hafif ağrılarım var, içimde
geçmişten kalan ağır yükler ise sırtımda
öyle ağırlar ki gün geçtikçe yüzüm yere daha yakın
öyle ağırlar ki artık adımlarım daha yavaş
doğan güneşi göremiyorum uzun zamandır
velhasıl karanlıkta kalmış bir kuş gibiyim
kanatlarım yaralanmış, uçamam artık
nasıl toparlanırım bilmiyorum, vâkıf değilim
her ne kadar çabalasam da beyhude gelir, yapamam
gecenin ışığında durur düşünürüm yine
esen rüzgar tenimde, öyle usul
hep mi payidar kalacak bu içimdeki kırgınlık
geçmişimden kaçabilmeyi istedim
koştum ve düştüm bazen ama kalktım, yarım yamalak
geleceği tahayyül bile edemem şimdiden
ancak böyle giderse varamam istediğim yere
bacalarda dumanlar var, hava hala soğuk
arnavut kaldırımlarda yürümek her zaman zordur
başım yere paralel, çok uzağım müşkülpesentlikten
olduğu gibi yaşıyorum artık, sonrasını düşünmeden
bugünü bile değil geçmişimi yaşıyorum hep
yarınlar çok uzak geliyor
haykıramıyorum, susuyorum hep, kalıyor öyle
duygusal feveranların bir katkısı yok bana
kabullenişim bildiğimden kaynaklı hep
lafügüzaf gelmesin, emeğim var bu hayatta
hep çabaladım ve kaldım yerimde, ilerleyemedim
bir oluyorsa iki olmuyor bazen
en zorunu hallettim, kabullendim
bitmedi ama, sonlar yeni bir başlangıca döndü
bir anda o'nu gördüm
dağınık saçları ve ahım şahım gülüşüyle
ona karşı perestij bir duygu besleyecektim
sırtımdaki yükleri tek hamlede atabilecektim
velhasıl kurtuluşumdan emindim
hayatım anlam bulmuş ve niyetim besbelliydi
dudaklarım kıpırdadı ve kelimeler sıralandı
beni görmüştü, binlercesinin arasından, beni
heyecanımın hakkından gelip gittim o'na
tüm benliğimle vardım gözlerinin karşısına
öptü beni varolmanın tüm tadıyla
gerçekliğinden şüphe ettim ve kapadım gözlerimi
hayal ettiklerimden çok daha güzeldi
nihayet çıktım karanlıktan ve gördüm güneşi
güzel yüzü karanlıkları aydınlatan ışıktı
kanatlarım artık özgür ve geleceğim belirsizdi
ancak bugün onu sevecektim ve geleceği onunla şekillendireğim
buna eminim.
Yorum Bırakın