Oscar Wilde 1854 yılında yani nam-ı değer Viktoryan döneminde Dublin’de doğdu. Oscar Wilde estetik zevklere tutkulu biriydi. Bunu çoğu eserinde de görmek mümkündür ki aynı zamanda kendisi Estetik akımının temsilcilerindendir. Feminem yakıştırmalara maruz kalmasına rağmen, ki doğruluk payı yok diyemeyiz, uzun saçı, kadife ceketine iliştirdiği çiçek detayı, saten fularları ve kürk peleriniyle Oscar Wilde giydiklerine önem veren bir insandı. Tabi bu onun moda övücüsü yapmıyordu, hatta şu sözü eylemlerini tamamen açıklamaktadır;
“Moda öyle dayanılmaz öylesine çirkindir ki, altı ayda bir onu değiştirmek zorunda kalırız.”
1887’nin ortalarında, Oxford Trinity Kolej’deki eğitimini tamamladıktan sonra, Leydierin Dünyası adlı derginin editörü oldu ve derginin ismini Kadınların Dünyası olarak değiştirdi. Oscar Wilde Viktoryan dönemini çok eleştiren bir yazardı, bu yüzden derginin ismini sadece leydiler hitap ettiğini çağrıştırdığından bunun bütün kadınların okuyabileceği bir dergi haline getirdi. Oscar’a ünü getiren makalesi ise Elbiseler Hakkında isimli çalışmasıdır. Bu eserde Oscar modayı sanatın incelikleriyle birleştirir ve güzel giyinmek kadınlara kendi üslubuyla tavsiyeler verir. Ama makalenin en önemli noktası, Gabriel Chanel’in gerçekleştirdiği moda reformu fikrini ortaya atmıştır. Korselerin, kat kat fırfırlı eteklerin güzelliği vurgulamadığını, güzelliği kadın figürünü ortaya koyan kıyafetlerle daha iyi vurgulanacağını ifade etmiştir. Makalede aynı zamanda boyutların öneminin ne kadar önemsiz olduğundan bahsetmiş ve şöyle demiştir:
“Büyük bir katedral güzeldir, ancak çevresinde uçan kuş da öyledir. Bir ayak, küçük olduğu için ille de güzel değildir. Dünyadaki en küçük ayaklar Çinli hanımların ayakları ve onlar da en çirkinler.”
Estetik kaygılara ve lüks tutkusuna sahip Oscar Wilde'ın ölümü de Paris'te kaldığı otel odasındaki duvar kağıtlarından şikayet etmesinden çok kısa süre olur. Estetiğe ve güzelliğe yaklaşmaya çalışan bir adamın portresini çizer, Oscar Wilde'ın hayatı.
Yorum Bırakın