktan hemen sonra bazı ülkelerde sansürlü sunulmuş, bazı ülkelerde direkt yasaklı filmler arasına katılmıştır. Aynı ada sahip kitabın da filmden sonra yasaklı kitaplar arasına girmesi eleştirilerin hedefi olmuştur. 

     2.THE LAST HOUSE ON THE LEFT, 1972 

     Korku/gerilim denince akla gelen ilk isimlerden Wes Craven'ın 1972 yılında yönettiği Soldaki Son Ev, içerdiği cinselliğin ve şiddetin dozu sebebi ile İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede vizyona girmeden yasaklı filmler listesinde yerini almıştır. Craven'ın ikinci filmi olan bu filmde hiçbir zaman karşılaşamayacağınız 'saf şiddet' unsurları bulunmaktadır. Oyuncuların da fazlasıyla amatör olması şiddet mesajını ayrı bir şekilde izleyiciye aktarır.

      3.THE EXORCIST, 1973 

      Belki de gelmiş geçmiş en iyi kült korku filmi olan Şeytan, William Friedkin tarafından 1973 yılında yönetilmiştir. Filmdeki korku boyutu tüm dünyada eleştirilerin hedefi olmuştur. Bu filmi ilginç yapan bir diğer etken de film çekilirken sette oyuncuların ve yapım ekibinin başına garip olaylar gelmesidir. İki kere set yanmış, ışıkçı ve görüntü asistanı ölmüş, üç tane figüran kalp krizi geçirmiş, başrol oyuncusu Regan'ı canlandıran Linda Blair yataktan düşerek kolunu kırmış ve kostümler çalınmıştır. 

      4.SALO O LE 120 GİORNATE Dİ SODOMA, 1975

      Pier Paolo Pasolini'nin, Marquis de Sade'nin 120 Days of Sodom isimli romanından uyarlayarak 1975 yılında sinemaya aktardığı bu film, gösterime girdiği tarihten bu yana içerdiği görsel şiddet ve sadizmin dozu nedeni ile tartışma yaratmış ve bugüne kadar yapılmış en rahatsız edici film olarak nitelendirilmiştir. Filmin içeriğinde bulunan 'burjuva' ve 'kölelik' olguları dikkat edilmesi gereken en önemli iki etkendir. Burjuva sınıfının hiçbir konuda hiçbir sınırı olmaması, kölelerin genç erkek ve kadınlardan oluşması izleyicilerin filmi asla tamamlayamamasına yol açmaktadır. Öyle ki filmin sonunu getirebilen çok az kişinin olduğu rivayet edilir. Birçok ülkede bugün dahi gösterimi yasaklanmıştır. 

      5.I SPIT ON YOUR GRAVE , 1978

      Meir Zarchi tarafından yönetilen ve 1978 yılında vizyona sunulan Mezarına Tüküreceğim, barındırdığı tecavüz ve zarar verme sahnelerinin şiddeti sebebiyle izleyicide büyük etkiler bırakmayı başarmıştır. Aynı zamanda da bir kadının alacağı intikamın en iyi anlatım örneğidir. 2010 yılında yeni bir versiyonu çekilmiş ancak ilk filmde ele alınan şiddetin yanından bile geçememesi sebebiyle izleyicilerin takdirini beklenilen oranda sağlayamamıştır. Bu yeni versiyon, ilk filmin TIME dergisinin yayımlamış olduğu 'En Vahşi 10 Film' listesine girmesini sağlamıştır. 

     6.SILENT NIGHT, DEADLY NIGHT, 1984

      Slasher film denince akla gelen ilk filmlerden olan Sessiz Gece, Ölümcül Gece 1984 yılında Charles E. Sellier Jr. tarafından yönetilmiştir. Bu filmin dikkat çekmesinin en büyük sebebi filmde bahsi geçen katilin Noel Baba kılığına girmesidir. Noel Baba'nın önemli bir kültürel öge olduğunu savunanlar sokaklarda filme ait afişleri sökerek tepki göstermiştir. Filmdeki Katolik inanca yönelik eleştirilerin de bulunması filmin vizyondan kaldırılmasına ve yasaklanmasına yol açmıştır. 

      7.REQUIEM FOR A DREAM, 2000 

      Hubert Selby Jr.'ün romanından Darren Aronofsky tarafından 2000 yılında sinemaya uyarlanan Bir Rüya İçin Ağıt, toplumun birçok eksiğine değinmekte ve kötü yönlerine ışık tutmaktadır. Bağımlılık konusunu o kadar profesyonelce ele almıştır ki film bitiminde insanlar kendilerini sorgulamaktadır. Uyuşturucu, maddi sıkıntılar, aşk ve aile ilişkilerini iç içe işleyen bu film, gerek müzikleri gerek çekimleri ile izleyiciler üzerinde büyük etkiler bırakmayı başarmaktadır. 

      8.IRREVERSIBLE, 2002 

       Başrollerinde dönemin ses getiren çiftlerinden Monica Bellucci ve Vincent Cassel'in bulunduğu, sinemanın aykırı çocuğu olarak bilinen Gaspar Noé tarafından yönetilen Irreversible, 2002 yılında İngiltere Sansür Kurulu onayı ile vizyona girdi. Gaspar Noé'nin artık alışık olduğumuz renk paleti, 360 derece çekimleri ile insanların filmi izlerken anlamakta zorlanması bir yana içeriğinde bulunan dokuz dakikalık tecavüz sahnesi ile büyük eleştiriler topladı. İnsanın sınırlarını kesinlikle zorlayan, iddialı ve cesur olarak konumlandırılan film, İstanbul'da vizyona girdiği tarihte insanların filmin ortasında salonu terk ettiklerine, bayıldıklarına bile şahit olmuş. 

      9.OLDBOY, 2003 

      2003 yılında yönetmenliğini Park Chan-wook'un yaptığı İhtiyar Delikanlı, aynı adlı Japon manga serisinden uyarlanmıştır. Farklı dallarda birden fazla ödül kazanan bu yapım; şiddet, intikam, aşk, cinsel dürtüler ve daha birçok konuyu yer yer felsefi yer yer de sadece olduğu gibi basit bir şekilde izleyiciye sunmaktadır. İntikam konusunu dehşet verici şekilde ele alarak tartışmalara yol açmakla birlikte film yapımcısının ahtapot yeme sahnesinde özel efekt kullanılmamasına yönelik açıklaması da insanları bir kez daha şaşırtmayı başarmıştır.

      10.À L'INTERIEUR, 2007 

       Alexandre Bustillo'nun yazıp Julien Maury ile yönetmenliğini paylaştığı 2007 yılında gösterime giren İçerde, izleyicilere göre hem itici hem de kendinden ödün vermeyen bir film olarak nitelendirilmektedir. Sinema tarihinin en kanlı filmleri arasında üst sıralara yerleşen bu film, izleyicilerin  tahammül etme seviyesini zorlamış ve birçoğunun salonları terk etmesine yol açmıştır. 

      

      11.THE HUMAN CENTIPEDE, 2009

      Rahatsız edici filmler dendiği zaman hemen hemen hepimizin aklına gelen İnsan Kırkayak, Tom Six'in yazıp yönettiği sömürü korku film serisidir.  İçerdiği şiddet, cinsel şiddet ve vücut dehşetinin grafik tasvirleri nedeniyle bir tarafın büyük ilgisine bir tarafın da büyük eleştirilerine maruz kalmıştır. Sakıncalı görüntüleriyle dünya çapında büyük bir sansürün hedefi olan bu filmin birçok ülkede gösterime girmesi yasaklanmıştır. Olay örgüsü, oyuncuların başarısızlığı ve içeriği sebebi ile izleyicinin genel anlamda olumsuz yorumlarının merceği olmuştur.

     12. ANTICHRIST, 2009

     

       Lars von Trier'in yazıp ortak yapımcılar eşliğinde yönettiği Deccal, ilk olarak 2009 Cannes Film Festivali'nde gösterilmiştir. Festivalde genel olarak filmin sanatsal yönlerini olumlasalar da bağımsız değerleri ile fikir ayrılığına yol açmıştır. Filmi diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri de dört bölüme ayrılarak anlatılmasıdır. Ayrıca ön söz ve son söz olarak da karşımıza ek iki sahne daha çıkmaktadır. Bu özellik de Trier'in eserlerindeki imzası olarak görülmektedir. Danimarka çıkışlı olup ülkede alışılmadık bir eser olduğu için; 'üzüntü, ölüm, cinsiyet ve her şeyin anlamsızlığı gibi küçük şeylerle ilgili son derece ciddi, çok kişisel bir eser" gibi yorumlar alarak içeriğine rağmen olumlu bir yapıt olarak görülmektedir. Bu eser aynı zamanda Trier'in Depresyon Üçlemesi'nin ilk filmi olarak izleyiciye sunulmuştur. 

      13.SRPSKI FILM, 2010

       Rahatsız eden, tiksindiren, mide bulandıran filmlerden bahsedildiğinde İnsan Kırkayak'tan sonra akla gelen ikinci film Bir Sırp Filmi'dir. 2010 yılında Srđan Spasojević tarafından yönetilen bu filmin en çok eleştiri aldığı konu elbette ki pedofilidir. Ayrıca nekrofili, çocuk istismarı gibi temaları içererek gerçek insanların ölümünün kaydedildiği sapkın bir film olduğunu da unutmamak gerekir. Film hakkında yıllar sonra yapılan açıklamalarda snuff sahnelerin çekilirken kadın oyuncuların o sahneden haberi olmadığı da açıklanmıştır. Yani bu filmdeki her sahnenin kurgu olmadığının gerçeği de izleyicinin yüzüne tokat gibi çarpmaktadır.

      14.THE BUNNY GAME, 2012

       Rodleen Getsic ve Adam Rehmeier tarafından ortaklaşa oluşturulan ve yazılan düşük bütçeli gerçeküstü korku filmidir. Vahşi bir içgüdüsel deneyim olarak yorumlanan bu film, Complex dergisinin Tüm Zamanların En Rahatsız Edici 50 Filmine girmiştir. Cinsel ve fiziksel taciz içeren grafik sahneleri nedeniyle de Birleşik Krallık başta olmak üzere birçok ülkede yasaklanarak gösterime girmesi engellenmiştir. Rahatsızlık derecesi fazlasıyla üst seviyerlerde bulunan filmin başrol oyuncusu Rodleen Getsic, bir açıklamasında filmin psikolojik olarak kendini de etkilediğini belirtmiştir. 

     15.NYMPHOMANIAC, 2013

      Lars von Trier'in bir diğer eseri olan İtiraf, dört saat olması sebebiyle iki parçaya ayrılarak 2013 yılında vizyona girmiştir. Genel olarak büyük bir beğeni toplayan film içerdiği cinselliğin dozu sebebiyle beğenilerin yanında eleştirilerin de hedefi olmuştur. Sanatsal boyutuyla birlikte hayatın çarpıcı gerçeklerinin izleyiciye korkusuzca anlatılmasıyla da ilgi çekmektedir. Yapılan yorumlarda gizemli bir şekilde komik, cüretkar ve en ince ayrıntısına kadar müsamahkar olarak değerlendirilen İtiraf, Depresyon Üçlemesi'nin son filmidir. 

       

     

     


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.