Bu karakterle ilk tanıştığım zaman dokuz on yaşlarındaydım, bir çocuğun vampirlere karşı duyduğu o umarsız ilginin oluşum kaynağıydı. Ama asıl beni içine çektiği zaman yedinci sınıfta onu tarih ders kitabında görmek oldu . Korkutucu namıyla; Kazıklı Voyvoda.

III. Vlad çocukluğunu ve gençliğini,  Osmanlının Eflak hanedanının dan aldığı bir devşirme olarak Osmanlı sarayında , savaşlarda Osmanlı safında geçirmiş . İleri ki senelerde ordu içinde  çok önemli bir konuma gelmiş  ve tarih içerisinde  yaşanan olaylar onun Eflak valisi olarak atanmasında önünü açmış. İşte namında ki voyvoda lafzı buradan çıkıyor . Voyvoda; Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Osmanlıların Eflak ve Buğdan beylerine verdikleri unvandı. Sonra ki seneler de Vlad Eflak’ ı tamamen kontrolü altına almış. Tabi bunu sağlamak için konumunda hak iddia edebilecek herkesle savaşmış . Aslında tüm bunlar olurken bir karakter olan Drakula’nın halk içinde kulaktan kulağa dolaşarak oluşan o vahşi yanları ortaya çıkmaya başlamış .Namının asıl ürkütücü olan kısmı ise  Vlad’ ın  Eflak’ ı ele geçirirken ona karşı gelebileceğini düşündüğü herkese karşı bir göz dağı vermek için,  en sevdiği işkence türü olan kazığa oturtmayı çok yoğun bir şekilde kullanmasıyla ortaya çıkmış . Öyle ki halkın ona itaat etmelerini sağlamak için Vlad, tekerlekli platformlar üzerinde kazıklara oturttuğu yüzlerce sivil insanı şehrin içinde dolaştırtmış. İşte tüm bu acımasız eylemleri diğer ülkelerde duyuldukça  , halk Vlad’ın Kont Drakula olmasında ki yolunu hazırlamıştır. III. Vladın hayatının son yılları bizim ve Kont Drakula için bir anlam ifade etmiyor.

Her şey den önce karakterin oluşumunda ki Osmanlı etkisi bizler için konunun daha cazibeli olmasını  sağlıyor. Halk arasında mitleşen bu karakterin adı , ilk kez 1897 de Bram Stoker  tarafından yazılan  Drakula adlı romanında geçmektedir. Aslında romanda ki bu karakter Kontla adeta bir kimlik gibi bütünleşir. Kontun fiziksel görüntüsü ,rutinleri, yaşam tarzı bundan sonra ortaya koyulacak her eserde bu kitapta ki Drakula karakterinden yola çıkılarak ortaya koyulacaktır.

Genel olarak Vlad bir canavar olarak tasvir edilmiştir. Kitapta  ki karakterlerden Jonathan Harker ‘ın ağzından dış görünüşü şöyle anlatılıyor;  "Yüzü güçlü -çok güçlü- kartal gibiydi, ince burnunda yüksek bir kemer, tuhaf bir şekilde kemerli burun delikleri vardı, alnı azametle kubbeleniyordu ve şakaklarındaki saçlar seyrekti, ama başka yerlerde boldu. Kaşları gürdü,burnunun üzerinde neredeyse bir araya geliyordu ve kendi gürlükleriyle kıvrılıyor gibiydiler. Ağzı ağır bıyığınının altından görebildiğim kadarıyla, kararlı ve azimli görünüşlüydü; tuhaf bir şekilde keskin dişleri vardı, bunlar dudaklarının üzerinde çıkıntı yapıyordu. Dudaklarının dikkat çekici kırmızılığı, o yaştaki bir adam için hayret verici bir canlılığa işaret ediyordu. Kulakları solgundu ve tepeleri oldukça sivriydi, çenesi geniş ve güçlüydü, yanakları zayıf, ama diriydi. Yarattığı genel etki sıradışı bir solgunluktu."   Anlatımdan da anlaşılacağı üzere Kontun insani görünüşünün  bile ürkütücü bir havası var. Bunun dışında bilindiği üzere Drakula beyaz tenli, kırmızı gözlü, dudakları kırmızı, sivri köpek dişli, 20 insan gücünde, tırnakları uçlara doğru sivrilen,  korkutucu bir canavardır. Rutinleri anlamında ise tabutta uyuyan, gece dışarıda avlanıp, gündüz tabutunda saklanır . Kurt, yarasa ve sıçan şeklini alabilir ve onlara  hükmedebilmenin yanında, bir delikten içeri sızabilir , aynalar da da görünmez.

Drakula için Maceranın başlangıç noktasına bakıldığında . Yüzyıllar boyunca sürülen bir yalnızlıktan sonra , İngiltere’ye  Taşınma  fikridir. Tabi bu durumun gerçekleşmesi adına yapılan bir çok plan vardır ve bu fikrin gerçekleşmesi aşamasında onun belki de sonunu getirecek bir düşman edinir kendine ; Dr.Abraham Van Helsing. Drakula kadar  meşhur olmayan kahramanımızı tanıyınca sizin için  Drakula’dan daha favori olabilir. Bunun dışında Kont için kitapta ki asıl olaylar dan uzaklaşılarak yazılıp çizilmiş bir çok anlatımı mevcuttur. Bazı anlatımların da kitapta anlatıldığına kıyasla gelinleri üzerinde çok durulmuş  . Bazılarında Van Helsing  den hiç bahsedilmemiş . Bazıları Drakulayı iyi biri yapmış , gibi gibi bir çok versiyonu mevcut. Ama bence karakterin doğum esasını anlamak adına Drakula kitabını okunmalıdır.

Vlad hakkından halk arasında çok fazla efsane üretilmiş  .Karakterin bir vampir olarak evrilmesinde ki ana durumun ,III. Vlad’ın katlettiği insanların kanlarını fıçılara doldurtup Eflak ta depoladığı ve onları içtiği düşüncesinden yola çıkılarak oluştuğunu düşünüyorum. Evet Kont Çok güçlü bir vampir hatta bazı kişilerce  Vampirlerin atası olarak biliniyor ancak ben Karakterin kurgusunda ki bu vampirlerin atası olduğu düşüncesine  katılmıyorum. Çünkü Kurgusal anlamda  Vlad 15. Yüzyılda ortaya çıkan bir karakter, vampirler ise çok daha uzun süredir dünyada varlar ,bu durumda mantıken Vladın vampirlerin atası olma ihtimali düşük duruyor . 2014 yapımı Drakula: Başlangıç filmi bu duruma bir ışık tutuyor. Vladın dönüşümü dağda yaşayan başka bir vampir tarafından gerçekleşiyor. Herşeye rağmen Kont’un Karanlığın bir parçası olduğu gerçeği kaçınılamaz. Vampirlerin atası değilse de Vampirlerin şahı denebilir. İşte bu yüzden Karanlıklar Kralı değil de ; Karanlıklar  Prensi.

Popüler  kültüründe etkisiyle  vampir, kurt adam gibi kurgular yapılırken , eski dönem özelliklerden vazgeçilip, karakter türlerine  istenilen yeni dönem özellikler kazandırılmıştır. İşte bu değişim dönemiyle birlikte  güneş ışığının vampirleri öldürdüğü bilgisi ortaya çıktı. Bu bilgi Eski dönem kurgularına göre tamamen yanlıştır. Güneş ışığında dolaşabilir ancak gecenin aksine gücü daha azdır. 2020yılında Netflix   tarafından mini dizi olarak yapılan Drakula ‘nın final sahnesi, bu  yeni dönem bilgisini dramatik bir şekilde çürütüyor. Anlatılmayacak bir muhteşemliğe sahip . Öneri  olarak söylüyorum bence romanından sonra en çarpıcı Drakula yapımı olabilir. Anlatılmaz İzlenilir.

Karakterin zaman içerisinde  gelişimini incelemek gerekirse. Drakula üzerine  olan yapımlarda Drakula’nın gittikçe kalıp sınırlarını aştığını görüyoruz.2016 yılı yapımı olan Van Helsing dizisinde Drakula’yı bir kadın olarak ,gelinleri içerisindeyse  kadın erkek ayrımı yapılmadığını görüyoruz. Bu durum Drakula’nın istediği her beden girebilen saf bir güç olduğunu ve gelin olarak seçiminden de cinse değil güzelliğe hayran olduğunu ortaya koyuyor. Bu karaktere bam başka bir bakış açısı kazandırmış. Böyle bakış açıları kazanması kötü değil ancak karakterin aslına zarar verilmeden yapılmalı .Çünkü oluşturulan her karakter aslında bizim dünyamızda da var oluyor.  

En sonun da demek gerekirse; Drakula Oluşumunda tarihin ve insan zihninin yer aldığı. Karaktere imzasını atanlar tarafından daha da Yücelen , İstemsizce insan sempatisini kazanan biri  ve her çağın karakteridir. Ve onu kurgulayanlar değişse de onun değişmeyeceğini umarak yüzyıllar boyu ömür diliyorum . Çok yaşa Kont Vlad Drakula…