Özellikle belirtmeliyim ki bu bir savaş ilanıdır.

İnsan hakkı, çocuk hakkı, hayvan hakkı, kadın hakkı derken her canlının bir birey olduğu için birey olma hakkını yeterince elinden almadınız mı?

“Hak” kelime bilgisi olarak adalete uygun olan hukuki kazanımlar demek. Ancak hemen hemen şöyle bir topladığımızda kimin kendini tam olarak bulduğu bir nokta var hak kazanımı konusunda gerçekten merak ediyorum. Kavramlar içi boş bir şekilde kişinin hukuka uygun varlığının manevi ve maddi yönden korunmasını da kapsıyormuş. Ben bunu biraz önce okuyunca öğrendim. Şimdiye kadar üzerine hiç düşünüp okumadığım için de değil, üzerine düşünmek için hakların bu kadar gasp edildiği bir döneme daha denk gelmediğim için maalesef ki…

İnsan hakları deyip insanlıktan çıkıyorsunuz hepiniz. Çünkü bireye verdiğiniz değerin göstergesini bu şekilde çok güzel ifade ediyorsunuz. Çocuk hakkı deyip çocukluğa dair bir umut bırakmıyorsunuz. Çünkü hepiniz zamanında sokakta oynayan “son” çocuklar olduğunuzu gururla söylüyorsunuz. Hayvan hakkı deyip gördüğünüz her canlıdan tiksinen ve elinizden gelse yolunuzu değiştirecek insanlarsınız belki de. Ama sosyal medyaya gelmiş kedilerin köpeklerin hayatlarının son bulmasının nasıl üzücü olduğunu tartışıyorsunuz büyük bir yetkinlikle. Kadın hakkı deseniz, zaten ortada savunulacak bir şey yok. Çünkü siz bunu dediğiniz anda bile olay olup bittikten sonra bir şeyler yapılmasını istediğiniz için bir sürü kadın ölümü tatmaya devam ediyor.

Şimdi eğri oturup doğru konuşun bizimle.

Savaşı kim kime açıyor?

Bunun bir savaş ilanı olduğunu ifade etmiştim kısa ve kibirli bir cümleyle. Bu savaşın mağdurları her seferinde birey olmaya çalışan canlılar olmak zorunda kalıyor birileri önlem almadığı için. Bir kesim dünyayı sanatla ve aşkla kurtaracağına inanarak gözünü yumup hayatını bu şekilde idame ettirmeye devam ediyor. Kendine dokunmayan yılanın önüne bin yaşasın diye su vermekten başka bir şeye benziyor mu bu yapılan sadece soruyorum. 

Soruyu ben soruyorum, cevabı biz arıyoruz. Belki de soruyu soran “ben” olduğum için çıkıntılık yapan da ben oluyorum.

Bir sonraki hedefin sen ya da ben olmadığımız konusunda bir garantisi olan var mı, diyorum.

Ses yok.

Hak temelli yaklaşım olduğunu iddia ettiğiniz tüm sosyal yetkilerin neden herkeste eşit yankı uyandırmadığının peşine düşüyorum. 

Ses yok.

Yeniden söylüyorum, bu bir savaş ilanıdır. Ancak savaşı biz bize açmazsak karşıdan gelecek tüm oklar elbet bir gün içimizden birine daha saplanacak, bunu da çok iyi biliyorum.