"Susamam", Çünkü "Olay" Var.

"Susamam", Çünkü "Olay" Var.
  • 2
    0
    0
    0
  • Son 2 yıl özellikle Türkçe sözlü rap dinleyen insanlar için zor geçen bir zaman dilimi oldu. Türkçe rap akımı ve nispeten eski nesil arasındaki temelsiz ve çabuk yanıp sönen kavgalardan tutun da, toplumdaki rap algısının "Eğlenmek için dinlenen veya arabada açılan bir müzik türü" şekline indirgenmesi ile boğuşan bu tür ve dinleyicisi, halihazırda iyice bölündü. Yeni akım rap müziği dinleyenler dahi biliyor ki, Türkçe rap ile çoğu insanın yıldızını barıştıran, onu bağlayan şey protest özelliği oldu. Bizi dinlemeye sürükleyen, Türkçe rap'in klasikleşmiş işlerinin çoğunluğunu kapsayan "protest rap" türünü üstat saydığımız her Türk rap devi yaptı diyebiliriz. Şimdi dikkatimizi 5 Eylül'ü 6 Eylül'e bağlayan geceye çevirelim. Türkçe rap piyasasında uzun süredir görmediğimiz çarpıcılıkta iki şarkı ve klip ile karşılaştık. Rap müziğin özünü, kelimeler ve ritimlerle neyi amaçladığını tekrardan hatırlamış olduk. Şimdi bu iki protest kalkınma eylemine yakından bakalım, ne dersiniz? İlk hamle Ezhel'den, Türkçe rap akımının popülerleşmesinde belki birinci elden sorumlu Ankaralı kökenli rap sanatçısından geldi. Cümleyi tekrar okursak bu noktada şarkının her şeyden bağımsız olarak neden çok daha değerli olduğunu kavrarız diye düşünüyorum. Aynı zamanda bu şarkının Ezhel hapisten çıktıktan sonra değil de, son zamanlarda yaşanan Norm Ender tartışmasından sonra çıkması bunun bir cevap amacı güdüp gütmediğini düşündürmüyor değil. Şarkıya gelecek olursak, bu şarkının protest kısmını Susamam'a göre daha düşük buluyorum fakat Ezhel gibi Türkiye'nin popülarite bakımından en büyük ve ünlü sanatçılarından birinin bu konuya bu tarz bir kliple değinmesi takdire şayan ve cesur bir hareket. Bilinçsizce dinleyen kitlenin bile gözünü açabilecek ve bir şeyleri sorgulamasını sağlayabilecek kadar sağlam bir klip olmuş. Şahsi problemim şarkının klip ile çok alakasız, daha doğrusu onu desteklemekten uzak bir profil çiziyor olması. Ezhel'in şarkıdaki lirikalitesi kendine özgü ve kötü olmasa da, klibin ciddiyetini kavrayamıyor ve klibi izlerken arkada neredeyse tesadüfi duruyor. Nakaratın tekrarındaki fazlalık biraz dikkat dağıtıcı. Fakat vurgulandığı gibi dikkatleri üzerine çekecek ve yakın tarihte milletçe yaşadığımız her olaya parmak basan bir klip mevcutken şarkının müzikal eleştirisini sınırından fazla yapmak çok gereksiz kaçacaktır. Eski dönem NTV yıl sonu almanakları gibi akan klipte anlayabildiğim ve takdir edebildiğim şeylerden biri de şu; son yıllarda trajedi üzerine trajediyi yaşamış, bu sıklıkta unutkanlığı üzerine çökmüş ve olaylara karşı uyuşmuş toplumumuzun gözleri önüne Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan, Hande Kader, Fırat Çakıroğlu, Ömer Halisdemir ve ülkenin curcunası ve bölünmüşlüğü uğruna yaşamını bu ülkenin topraklarına teslim etmiş her ruhun ideoloji veya inanç fark etmeksizin aynı 4 dakikada gösterilmesi birinci sınıf bir direniştir. Son olarak, Ezhel'in bu sene içinde kısa bir süreliğine "kitleleri zehirleyen, hip-hopu malzeme eden" bir sanatçı olarak yansıtılması ve öyle sanılması yanılgısı bu şarkı ile bitmiştir sanıyorum. Şimdi Susamam adlı çalışmaya gelelim. 20 müzisyen; doğa, adalet, hukuk, ülkemiz, eğitim, sorgulamak, kadın hakları, kadına şiddet, hayvan hakları, intihar, faşizm, sokak ve trafik gibi ülkemiz insanının rutin hayatına el uzatan konular hakkında seslerini yükseltmesi başlı başına muazzam bir olay. Türkçe rap'in son 6-7 senedeki en büyük işi ve ortak bir amaç yolunda birleştirici bir güç diyebiliriz. Organizasyonundan altyapısına, sanatçılardan konuların işlenişine her yönüyle kusursuza yakın. Bu çalışmada parlayan iki nokta var:
    1. Genellikle Cypher tarzı rap şarkılarında altyapı değişmez. Bu şarkının Deniz Tekin kısmında yaşanan altyapı değişimi tüyleri diken diken edecek şekilde yapılmış. Prodüksiyona şapka çıkartmak lazım. (Cypher: Bir grup rap sanatçısının birlikte rap yapması.)
    2. Sanatçılar. Son zamanlarda oldukça negatif bir algıyı üzerinde bulunduran Hayki dahil olmak üzere bu şarkıdaki çoğu sanatçı (Sokrat ST, Ozbi, Tahribad-ı İsyan ikilisi vb.) uzun zamandır onlardan duyduğum en etkileyici performanslara imza atıyorlar. Ayrıca bu kadar farklı sanatçının tek amaç için birbirlerinin hizasında durabilmesi mutluluk verici. Fuat Ergin ve Beta Berk Bayındır'ı  aynı şarkıda duymak ve bu durumun sırıtmaması beni çok mutlu ediyor.
    Fuat Ergin'in adı geçmişken; bu şarkıyı Türkçe rap'in öncülerinden, "okul sahibi" olarak bilinen Fuat Ergin'le başlatmak stratejik ve müzikal anlamda dahiyane bir hareket olabilir mi? Bir şarkı Fuat Ergin ile başlıyorsa, bu bir fikir veriyor olmalı. Fuat'ın Cengiz Han üzerinden ilk 4 dizesinde verdiği mesaj çok etkili. Eskiden kutsal görünen doğayı yok ettiğimiz gerçeği ve son 4 dizede de doğayı kirletmenin ne kadar insanlıktan uzak bir hareket olduğunu ve doğayı kirletmenin geleceğimizi yok eden bir hareket olduğunu vurguluyor. Ados: Belirtmem lazım ki; Ados kısmında bu konu üzerine farklı bakmamı sağlayan veya çenemi düşürecek derecede sarsıcı bir dize ile karşılaşmadım. Önemi var mı? Aslında yok çünkü rap sahnemizin en özel ses tınılarından Adem Oslu, alfabeyi baştan sona saysa dahi ona edebi ve dinletilir bir yön verebilir. Şanışer: Şanışer, adalet kısmında neredeyse her dizeye bir uyarı tabelası diker gibi rap yapıyor. "Adalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldum / Şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum / Kendi ülkemin polisinden korkar oldum / Üzgünüm ama senin eserin ülkedeki umutsuz nesil / Senin eserin bu mutsuz kesim ve bu kurşun sesi! / Sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefil / Senin, senin eserin, senin eserin bu korkunç resim!" Şanışer'a ait kısım Tuğçe ve Büşra cinayeti ve tutuklu gazeteciler gibi muazzam referanslar içeren punchlinelarla dolu. Hayki'ye geçmeden önceki kısımda yaptığı vokal düzenleme de şarkının akıcılığına yardımda bulunmuş. (Punchline: Bir şakayı/hikayeyi/fikri belirtmek ve bu belirtinin dinleyicide bir cevap veya tepki yaratması için kullanılan bir yargı cümlesidir.) Hayki ve Server Uraz: Hayki de Server Uraz da Basemode Records'a geçtikten sonra müzikal yaklaşımları dramatik şekilde değişen ve zaman zaman eski hallerini aratan iki sanatçı. İkisinin de, özellikle repertuarında protest Türkçe rap klasikleri bulunduran Hayki'nin formuna kavuşmasını duymak mutluluk verici. Beta ve Tahribad-ı İsyan: Bu üçlüyü birlikte yazacağım çünkü şarkının içeriğinde Türkiye'den İstanbul'a geçişi bu üçlü sağlıyor. Beta Suriye mülteci sorunumuza değinirken, Tahribad-ı İsyan ikilisi Istanbul'daki ekonomik ve sosyal adaletsizliğe saldırıyorlar. Sulukule'den çıkmış ve orada büyümüş iki kişi kadar kim bilebilir İstanbul'un adaletsizliğini ve cefasını? Onların dediğine göre yalısı, teknesi, sarayı olmayan bilemez. Tahribad-ı İsyan için "Ghetto Star" parçasından sonra böyle bir işte bulunup bu performansı vermek büyük bir gelişme. Sokrat ST: Eğitim kısmı benim şahsi favorim olabilir. Sokrat'ın sesi, arabesk altyapısı, ve oldukça iyi bir söz yazarı olması bu kısmı başlı başına parlatıyor. "Sokak başı üniversite ama köy okulları çok terste Başa gelenin ideolojisi neyse o anlatılır her derste Zengin, fakir ayrı Torpile ya da parasına göre kayırır Eğitim endüstridir İnşaattan rant sağlamaka aynı! Kiminin kitap alıcak bi' parası yok Öğretmen atanıcak ama "arası" yok! Milletvekili bi' tanıdık mı, wow Beni anlaman da bu mantıkla zor Bari bi' köy okulunun yardımına koş Her tarafı kaos Sen de biraz boğuş Bu gece uyudu zorla çocuk Okula gidecek YOL YAP!" Ozbi: Sokrat - Ozbi - Deniz Tekin üçlüsünün şarkıda arka arkaya gelmesi şarkıya inanılmaz bir şiirsellik katıyor. Solo projelerinden ve Rakılı(Live) serilerinden de çeşitliliğini bildiğimiz Ozbi, sorgulama üzerine yüksek tempolu ve enerjik soru cümleleri ile dolu mısralar sunuyor bize. Ozbi'nin sanatındaki estetiğin farklılığı burada da kulağa çarpıyor. Deniz Tekin: Deniz Tekin; akustik gitar ve bir kadının yaşadığı gerçeklerin bizzat anlatımı. Şarkıda ve yazıda buraya kadar geldiyseniz anlayabilirsiniz ki yeni iltifat ifadeleri bulmak gittikçe zor bir hale geliyor. Yeis Sensura & Sehabe: Kadına şiddet konusunda bir mesaj verilmek isteniyorsa bunun en etkili yolu kadına şiddet uygulayanlara sen diliyle "İnsan mısın? Adam mısın?" diye sormak mıdır bilemiyorum. Sehabe'nin rap stili buna el verdiği için bunun üzerinde çok durma gereği görmüyorum. Defkhan: Yükselen Rap&B sanatçısı Aspova'dan sonra gurbet kökenli rap sanatçılarımızdan biri olan Defkhan, Türk vatandaşı kimliği ile yurt dışında bulunmanın nasıl bir his olduğu hakkında resmen beatin üzerinde kayan bir flowla ithamlarda bulunuyor. Gurbet konusunun da bunun içinde işlenmiş olması çok önemli bir adım. Şanışer(Hayvan Hakları): Şanışer şarkının orijinal sahibi olmanın yanında, şarkının en iç görü sunan ve en bütünlüklü iki kısmında da parlıyor. Büyük bir empati ile hayvanların gördüğü muameleyi vurguluyor. Şu dizelerle bitirmesi de cabası: "Büyük ahlaksızlıklar için büyük aptallar lazımdır Bütün insanlar suçlu değildir ama Bütün hayvanlar masumdur" Sokrat ST(İntihar): Türkçe rap'te depresyon, mental sağlık vb. konuların işleniş sıklığındaki azlıktan yakınan biri olarak, Sokrat'ın bu kısmı gözlerime yaş getirdi diyebilirim. Konunun dramatikliğini Sokrat'tan daha iyi kim yansıtabilirdi gerçekten bilmiyorum. Aga B: Aga B, en eğlenceli ve en şahsına münhasır bulduğum Türk rap sanatçılarından. Faşizm kavramının hem içinden hem de etrafından geçerek toplumumuzda bunu teşvik eden davranış biçimlerini kendine özel mizahi şekli ile eleştirmesi, şarkıya çeşitlilik katan bir diğer nokta olmuş. Miraç: Listede en aşina olmadığım isim fakat beni şaşırtmayı başardı. Nispeten daha kısa süren bir rolü var fakat kesinlikle güçlü bitiriyor: "Sokağa bakanın adını değil Yoksulumun, yetimimin adını ver Zabıtaları seyyara değil Gökdelenlere gönder" Kamufle: Organizasyonda illa bir problem göstermek gerekirse, şarkının daha görkemli bitmesi gerekirdi. Trafik kısmı neden en sonda yer aldı bilmiyorum. İstanbul kısmından sonra Tahribad-ı İsyan'ın enerjisine Kamufle'nin stili çok iyi gidermiş gibi geliyor. Türkçe rap'te en iyi seslerimizden, karizma akan teslim biçimiyle Kamufle; kısa ve öz bir kısımla trafik sorunlarımıza ve duyarsızlığımıza büyüteç tutuyor. Hükmümüz Nedir? Çoğu ana akımda belirli bir yer edinmiş sanatçıların kişisel, sanatsal ve istatistiksel kaygıları bir kenara bırakıp bunu yapmış olması ne tür müzik dinliyor olursanız olun gurur duyulacak bir şey. Rap ile bağdaştırdığımız ve mumla aradığımız isyanın doruklarını etkili, bilinçli ve organize şekilde yaşatabilmeleri de dinlerken düşündüğümüzden çok daha zor. Aynı anda bir sosyal sorumluluk projesi haline getirilen #Susamam hareketi, şarkıya özel çıkarılan tişörtlerin geliriyle köy okullarına bağışta etkin rol oynayacak. Konu için Instagram'a özel tasarlanan bir filtre ile bağış için "challenge" yaratılacağı da bilgilerimiz dahilinde. İyi haber duymaya hasret kaldığımız Türkçe rap piyasasında, bu olayın ve "Olay"ın şimdiden sayısız isimden aldığı destek ve uyandırdığı bilinç için sanatçılarımızın hepsine gönülden bir teşekkürü borç biliyoruz. Respect! Susamam tişörtü ile kampanyaya bağış yapmak için buraya tıklayabilirsiniz. Olay?utm_source=generator" width="100%" height="380" frameBorder="0" allowfullscreen="" allow="autoplay; clipboard-write; encrypted-media; fullscreen; picture-in-picture"> ve Susamam?utm_source=generator" width="100%" height="380" frameBorder="0" allowfullscreen="" allow="autoplay; clipboard-write; encrypted-media; fullscreen; picture-in-picture"> şarkılarını dinlemek için şarkı isimleri üzerine tıklayabilirsiniz. Şahane klipler içinse şöyle buyrun: https://youtu.be/L5K3IxINr7A https://youtu.be/LkM60aTEl0U

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.