Beyaz Gemi'nin Arkasındaki Sembolik Anlatım : Cengiz Aytmatov ve Sovyetler

Beyaz Gemi'nin Arkasındaki Sembolik Anlatım : Cengiz Aytmatov ve Sovyetler
  • 0
    0
    0
    0
  •   Cengiz Aytmatov gerek edebi eserleri gerekse siyasi duruşuyla Kırgız kimliğini muhafaza etme mücadelesiyle öne çıkan bir yazardır. Baskı altında olan birçok yazar gibi Aytmatov da bir fikri anlatabilmek için, o fikri bağımsız bir hikayeye yedirme ihtiyacı duymuştur. Beyaz Gemi adlı romanı da buna çok güzel bir örnektir. Bu yazımda bir yandan Beyaz Gemi romanında olay örgüsü dışındaki sembolik anlamı bir yandan da yazarın düşünce hayatını oluşturan faktörleri sizler için inceledim. Keyifli okumalar...

     

      Cengiz Aytmatov henüz küçük bir çocukken babasının , annesi ve kardeşleriyle kendisini trene bindirdiğini ve Moskova'dan Talas'a gönderdiğini anılarında bizlerle paylaşıyor. Çocuk yüreğiyle küçük Cengiz , babasını bir daha göremeyeceğini anlıyor. Babası Törekul Aytmatov'dan bir daha haber alamıyorlar , ta ki 1993'e kadar. Kırgızistan özgürlüğünü eline aldığında dönemin cumhurbaşkanı Askar Akayev kazı çalışmalarına izin veriyor ve Sovyetlerin karanlık yüzü ortaya çıkıyor. 1936- 1945 yılları arasında farklı periyotlarla yapılan toplu kıyımlarda 4000'den fazla Kırgız aydın öldürülüyor. Bu kıyımlara ait toplu mezarlar da kazı çalışmaları sonucu bulunuyor. Toplu mezarlar bulununca eski KGB arşivleri taranıyor ve yapılan DNA testleri ardından Cengiz Aytmatov'un babası Törekul Aytmatov'un da Kırgız dilini savunduğu gerekçesiyle kaybettirilen naaşı bulunuyor.  Yazar , babasının haksız infazını 65 yaşındayken öğrenebiliyor. Babasının öldürüleceğini anlayıp çocuklarını öksüz yurtlarından ve eşini de tecavüzlerden korumak için gönderdiği de anlaşılıyor.

     

      Tüm bunların farkında olup sesini duyurmak isteyen yazara Sovyet baskısı altında tek bir çözüm kalıyor : sembolik anlatım... İfade özgürlüğüne erişemeyen yazarların sık kullandığı bu yöntemde anlatım mecazlar ve imgelerle doludur. Birçok olgu aslında başka bir şeyi temsil eder. Okur yeterli donanıma sahipse yazarın çağrışımlarından ne demek istediğini çıkarır. Tabii ki sembolik anlatım sadece bu sebeple kullanılmaz ama politik simgeciliğin arkasında bu vardır. Hakikatler okuyucuya direkt olarak verilmez çünkü Aytmatov örneğindeki gibi otoritelerin tehlikeli tepkileri söz konusudur. 

     

      Beyaz Gemi romanı sadece olay örgüsüne odaklanıldığında da çok saf , çok temiz bir romandır. Kitap sizi Kırgızistan bozkırına götürür ; bir çocuğun gözünden umuda , hüzne , hayal kırıklığına ve daha birçok duyguya şahit olursunuz. Yazının burdan sonraki kısmı kitap hakkında spoiler içerecektir. Kitabı henüz okumadıysanız buradan sonrasını kitabı bitirince okumayı tercih edebilirsiniz. Romanın finali çoğu okuru hayal kırıklığına uğratır ve şaşırtır. Farklı bir son olamaz mıydı diye o kadar fazla geri dönüş alır ki Cengiz Aytmatov şunları söyler :

    ''Bir okuyucunun bana yazdığı mektupta dediği gibi Orozkul'u tutuklatamazdım , Mümin dedeye emekli maaşı bağlayarak bir huzur evine gönderemezdim , çocuğu şehirde bir yatılı okula yerleştiremezdim. Bu davranış çok iyi olurdu elbette ama kötülüğün de genel bir affa uğratılması demek olacaktı.''

     

      Aytmatov kötülüğün affedilmesinden yana değildi. Kitapta Orozkul kötülüğü ve dolayısıyla Sovyetleri (hatta belki de Stalin'i) , çocuk iyiliği ve Kırgız halkını , romanda verilen Maral Ana hikayesi de Kırgızların değerlerini temsil ediyor. Orozkul isminin ''Rus'' kelimesine benzemesi de elbette tesadüf değil. Mümin dede kitapta pasif iyiliğin ete kemiğe bürümüş hali. Romandan da anlıyoruz ki pasif iyilik hiçbir işe yaramadığı gibi , bize en az kötülük kadar da zarar veriyor. Haklarını savunmak sadece hakkın değil , bu noktada sorumluluğun oluveriyor. Yine yazar kitaba yönelik eleştirilere cevaben bir paragrafında şunu da belirtiyor :

      ''Mümin'in pasif iyiliği iflas etti. Oysa çocuğun kötülüğü kabul edemeyişi onu anıtlaştırıyor.''

       Tıpkı Cengiz Aytmatov ve babası Törekul Aytmatov'un kimliklerini koruma yolunda anıtlaşmaları ve günümüzde hala saygı görmeleri gibi...

     

      Törekul Aytmatov'un da içinden çıktığı toplu mezardaki 137 kişi kefenlenerek tekrar gömülüyor ve halk buraya ''Ata Beyit'' yani ''Baba Mezar'' adını veriyor. Cengiz Aytmatov da vefat ettiğinde vasiyeti üzerine buraya , babasının yanına , gömülüyor.

     

        Beyaz Gemi kitabı hakkındaki değerlendirmemi de Instagram blogum üzerinden paylaştığım gönderide bulabilirsiniz : https://www.instagram.com/p/B_2VVg-Jy2-/?utm_source=ig_web_button_share_sheet

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.