Japon Estetiği

Japon Estetiği
  • 4
    0
    0
    0
  • Bir kere artık hepimizin,  Japonya’nın dünyanın en değişik yeri olduğunu kabul etmemiz gerek. En azından bu benim düşüncem. Kolanın orada berrak ve 0 kalorili olup buna rağmen aynı tada sahip olması bunun ispatıdır.

    Japon estetik algısı, yaşadığımız batı dünyasının estetik algısından çok daha farklı bir yerde. Ve bu algı son 10 yıldır (özellikle TUMBLR vs. siteler sayesinde) daha da çok yayılmaya ve benimsenmeye başlandı. Bize değişik gelen bu estetik tarz, ilginç bir şekilde bizi etkiliyor ve içine çekiyor. Çünkü alışılmışın dışında ve batı kültürü gözünde baktığımızda aslında Japon estetik tarzının hem çok geleneksel hem de çok modern olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda sadece göze hitap etmiyor, Japonlar tarafından aşırı içselleştirilmiş bir algı. Bizim estetik olarak nitelendirdiğimiz bu şey aslında onların yaşamlarının bir parçası. Bu arada çok da kapalı bir şey değil çünkü hem modern hayattan hem geleneklerden hem de diğer kültürlerden de etkileniyor. Ve bunu sokakta yürürken , restoran ve cafelerde hatta evlerde ve okullarda, giyim tarzında açıkçası her yerde görüyorsunuz. Belki burada geleneksel kıyafetlerle birini görseniz garibinize gider. Ama orada kimonolu birini görürseniz bu size batmaz. Güncellenebilirliği yüksek bir algı.

    Japonlar estetiği dokuz alt başlığa ayrılmış. Sade mi yoksa dini mi, yoksa aşırı mı, hepsinin bir başlığı var:

    1) SHİNTO-BUDİZİM:

    Şinto, Japonların ana dini olarak geçiyor ve aynı zamanda Japon kültürünün temel taşı olarak da görülüyor. Ama Japon estetiğinde önderlik eden şey daha çok Japon budizimidir. Japon budiziminde her şey sonunda hiçliğe bürünür. Yani hiçlik ana unsurdur ve aynı zamanda hiçlik ”potansiyel alanı/ space of potentiality” olarak da geçer. Yani her şey için potansiyel vardır ama hiçbir şey hiçbir zaman son noktaya ulaşamayacaktır. Çünkü potansiyel limiti sonsuzdur. Doğayı şükredilmesi gereken bir lütuf olarak ele alır ve doğanın varlığı da Japon estetiğinin oluşumunda önemlidir.

       Shinto Tapınağı

     

     

    2) WABİ-SABİ:

    Wabi-Sabi akılcı tutumu ele alır ve güzelliği henüz  tamamlanmamış şeylerde bulmaya çalışır. Bunu özellikle doğaya atfetmiştir. Aslında Feng-Shui gibi bir felsefe olarak ortaya çıkmıştır ama o kadar katı kurallar içermez. Hatta kederde ve hüzünde de bir güzellik bulmaya çalışır. Wabi: ruhaniliği temsil eder. Sabi: nesneleri temsil eder. Özet olarak alışılmadık bir güzellik gözler önüne sunar. Ve Wabi-Sabi’yi sağlamak için yedi tane prensip vardır.

    Fukinsei (不均斉): Asimetri

    Kanso (簡素): Basitlik

    Koko (考古): Temel

    Shizen (自然): Doğal

    Yugen (幽玄): Mütevazi

    Datsuzoku (脱俗): Özgür

    Seijaku (静寂):Sakin

     

    3) MİYABİ:

    En eski Japon estetik fikirlerinden biridir. Kelime anlamı olarak elegant ve hüzünlü olarak da geçer. Amaç en zarifi elde etmektir.

    (Miyabi tarzında inşa edilmiş bir budist tapınağı - Kyoto)

     

    4) SHİBUİ:

    Sade ve basit güzelliği ifade eder.cKendi içinde dört prensibi vardır.

    1) Güzellik basit olmalı ama içinde ayrıntı da olmalı.

    2) Var olan detaylar zamanla daha da değer kazanacak anlamlar taşımalı.

    3) Wabi- Sabi ile karıştırılmamalı, Wabi-Sabi içinde Shibui barındırır ama Shibui içinde Wabi-Sabi barındıramaz.

    4) Shibui spontane olmakla ve elegant olmak arasındaki ince çizgide yürür.

     

    5) Iki:

    Sofistikeliği ve orjinalliğe önem verir. Ayni zamanda kompleks olmakla beslenir.

    6) JO-HA-KYU:

    Başlangıç, ilerleme ve hız kazanma adları altında bir tempoyu ifade eder. Bu tempo daha çok Japon seramonilerinde kendini gösterir.

     

    7)Yūgen:

    Derinliği ve gizemi ifade eder. Aynı zamanda bir felsefe olarak da şimdiki yaşamın sadece bir illüzyon ve sonraki yaşama hazırlık olduğunu öne sürer.

    8)Geidō:

    Yaradılışı egzersiz eden bir estetik tarzıdır. Daha çok eski Japon savaşçıları tarafından benimsenmişti.

     

    9)Ensō:

    Japonca anlam karşılığı çemberdir. Sonsuz güç, zariflik ve aydınlanmayı ifade eder. Ensō çizim tarzının , sanatçının kişiliğini ortaya koyduğuna inanılır.

     

    Japon estetiğinin bu kadar içselleştirilmesinin nedeninin  hepsinin bir felsefeye hizmet etmesinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Çünkü sadece göze hitap etme amacıyla değil ama aynı zamanda insanlarda manevi bir etki  bırakılmak da istenmiş.

    Peki modern Japonya’da nasıl oluyor da hem modern anlayışla hem de geleneksel anlayış bir araya geliyor? Ben de kesin olarak bilmiyorum ve bilemeyeceğim de ama söyleyebileceğim şey insanların hala geleneklerine bağlı bir şekilde yaşama arzusu onları bu estetik tarzından uzaklaştıramıyor. İyi de oluyor bence:))

    Artık modern zamanların Japon estetiği estetik algımıza domine etmeye başlayacak gibi geliyor. Sosyal medyada sırf bu yüzden fotoğraflar paylaşılıyor ve bence ortaya çıkan şey gözlere ziyafet! Daha fazlası için linkleri de bırakıyorum.

    https://www.facebook.com/groups/Atmospheregroup/

     

    https://www.facebook.com/NoriShiuido/

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.