GARGOYL
taş kesildim kaldım
safi düşünce gibi
bir bakıştan ötekine
güneş de, benimle
uzaklığın kendisini
eritmekte
bütün ışıklar
saklarlar biçimlerini
yalnız benim çevremde
eskisi gibi
gelmezler bana
eskisi gibi, gökyüzü
dindirmez içimi
anlatıldı, anlamadım
ve buna artık
hiç gerek kalmadı, hayır
onun yerine
zaman gövdemden
akıp gitti
bense bir hayaletin
arkasında buldum kendimi.
***
GLISSANDO
Masmavi gökyüzünün
Tam altında - bir sokakta
Gördüm onu.
Salınan, titreşen
Elvin dalgaboylarının
İçinde.
Beş düşsel kompozisyonun
Arasında, fark ediliyor
-belki sonradan
-belki en baştan
Nefes veya
İçsel bir akıntıymışçasına,
Ki bir kelebek
Sâde renkleriyle orada
Mor-siyah veya
Mor-turuncu-siyah kanatlarıyla.
Onun kendi dışavurumu, halbuki
Bir naif bongo glissandosu.
...herhangi birinin anısı bile değil.
...ne bir kişi
...ne bir gölge
ne anlaşılmaz
soyut bir bilmece.
Aklımdan çıkaramıyorum onu
Adımlarım, dokunuşlarım ve
Yadigâr huzurum ile.
Nemli yağmur ormanlarında
O yağmurları getiren
Ağaçların arasında, uçuşuyor
Bir zarafetin, kendine münhasır,
İçine çekilen bataklıklarda.
Oluşa bakmak zamanım,
Düş ülkesinin en eskisine gidiyor
Mor-siyah veya,
Mor-turuncu-siyah
Kanatlarını gördüğümde.
***
AĞUSTOS
bir hava uğultusu var
oturduğumuz yerde, ortada
küçük bir hareket
olmakta hacmini beslemekte
henüz beklemekte, henüz
ne bir şarkı söylendi
okundu bir anlatı çünkü
ben kendime,
rüzgar sesini duyuyorum
rüzgarın uzağındaki bir odadan
belki böyle, diye
kendi kendine büyür tecrübe
vücuda nail olmadan.
***
Yorum Bırakın