John Forbes Nash (1928/2015) oyunlar teorisinde ve diferansiyel geometri alanında köklü değişimler yapmış Amerikalı matematikçidir. Yaşadığımız yüzyılın en büyük dehalarından sayılan gerçek bir karakterden ilham alınarak yapılan bu filmde John Nash’ın yüksek okul hayatından Nobel ödülün almasına kadar geçen zaman anlatılır.John matematiğe kendini adamış ve farklı bir şeyler bulmanın peşine düşmüştür.Sürekli çalışır ve hayatını bu yönde yönlendirmiştir.Okur,deney yapar.Yeni bir şeyler bulmak için çok hırslıdır.Bu şöyle geçer’’Derslere girerek ve kitaplar okuyarak vakit kaybedemem.Değersiz ölümlülerin varsayımların ezberleyemem.Gerçekten yeni fikir bulmam lazım ancak o zaman diğerlerinden farklı olabilirim’’Başarısız olmaktan korkar.Sürekli bunun üzerine çalışır.Böyle olunca hiç arkadaşı da olmaz ve hep yalnızdır.Bunu şöyle ifade etmiştir ‘’Belki rakamlarla aram insanlarla olduğundan daha iyiyidir’’ ‘’İlkokul hocam fazla gelişmemiş bir kalbim fazla gelişmiş bir beynim olduğunu söylerdi ‘’. 

Bu film şizofreni hastasının gözünden dünyaya bakar...

Şizofreni hastalığı; gerçek gerçeklik ve hayali(ikinci) gerçeklik arasındaki farkın ayırt edilemediği ve en sık 15/30 yaşları arasında görülen bir hastalıktır. John da ise doktora döneminde yani gençlik çağında görülmüştür.Bütün sosyal sınıflarda eşit görülen bir hastalık olan şizofrenide pozitif belirtiler ve negatif belirtilerle birlikte görülür.Pozitif  belirtiler kişide önceden görülmeyen sonradan görülen;negatif belirtiler var olan özelliklerin geriye doğru gitmesidir.Erkeklerde negatif belirtiler daha fazladır.Bu da John da gördüğümüz gibi sosyal çekilme diyebiliriz .Prognoz erkeklerde daha kötüdür ki John da hiç bitemeyen yineleyici olarak kendini göstermiştir.Negatif belirtiler  duygulanımda azalma,jest ve mimiklerde azalma,maske takmış ifade,işe gidememe,yalnızlıktır.Pozitif belirtilere örnek olarak ; 'Odada dinleme cihazı var ','Gizli görevden mesajlar var', 'Şifreleri çözüyorum', 'Mesaj alıyorum,bana kötülük  yapmak isteyen birileri var 'gibi ifadelerdir.

Şizofrenide dopamin aktivetisine artış olur.Bu da sanrı ve halisünasyonlara neden olur.Bir kişilik bölünmesi değildir zihin bölünmesidir.Düşünce,algılama,davranış bozukluklarına neden olan bir beyin hastalığıdır.Sanrıda düşünce süreci,halisünasyonda algı süreci bozulmaktadır.Paronaya,sanrılar,duygusal içe kapanıkla seyreder.Tuhaf  ürkütücü bir yolculuktur.Dünyayı anlamak zordur.İlaç tedavisi yalnızca belirtileri yok eder.Toplumsal alışveriş şarttır.Sosyal izolasyon yaşarlar.Sanrılı beyin ile sağlıklı beyin çok yakındır bu yüzden ayırt edilmesi çok zordur.İlk tepki ise inkardır.