Cincinnati'nin Büyülü Yorgunluğu: The National

Cincinnati'nin Büyülü Yorgunluğu: The National
  • 0
    0
    0
    0
  • Anlamsızlaşırken hayat, düşüncelerimiz sararken etrafımızı tatlı bir yorgunluk çöküyor genelde. Bu anlarda dilimizden anlayan bir melodiye sarılırız hemen. İçimizdeki anlamsız hissi yatıştıran bir sese belki de. The National ise bu cümlenin karşılığı. Yorgunluk ve depresifliğin kesişim noktası. The National; Cincinnati çıkışlı indie, alternatif rock grubu. Beş üyesi de hâlihazırda indie’nin son yıllardaki kutsal toprakları Brooklyn’de yaşamakta. Zira grubun iki üyesi Aaron ve Bryce Dessner ikiz, grubun davulcusu Bryan Devendorf ile basçısı Scott Devendorf ise kardeşler. Matt Berninger ise nadide vokalleri. 1999’da Ohio’da kurulan grup, 14 senelik bir serüvene imza attı, ve başarıyla devam etmekte. Öyle ki son albümlerinde arşa çıkardıkları soundlarıyla, Sleep Well Beast albümüyle Grammy'i kucakladılar bile. Grup 2001 yılında ilk albümlerini kendi adıyla piyasaya sürdü. İkinci albüm ise ismiyle oldukça dikkat çekiyor diyebiliriz. İki sene sonra 2003'te çıkardıkları ikinci albüm olan "Sad Songs For Dirty Lovers"tan bahsediyoruz. Albümün hissettirdikleriyse bambaşka. Albümden Fashion Coat parçası adeta "umursamazlığın" ve neşenin enstrümantal hali. Albümün genel havasından uzaklaşan bir parça Fashion Coat. Kasvete ve ağırlığa yer vermemiş The National. Bir diğer favori parçamız ise Lucky You. İnceliğin, sevginin sade gösterimi. Sözleriyle, Matt'in sesiyle büyülü bir atmosferi var parçanın.

    "You own me There's nothing you can do You own me"

    Gelelim diğer albümümüze, Cherry Tree. Cherry Tree'den hepimizin aşina olduğu parça ise About Today. Albüm kaydı ve canlı performanslarının muhteşem olduğu güzide bir eser. İkisinin de bu kadar başarılı olması About Today'i üst seviyelere taşıyor elbette. Şarkıyla beraber geçmişinize, ayrılıklara, hüzünlü anlarınıza yardımcı olduğu, sizin adınıza mırıldandığı hissiyatına kapılıyorsunuz. Bir yoldaş, gözlerinizi kapattığınızda elinizden tutan biri About Today. 22 Mayıs 2007'de The National'ın ününe ün katan bir albüm piyasaya sürülüyor: "Boxer". Albümün genelinin oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Fake Empire ile açılış yapan albüm içindeki parçaları birbiriyle kıyaslamak oldukça güç. Matt'in crooner sesini, karanlık bir soundla harmanlamış The National, iyi ki de bunu yapmış. Azılı indie çevrelerinden sıyrılıyor bu albümle grubumuz. Bir detay: Fake Empire parçası Obama'nın kampanya reklamlarından birinde kullanılmıştı. 2010'da High Violet albümüyle karşılıyor bizi The National. High Violet'ten favorimiz ise England. England genel The National havasından sıyrılsa da epik havasıyla grubun en güzel parçalarından biri olmaya aday.
    "You must be somewhere in London You must be lovin' your life in the rain You must be somewhere in London Walking Abbey Lane"
      The National'ın en başarılı albümlerinden biri "Trouble Will Find Me". Albüm oldukça başarılı bir soundla şekillenmiş ve altyapısıyla hayran bıraktığı gibi; sözleri, metaforik ögeleriyle muazzam bir yapıt olmuş. Her bir parçayla ayrı duygulara, ayrı hislere büründüğünüz gibi; gene aynı parçalarla bambaşka anlarda kendinizi hayal ediyorsunuz. Gece yarısı belki de sabaha karşı sizin yalnızlığınıza göndermeler yapıyor "Don't Swallow Cap". Albümün kıyıda köşede kalmış, öldürücü güzellikteki şarkısı ise "This Is the Last Time". Özellikle "Jenny, I'm in trouble" kısmında bir şarkının en fazla ne kadar özelleşebileceğine tanıklık ediyorsunuz. "I won't be vacant anymore, I won't be waiting anymore" kısmıyla gücünüzü hayata gösterme isteğiniz beliriyor birden, ve şarkıya bağırarak eşlik ediyorsunuz ister istemez. "Jenny, I'm in trouble Can't get these thoughts out of me Jenny, I'm seeing double I know this changes everything" Pink Rabbit ise buruk bir parça. Yarım kalan hikâyelere, bir iç çekişe örnek adeta. "Görünmemezliğe" bir yakarış ya da. "And everybody was gone  You were standing in the street  'Cause you were trying not to crack up" Özellikle son zamanlarda fazlaca duyduğumuz, The National'ın bir diğer ününe ün katan parçasından bahsedelim: "I Need My Girl". Klibi hüzün ve aşkın karmaşasını yaşatsa da belki de  kimilerimiz için tatlı bir hayalin temsilcisidir. Bilemiyoruz. Parçanın bu kadar başarılı olmasının nedenlerinden biri de gitar riffleri olsa gerek, loopa alma isteğimizin kaynağı. "I can't get my head around it  I keep feeling smaller and smaller  I need my girl " Bu muhteşem albüme yazıyla beraber eşlik edebilirsiniz:

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.