ZAMAN GEÇTİKÇE BÜYÜR ACISI İÇİNİZDE

ZAMAN GEÇTİKÇE BÜYÜR ACISI İÇİNİZDE
  • 3
    0
    0
    1
  •  

     

                 Sevmek başlamak için yeterli bir şart değildir ki bitirmek için engel olsun.Hatta delice sevmek bile, aşık olmak bile, içeride bir yerlerde o'nsuz olamayacağınızı haykırmak bile... Bir 'sevmek' başlığının altındaki bütün bu ve benzeri şeyleri kabul edemeyiz gerçekçi 'ayrılmama bahaneleri' olarak. "Ben hala seviyordum ama" diyip ağlamak, en tehlikelisinden 'yeni yeni' aşklar yaratır,hepsi 'eski eski' sevgiliye olmak üzere.Umut yanıbaşınızda olur her zaman, ama umutsuzluk da.Ve gözlerim beni yanıltmıyorsa bir vücutta meydana gelebilecek en büyük çelişkidir bu 'umut' ve 'umutsuzluk'un oluşturduğu.

                 Bitirmek bir süreçtir, tıpkı başlamak gibi. Bitmek bir süreçtir daha doğru bir söylemle.Olan biten değildir,yaşanılıp hissedilendir yani. ACIR . Ama bitti dediğiniz anda değil.O andan bi müddet önce ve özellikle o andan bi müddet sonrasında -o süreçte- hep acır.Sorular sorma dönemidir bu.Acaba kurtulabilir miydik, acaba bitmesek nasıl olurdu,sırf benim hatam mıydı (tabi ki değil), nerde yanlış yaptık (hala çoğul konuşuyorsun, dikkat),arasam mı, o arasa şimdi hemen koşar mıyım yanına (koşacak isen sen arasana),kapısını mı çalsam habersizce, ya başka biri varsa yanında,buldu mu hakikaten bi başkasını, ben mi bulsam ki belki daha kolay olur unutmak (unutmak istiyo musun gerçekten),o unuttu mu hemencecik (sen unutulcak biri misin, saçmalama), bu kadar çabuk unutuyorsa ne kadar sevmiş olabilir ki beni,sevmiş miydi acaba (çok), seviyor mu hala (emin ol, evet), seviyor muyum hala (emin ol, evet), ne kadar sevdim (çok)... gibi sorular hep bu finalde kilitlenir.SEVMEK .O yüzden bütün bu bitmeler, bütün bu süreçler hep "hala seviyoruz birbirimizi" kalıbıyla özdeşleştirilir, "ama napalım, yürümüyordu" demekte adettendir eşe dosta anlatırken.

    Oruç Aruoba'nın bir yazısına denk geldim ve bu süreci çok güzel betimlemiş.


               -Bir mum yaktığında, bir süreç başlatırsın ama yürüyüşü senin elinde olmayan bir süreçtir bu.Artık kendi oluşma biçimini izleyecek, senin elinde olmadan da, zaman içinde, varması gereken noktaya varacaktır.Mum önce bir noktaya kadar kendi doluluğu içinde güçlü güçlü yanar ama yanışında belirli dengesizlikler oluşunca (ki kaçınılmazca oluşur bunlar) çeperini delip, eriyik maddesini dışarı akıtıp, fitilini yakıp küçülterek söneyazar.Önlem düşünürsün alır, kenarlarını düzeltir, bir madeni kutunun kabını ters çevirip, içine koyarsın ama boşunadır.Çünkü kendi süreci içerisinde oluşturduğu dengesizlikler sürmektedir,çeperleri tam düz değildir,içine koyduğun kabın belirli bir eğimi vardır,yine akar dışarı.Eriyik madde kabın içinde yayılır,kap ısınır,dibine varmış fitil artık her türlü biçimini yitirmiş maddenin son kalıntıları içinde ucu ucuna yanıyordur sönmesi yakın ve kaçınılmazdır.Şimdi yapabileceğin tek şey,kap içinde kalmış eriyik maddeyi bir kenarında biraraya getirip,muma benzer bir biçime sokarak,dibine dayanmış fitile biraz daha süre tanımaktır ama artık bilerek. Mumun, sönecektir.Elinden bir şey gelmez,hep müdahele edersin.Dersin,şöyle suraya toplasam,şöyle şu biçime soksam,şöyle bir köşede sürebileceği bir konum bulsam ,şöyle... Boşunadır madde tükenmeye yüz tutmuş.Güdük fitil de dibine dayanmıştır.Ama sönmez bir türlü.Fitil yok denecek kadar kısa,maddesi de dikkatle belirli bir açıda tuttuğun kabın bir köşesinde ancak küçük bir oyuk olarak kalmış.Oysa alevi eski canlılığından hiçbir şey yitirmememiştir.Sönmez bir türlü.Sen de sonunda gücünü toplayabildiğin bir anda, kendin üfleyip söndürürsün onu.Mumun söner. -


               İşte bu "fitilin yok denecek kadar kısa olduğunu hissettiğiniz an" ile "fitili söndürdüğünüz an" arasındaki periyottur benim bitme süreci olarak isimlendirdiğim.Bu zaman diliminin tam ortasında bir yerlerde de "fitili söndürmeye karar verdiğiniz an" vardır ki bu da tam olarak sevgiliyle ayrılık konuşması yaptığınız ana denk gelir.Nitekim taa en baştan beri ifade ettiğim gibi, bitti diyince bitmez bu. Fitili söndürememek mümkün müdür acaba, karar vermiş bulunmanıza rağmen???

               Tabii bu süreç zaman dilimi olarak farklılık gösterebilir.Bir haftadan bir aya hatta bir seneye yayılabilir.Bir ömre yayılanları da vardır,bitmeyen aşk diyoruz biz buna ama çok farklıdır konudan. severek ayrılmak değildir onun muhattabı,ayrıldıkça sevmektir ki daha çok koyar bu.Zaman geçtikçe büyür acısı içinizde.Zaman geçtikçe aklınızdan atmaya çalıştığınız aşk büyüyordur kalbinizde çünkü. Akılla kalp karşı karşıya gelince de hep acı olur zaten ve bi tanesi de pes etmez allah için.

                Kısaca zor iştir ayrılığı hissettikçe kalbin gözyaşıyla dolması. Ağlayamayanlar için bile...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.