Gerek yerli gerek yabancı turistlerin özellikle yaz aylarında Antalya'ya gitmişken uğramadan geçmediği Manavgat Şelalesi ziyaret ettiğimde beni de büyüleyen bir yerdi. Hem gezi deneyimimi hem de bu gezi sonrası araştırmalarım sonucu ulaştığım bilgileri sizinle paylaşmak için bu yazıyı kaleme alıyorum.

Manavgat Şelalesi aslında Manavgat Nehri'nin 3-4 metrelik falezden düşmesiyle oluşuyor. Az yükseklikten akmasına rağmen yüksek debili bir şekilde geniş bir alana akıyor.Bu da bize eşsiz bir görsel şölen sunuyor.

 

Manavgat Nehri ise doğduğu kaynaktan bir nehir olarak değil, çay olarak Manavgat'ın kuzeyinde bulunan Toroslardan doğuyor. Çay ilerledikçe geçtiği kanyonların yeraltı sularıyla beslenip nehir halini alıyor.Nehrimiz yazımıza konu olan Manavgat Şelalesini oluşturduktan sonra da Akdeniz'e dökülüyor.

 

Nehrin eski adı Melas'mış. Bölgeye 5-6 kilometre uzaklıkta bulunan Side Antik Kenti'nde yaşayan eski insanlar su ihtiyaçlarını bu nehirden karşılıyorlarmış.

 

Biz ziyaret ettiğimizde giriş ücreti 15 liraydı ama ücretler sezona göre değişiklik gösterebiliyor. Müze kartı geçerli değil. Girişte arabanızı park edebileceğiniz bir park alanı da bulunmakta.

 

Mekan sadece şelaleden ibaret değil. Büfe , ünlü kahveci zincirinin şubesi , gözleme satan kadınlar ve bir de mağaza bulunmakta. Mağazada özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekecek Türkiye'yi çağrıştıran objelerin -nazar boncukları , kartpostallar , figürlü kupalar ,çinili tabak ve eşyalar- yanında tatilde kullanılacak aksesuarlar da -şapkalar ,gözlükler ,denizi hatırlatan takılar- satılmakta.

 

Bu açıdan ikindi vakti gidilip şelaleyi izlerken bir şeyler atıştırılabilir.Keyifli vakitler geçirmeye oldukça elverişli bir destinasyon. 

Ayrıca nehirde rafting ve kano gibi aktiviteler de yapılıyor. 

 

Antalya'ya yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin derim.

 

Daha fazla fotoğraf için instagram blogum üzerinden paylaştığım gönderiye de göz atabilirsiniz : instagram.com/p/CRHZIfJsMNH/?utm_source=ig_web_button_share_sheet