İnsanlar, herhangi bir konuda, herhangi bir iletişim yoluyla, herhangi bir konu üzerine görüşlerini paylaşıyor. Ama evlatlık başlığı altında konu edinmiş çok az görüş farkettim. Peki ben neden bu konuya değinmek istedim?
İnsanlar, kendilerine dokunan ve ya başından geçen olayları daha iyi hissedip, anladığı için daha iyi ifade edebiliyor. Benim de başımdan bu tip bir olay geçti ve evlatlık durumlarıyla ilgili yazı, video gibi şeyler araştırdım. Başka hayatları merak ettim. Benim durumuma benzer şeyler yaşıyan insanlarla aynı tarz duyguları paylaşabilmeyi amaçladığım için ilk defa kitap dışında bir yazı paylaşıyorum. Bu hayatta insan ya okumalı ya da yaşamalı bazı şeyleri öğrenmesi için. Ben yaşayarak öğrenenlerdenim. Bazı hayatları anlamazdım, ta ki başıma gelene kadar. Belki daha sonra anlatırım bu konudaki hikayemi. Konumuza dönelim. Evlatlık olmanın da koşullarına göre değişken gösterdiği duyguları var. Yani ya bu gerçeği ailen tarafından küçük yaşta itiraf edilip bilip kabullenerek büyürsün, ya da sonradan acı bir şekilde öğrenirsin. Sonradan da kabullenmekte zorlanırsın. Örneğin; Belli bir yaşa kadar bu gerçeği bilmeyip, sonradan evebeynlerin birinin ölümü sonucu vasiyetname vs. şeklinde öğrenip tokat üstüne tokat gibi öğrenmek de var. Ya da evebeynlerin, akrabaların aralarında konuşurken duyman gibi örnekler de verilebilir. Evlatlık olmak ayıplanacak, küçümsenecek bir durum değil çünkü senin elinde olmadan biyolojik anne-baba diye tabir ettiğimiz insanların yalnışları yüzünden bir şekilde bu duruma düşen bir çocuğun ne gibi hatası olabilir? Ama bedelini ödeyen çok çocuk var. Kimisi şanslı olur, kimisine hayat vurdukça vurur. Bebekken Evlat edinilirsin, şanslı konumda olarak iyi bir ailen olur ve aile sana evlatlık olduğunu söylerse ve bunu bilerek büyürsen ona göre kendini geliştirip, hayata kendini hazırlarsın. Daha duyguların samimi ve kalıcı olur. Ama yine aynı şekilde ailen çok iyi olsa da sen yıllarca yetişkinliğe gelene kadar bilmeyip sonradan öğrenirsen dünyan başına yıkılır. Yıllarca öz anne-baba bildiğin insanlar sana sürekli yalan söyleyip, hayatını senden sakladığını öğrendiğin an, o aile seni el bebek,gül bebek büyütmüş olsa da öfkelenirsin. Evet doğuran değil, büyütendir bu doğru. Ama, yalan söylenmesi, senin kendi bedeninin yaşadığı bir hayatın gerçeklerinin saklanması sonradan geçse bile öfke sarıyor. Saklanmaması lazım. Evebeynler korkabilir belki, ya bizi terk ederse? Ya biyolojik ailesini bulursa ve bizi sevmezse? vs.vs.vs.
Ama evebeynler bir şeyi unutuyorlar benim dörüşüm; sen bir anne ve baba olarak samimi sevgini verip, elinden gelen maddi durumunu kullanıp, anne-baba görevlerini her bakımdan dört dörtlük yerine getirdiysen, neden korkuyorsun? Sen büyütüyorsun çocuğunu, başkası büyütüp yetiştirip, al gerçekleri söyle diye sana vermiyor. Kendi Yetiştirdiğin çocuğa sen güvenip söyleyemiyorsan, çocuğun suçu ne? Kendine yakışam bir şekilde yetiştirdiysen, çocuk gerçekleri öğrendiğinde senin yetiştirmene layık bir tepki verecektir zaten. Ben bu durumda olan çocuklara, evlatlık alan evebeynlerin küçük yaşta uzman yardım alarak söyleyip, çocuğu bu şekilde hayata hazırlama taraftarıyım. Tabiki kişiden kişiye farklılık gösterebilicek psikolojik durumlar ortaya çıkmaz demiyorum ama bu durumda bunları göze almakta fayda var. Uzman yardımıyla ve zaman yardımıyla her şeyin aşılabiliceğini düşünenlerdenim. Ben 22 yıl sonra bu durumu öğrenmiş bir insan olarak, çok zor şeyler yaşadım. Hatta abartmıyorum, çevremdeki insanlar da elbette benim gibi sonradan öğrendiği üzere bana karşı tavırları değişti. Şu an 24 yaşındayım yani bunu öğreneli 2 sene oldu daha yeni yeni bazı şeyleri kabulleniyorum. Ben geçtiğimiz cümlelerde bahsettiğim gibi, annemin ölümü üzerine öğrendim ve sormak istediklerimi soramadım. Her şey için çok geç oldu. Bazı şeylere bir evebeyn olarak geç olmadan evlatlarınıza açılın. Kendi yetiştirdiğiniz çocuğa güvenin. İnsan, başına bazı şeyler gelince kaldıramam dediği şeyleri kaldırıyor. Bir şekilde hayat devam ediyor ve zamanla alışılıp gidiyor. Evlatlık olmak kötü bir şey asla değil. Karşılaştırmam tuhaf gibi görünecek ama , kedi-köpek sahiplenince modern oluyor, iyilik hoşluk oluyor da evlatlık olmak mı kötü? Bunu söylemeden edemeyeceğim; İnsanların, evlatlık olan insanlara çirkin gözlerle bakılıp, şuursuz beyinlerle yargılanmasını KINIYORUM. Söyleyebiliceğim çok şey var ama umarım söylemek istediklerimin iyi bir özeti olmuştur. Unutmayın, insan hayatı ŞAKAYA GELMEZ!
Yorum Bırakın