Bazı filmler vardır izlediğinizde içinizde bir ışık oluşturur, karamsar hissettiğiniz anda dünyaya bakış açınızı pozitif yönde değiştirir.
Tam da böyle dönemlerde çok ihtiyacımız olan, bize umut verecek filmler ararız.
2020 hepimiz için kötü geçti, her yeni gelen yıl gibi 2021’i de umutla karşılamaya çalıştık. Buna rağmen çoğumuzun umutlarının tükenip yeni yıla girerken bile içimizdeki o heyecanı kaybettiğimiz bu zamanlarda sizlere ilaç gibi gelecek “Umut Aşılayan Filmler” listesini aşağıda bulabilirsiniz. İyi seyirler.
Beasts of the Southern Wild (2012)
Babası tarafından kıyamet gününe hazırlanan Huspuppy, bir süre sonra babasının hastalanması ile kendisini doğaya karşı savaşırken bulur. Doğanın karşısındaki insanoğlunun acizliğini anlatan en güzel film. Hayatta kalma savaşı ve geleceğe umutla bakma gibi temaları işleyen film, izlenecekler listenizde mutlaka olmalı.
Boyhood (2014)
Yönetmen Richard Linklater’ın gerçek zamanlı olarak 12 yılda çektiği filmde; Mason’un çocukluktan yetişkinliğe kadar olan yolculuğunu izliyoruz. Hayatın zorluklardan ibaret olmadığını aslında bireysel yolculuğumuzda karşılaştığımız zorlukların yanında şanslarımızı da hatırlatan bir film. Kısacası, Boyhood, yakın çevrenize ve kendinize odaklanmanızı sağlayacak – izlerken internetteki olumsuz olaylardan veya siyasi gerilimlerden uzak kalmanızı sağlayacak. Aslında bunların ne kadar boş olduğunu ve özünüze dönmenizi aşılayacak.
Capernaum (2018)
Küçük çocuk Zain’in evden kaçışını ve öz ailesini dava etmesini izlediğimiz filmde; Ortadoğuda kızların küçük yaşta evlendirilme sorunu, aile içi problemleri ve yoksulluk konuları işlenmiş. Başından olumsuz, kasvetli bir hava hissederken; etkileyici bir sonla bitecek olan filmi izlemenizi öneririm.
Leave No Trace (2018)

Her şeyi bırakıp ıssız bir ormana yerleşen baba-kızın hikayesi; yaptıkları bir hata sonucu yetkililerin onları bulmasıyla içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Baba-kızın hayatta kalma mücadelesini izlerken zaman zaman gerilecek ve yine umuda dair kırıntılar göreceksiniz. İnsanın öze dönmesi, doğaya kaçışı gibi şu aralar en çok ihtiyacımız olan… bence tam da şimdi izlenecek bir film.
The Farewell (2019)
The Farewell, unutulmaya yüz tutmuş aile bağlarını hatırlatan bir film. New York’ta yaşayan çinli bir ailenin büyükannelerinin rahatsızlığı sonucu Çin’e dönmesi ve kopan aile bağlarının bu vesileyle nasıl onarıldığını anlatan sıcak bir film.
Never Rarely Sometimes Always (2020)
Hamile olduğunu öğrenen genç kız bebeği aldırmak için New York’a gider. Bu süreçte en büyük desteği kuzeninden görür. Okuldaki zorbalıklardan, evdeki sıkıntılardan ve hayatın türlü zorlukların üstesinden gelen genç kız en zorlu koşullarda bile bize hayatı sevmeyi öğretiyor.
Happy-Go-Lucky (2008)
Karşılaştığı tüm olumsuzluklara pozitif yaklaşan bir öğretmenin hikayesini izliyoruz. Belki bir Pollyanna diyebiliriz ancak o kadar rahatsız edici derecede pozitif değil. Karşısına çıkan en olumsuz durumda bile gülümseyi asla bırakmıyor. Böylelikle çevresindeki tüm olumsuzlukları absorbe edip olumsuz durumları olumlu bir yöne çekebiliyor. Hayata ne olursa olsun pozitif bakmanızı sağlayacak neşeli, renkli bir film.
Honey Boy (2019)
Eğer Shia LaBeouf’u sevenlerdenseniz çoktan izlemiş olduğunuza inandığım Honey Boy, Shia’nın kendi hayatını kaleme aldığı bir film. Alkolik babasıyla arasını düzeltmeye çalışan bir çocuk yıldızın hikayesi anlatılıyor. Ancak sonunda ne olursa olsun kendi gücünün farkına varıp olayları düzeltebileceğine inanıyor. Herkes için iyi bir pozitif model. İnsan içindeki gücün farkına varınca düzeltmeyeceği şey yoktur. Filmi adı ise Shia’ya küçükken “Honey Boy” lakabının takılmış olması nedeniyle o şekilde olmasına karar verilmiş.
FREE SOLO (2018)
İmkansız olanı başarırsanız kahraman olursunuz. İşte tam böyle biri, Alex Honnold. Hiçbir emniyet takımı ve güvenlik olmadan 2307 metreye tırmanmayı başaran tırmanışçının, bu kararı nasıl aldığını ve ne gibi zorluklarla bu hedefini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Film aynı zamanda görsel olarak da oldukça tatmin edici. Ü;telik tırmanış sahnelerinde ellerinizin terlemesine engel olamıyorsunuz. İmkansız denen şeyler nasıl gerçekleştirilir bu filmle görmüş oluyoruz.
ALL IS LOST (2013)
Tekne, ıssız ada ve çaresiz biri size her zaman Lost dizisini hatırlatacak olsa da All Is Lost kesinlikle daha iyi bir final sahnesiyle bitiyor-en azından başrolümüzün rüyası değil, olaylar gerçek. Hint Okyanusunda teknesi alabora olan bir adamın hayatta kalma mücadelesini izliyoruz. Bir filmi izlerken en güzel kısım; kendinizi o karakter yerine koyabilmek ve “ben olsam şöyle yapardım” iç sesiyle izlemek. İşte tam da bu noktada karakterimiz -tam da sizin yapacağınız gibi- bir mücadele sergiliyor. Imdb puanı 6,9 olsa da ben izlerken keyif aldım. Sizler de keyif alın isterim.
SELMA (2014)
Özgürlük, bu hayatta kazanılabilmiş en büyük lükstür. Martin Luther King yıllarca vatandaşların özgürlük hakkı için savaştı. Selma filminde bu özgürlük yürüyüşünü izleyeceğiz. 1965 yılında Selma kentinden başkente giden yolda protesto yürüyüşü gerçekleştiren Martin Luther King önderliğinde yönetilen grup, nihayet başarılı oluyor ve kanun çıkarılıyor. Black Lives Matter destekleyen ve Amerika’nın tarihiyle ilgilenen herkes izlemeli.
Yorum Bırakın