Yol uzun gözüküyor. Bekle Diyar, henüz yolu hesaplamak için çok erken.
Yolu hesaplayamazsın, sadece uzun, benimle kal, kendini kaybetme. En azından hala yoldayız. Kaybolma.
Sonunu hatırlayamazsın, kendine kızma. Sonu daha görmedik. İlla arkana bakacaksan, ilk adımını hatırla.
İlk adım zordu Diyar, hatırla. Yürüdüğünü unutman lazım. Unutunca koşacağız. Koşunca hatırlayacağız.
Son adımını düşünme, o adımın son olduğunu asla bilemeyeceğiz. Son olduğunu atınca öğreneceğiz. Sabret
Engeller dizlerinden kuvvetli değil Diyar. Güçlüyüz! Ne zaman pes ettik ki? Anlaşmaya başlıyoruz. Dinle
Arkadaşın var mı Diyar?
peki ya sevgilin?
dostun?
ya
da
sevgilin aynı zamanda dostun olabilir mi Diyar?
daha önce olabildiler mi?
öyleyse neden daha önce dedim?
düşün Diyar, bazı cevaplara ihtiyacımız var
Seni aşağıya çeken insanlarla aranı ne zaman keseceksin Diyar?
kaçma
kendini kontrol et
kalbinin beynine hükmettiği
zulmettiği
kahrettiği zamanlar artık bitti
buna izin vermeyeceğim
vermeyeceğiz.
Kalbinin krallığının surlarını sen değil,onlar yok etti.
İlk gediği kim açtı Diyar
peki ya kim onarmaya çalıştı?
onarırken kim malzemeden çaldı?
bu kaçıncı aldanışındı?
söyle Diyar!
kendine itiraf et
parmakların kalplerini azad etsin artık
senin de onların da buna ihtiyacı var.
var!
Seni yukarı çıkaran dostların oldu mu?
amaçları neydi sorgula Diyar
daha sert çakılmanı mı istediler
yoksa
her şey yanlışlıkla mı oldu?
sen mi kendini attın da kırıldı kaburgaların?
nefes alamıyoruz
bu kırılan ikinci kaburga kemiğin miydi?
sen metaforları seversin
Onu arıyor musun?
bakman lazım
belki de görmüyorsun
kime bakıyorsun?
can çekişen ruhlarla işin yok artık
satılık ruhlarla işimiz yok artık
kiralık mı?
olabilir,belki de öyle
ama aynı kapıya çıkar Diyar
bugün kiralanan satılık çıkar yarına
sen takılma
biz kendi ruhumuzun ev sahibiyiz.
bahçemiz bile var Diyar hatırlasana
bir tohum ektik
ismini bile koyduk
sen koydun
ben onayladım
sen suladın
ben budadım
sen ağladın yağmur oldu
ben güldüm güneş açtı
su,ışık ve toprak
bir bütün olduk
ismini sen koydun
ben ağladım
bir ağacımız var artık Diyar hatırlasana
yarın orman olacağız
bir ağacın altında ölmeye
o ağacın dallarında yeniden doğmaya yemin ettik
hatırlasana
Nasıl başlayacağını bilemediğin bir yazının sonuna yaklaşıyorsun farkında mısın ?
hayatın da böyle olacak
nasıl doğduğunu hatırlıyor musun?
öldüğünü de hatırlayamayacaksın
neye inanıyorsun?
bir Tanrın var mı?
bir önemi yok
hep azap içinde olacağız
biz diğer taraftayız Diyar
ne yaparsa yapsın,yapamayanlardanız.
yaranamayan,yaralanan,yalpa insanlarız.
ama yaralamayız
biz topraktan gelme
toprağa gidecek olanız
biz ölünce siyah mermerler döşeyecekler tepemize
oysa uçmak isterdik değil mi Diyar?
ne işimiz var karanlık toprağın altında
hayata dönmek isterdik
bulutlardan anlamlar çıkaran iki çocuktuk seninle
ben hep köpeklere benzetirdim bulutları
sen kedilere
Tanrı zannettiğimiz zamanlar da olmuştu
anımsadım
herkes çocukken Güneş'i Tanrı zannederdi
biz buluta yorardık çocuk aklımızı
çünkü Tanrı büyük değil
ak olmalıydı
biz ta oradan başlamışız sanırım kaybetmeye
yoruldun mu ?
dinlen
sonra devam edeceğiz
neydi sana hep söylediğim söz;
ne olursa olsun
''ŞOV DEVAM ETMELİ''
Yorum Bırakın