Açelya Saksıları

Açelya Saksıları
  • 1
    0
    0
    0
  • Geçen gün eski evinin sokağına girdim içimde sana dair her şeye duyduğum çocuksu heyecanla. Dökük boyalı evin önünde durup pencerene diktim gözlerimi, umut ettim işte.. Orada olmadığını bilerek burukça gülümsedim pencerene. Sen varken ses seda olmayan evden cıvıl cıvıl çocuk sesleri geliyor şimdi. Yeni taşınan ailenin çocukları biraz yaramaz galiba.

    Hani karşı caddede bir bakkal vardı camı kırıktı ne zamandır,yaptırmış camını ama bana sanki asıl şimdi kırıkmış gibi geldi,tuhafıma gitti.

    Sana ait eşyaları ne yaptılar diye düşünmeden duramıyorum.

    Merdivenin kenarına dizdiğin açelya saksılarını kaldırmışlar mıydı? Ya kitaplığın, kitaplarını da atmışlar mıydı ? Üzerine kahve döktüğüm halını, asla toplamadığın masanı atmışlar mıydı?

    Yürüdüm.

    Köşebaşındaki ahşap parkeleri gıcırdayan kitapçıda buldum kendimi bir anda.

    Yeni yeni yazarların kitaplarına baktım; Şiir, roman.

    Sonra birden Ahmed Arif'in Hasretinden Prangalar Eskittim kitabını istedim.

    Kitabı elimize birlikte aldık, sayfaları birlikte çevirdik sanki, hatta o en sevdiğin satırda gözlerimiz beraber gezindi, okuya okuya bana da ezberlettiğin dizeleri mırıldanmaya başladım :

    ''Sokaklardan,

    Kıyılardan,

    Gök mavisinden,

    Ekmeğinden,

    Canevinden ayrı düşmeye

    Yani bütün hasretin kahrına

    Ve zehrine çaresiz kalmaların,

    tik nefesi Hızır gibi yetişir

    Cibalide sarılan cıgaranın...''


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.