Arkamızdaki Şeytanlar

Arkamızdaki Şeytanlar
  • 8
    0
    0
    0
  • Aynı yolda dönüp duruyorum. Artık yorucu olmaya başladı.

    Bu yorgunluğu tepe diyar dolaşırken, bir dağın yamacında veya engin bir denizin ortasında sürüklenen bir balıkçı gemisinin güvertesinde, nasırlı ellerimi avuştururken, bu nahoş tablo karşısında annemi düşünüp, acaba böyle olacağını bilerek mi büyüttü beni diye iç geçirirken farketmedim.

    Koltuğumda oturuyorken, bir martı ile karganın kavgasını izlerken farkettim.

    Evet hayat bazen böyle alakasızdır. Zamansızdır. Belki 3 sene önce anlasam farklı olurdu, ama o martı ile kargayla daha tanışmamıştım, nasıl anlayabilirdim ki ?

    Siz de yorulmuşsunuzdur, herkes yorgundur biraz.

    Küsmüşsünüzdür birilerine, herkes küskündür biraz

    peki ya hiç vazgeçtiğiniz oldu mu ?

    ''iyi ya benden adam olmaz'' dediğiniz zamanları toplarsak kaç tiyatro perdesi çıkar ?

    benden çıkmaz, çıksa çıksa yalnızlığa yazılmış bir kitaba önsöz çıkar

    Severim Yılmaz Erdoğan'ı ama ben soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçmedim çocuk olmaktan.

    Çocuk olmaktan vazgeçmedim. Tek umudum hep çocuk kalmakta. Bu karanlık günlerde fazla somurtuyor olabilirim ama bana gülerseniz size gülümseyebilirim.

    Aynı yolda dönüp durmaktan bütün bu yolları ezberledim. Yolda kaç tane ağaç var, ağaçların altında kaç tane çingene ailesi yaşıyor hepsini kazıdım aklıma.

    O yollardan geçerken güzel arkadaşlıklar edindim, güzel kızlarla beraber oldum. Arkadaşlarımın birkaçı hala benimle, kızların hepsi gitti. Giderken güzelliklerinin hep onlarla kalacacağını söylediler. Bendeki güzelliklerinden mi yoksa saçlarının ışıltılarından mı bahsediyorlar hala anlamadım. Yazı tura misali, ya doğru ya da yanlış.

    Bu yollarda yürürken kötü insanlara da denk geldim. Canımı yaktılar, ben de onlarınkini yaktım. Bana vurdular, kalbimi kırmaya çalıştılar. Kimisi başarılı oldu, kimini başarısız ettim.

    Şeytanlarla savaştım bu yolda, melekleri uğurladım, toprakla arkadaş oldum. Cinlerle, perilerle yol arkadaşı oldum. Hepsi bir yalanında etrafında terkettiler beni.

    Tütün ektim toprağa, ciğerimde filizlendi. Kiminin göğsünde çınar ağacıydım, kimi beni bir sarmaşık olarak gördü. Zehirlemeye çalıştılar beni ama ben hep bir panzehir buldum. Bu vazgeçmeyişimin en güzel imzasıydı.

    Şeytanlarla, devlerle savaştım. Hiçbiri beni öldürmeye bile yaklaşamadı. Bu zamana kadar beni öldürmeye en çok yaklaşan yaratık, küçücük, özgüvensiz ve korkak bir kız çocuğu oldu. Onunla birlikte savaşamadım. Güneşin gücünü kullandığını bilmiyordum, kartları kapalıydı.

    Güçsüzlüğün gücü, gücün en tehlikeli haliymiş. Beni yaraladı, sızılarının geçmesi tam 3 bin yılımı aldı.

    Sanırım zaman onun evreninde daha farklı akıyordu çünkü benim evrenimde süren her bin yıl onun zehirli evreninde birkaç aya denk geliyordu.

    Bir gözyaşının yere düşme süresince hesapladım. Yanılıyorsam da yeterince ağlamadığımdandır, ne yapayım ?

    Sonunda iyileştim, yara izlerimin çeperinde binbir alem var artık. Hepsinin hikayesi farklıdır belki yeri gelince hepsini anlatırım.

    Ama size bu binbir gece masallarının sonucunda sadece şu sonucu söyleyebilirim. Dünya iyi insanların cehennemidir. Ben bu yolun sonunda bunu öğrendim.

    Tanrı her güzel gülümsemenin ardına  bir yavru şeytan saklamış. Bu şeytanlar sahibini ağlatanların göz bebeklerinde büyüyor. Bu şeytan büyüyene kadar gözlerden göze seyahat ediyor ve birgün o gözleri güldürebilen biri çıkarsa karşısına onu öldürmeye çalışıyor. Bu hiç adil olmasa da Tanrı bunu böyle seviyor. Tanrının adaletini sorgulamaktansa o şeytanı barındırıp bunu gizleyenleri sorgulamayı tercih ediyorum. Ben şeytanımı öldürmek için savaştım, siz savaşmadıysanız bu sizin korkaklığınız. Size biraz cesaret sahibi olmanızı öneriyorum. Belki dünyayı olmasa da kendi mahallemizi daha güzel bir yere çevirebiliriz. Kimse bizden dünyayı kurtarmamızı beklemiyor ki zaten. Birbirimizi zehirlemediğimiz sürece, birkaç bin yıl yaşayıp öleceğiz.

    Ölüm.. Buna girmeyeceğim, belki sonra, bu düşünceye çok fazla uzağım zira.

    Yol bitti, yeniden başlayacağım.

    Güneşe bakmadan, bu sefer kör olmadan

    Denize bakarak, bu sefer kör olarak

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.