Advertisement

Şair meselesi-kısa öykü

Şair meselesi-kısa öykü
  • 7
    0
    1
    0
  • Hey şair! Nereye böyle dalgın ve aceleci adımların? Şiir mi kuruyorsun yine kafanda. Oğlum otuz dört yaşına girdin, bu memlekette yazarak bir şeyleri değiştiremeyeceğini bir türlü anlamadın. Şairsin tamam. Yine yap şairliğini ama git sevdiğin kıza yap be kardeşim. Olmaz böyle. İşin gücün yok düşmüşsün şairlik sevdasına gidiyorsun. Kime anlatıyorum ki ... Dinlemiyorsun bile. Bu sanatçı havalarını anlamıyorum bir türlü. Yolda bir kişiye selam vermezsiniz, yazarken miting yaparsınız o insanlara. Öyle olmuyor işte şair efendi. Sen o insanların içine girmeden, nasıl olduklarını sormadan;

    “Yaşlı çiçekçi yorgundu bugün,

    Sümbülleri yanlış rafa dizmişti.

    Hangisi nereye konur hatırlamıyordu.

    Laleleri zambak sanıyordu,

    Her bir sevdiğini çiçeklere benzetiyordu.“

    Diye yazma kardeşim. O yaşlı çiçekçi varya Erdoğan abi. Altmış yedi yaşına girdi bu sene. Eşi Hanife teyzeyi altı sene evvel kaybetti. Erdoğan abi hep çiçeğim diye severmiş Hanife teyzeyi. O yüzden çiçekçi dükkanı açtı bu adam altmışından sonra. Bırak karıştırsın laleyi, zambağı önemi var mı? Şu adamın naifliğini, güzel kalbini senin iki üç mısran anlatamaz. Bir ara git yanına, otur çayını iç. Sor ona o anlatsın sana şiiri ya da hiçbir şey demesin. Bu adamın kendisinden, kalbinden ala şiir mi olur ? Ah ah ! Hangi şairden bahsediyorum ben. Neyden bahsediyorum yine. Ne ara gelmişim iskeleye kadar. Epey yürümüşüm. Erdoğan abiyede uğramadım bugün. Yine yanlış dizmiştir çiçekleri rafa. Ah be güzel abim.


    Yorumlar (1)
    • Güzeldi zevkle okudum içindeki dersi de aldım selmalarımla.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.