Rammstein'ın Metal Müzikte Zirveye Çıkmasının Önünü Açan Albüm: "Reise, Reise"

Rammstein'ın Metal Müzikte Zirveye Çıkmasının Önünü Açan Albüm: "Reise, Reise"
  • 13
    0
    1
    7
  • Rammstein, geniş müzik spekturumuyla metal müziğe yeni başlamış dinleyicilerden, metal müzik hayranlarına kadar pek çok dinleyicinin listesinde yer alan gruplardan biri desek sanırım yanlış olmaz. İlk albümlerinden son albümlerine kadar pek çok farklı tarzı deneyen, asla tek bir türe odaklanmak istemeyen, ve bir albüm üzerine yıllarca çalışan grup, daha önce alışık olmadığımız bir metal müzikle bizleri tanıştırdı, ve tanıştırmaya da devam ediyor.


    90'ların sonlarında David Lynch'in filmi Lost Highway'in film müziklerini yapmasıyla ve filmden bir sene sonra modern rock türündeki Du Hast parçasının pek çok ülkenin müzik listelerinde 1. sıraya oturmasıyla önce Amerika'ya sonra da tüm dünyaya yayılan Rammstein, peşine yayımladığı Mutter albümüyle daha da geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Albümde bulunan Sonne, Ich Will gibi hit parçalar genel müzik dinleyicilerini yakalarken albümün derinlerinde kalan Nebel, Feuer frei!, Rein raus gibi şarkılar ise koyu metal dinleyicilerini Rammstein'a çekiyordu. Müzik türünü sadece endüstriyel metal belirleyen grubun o zamana kadar yayımladığı ve büyük başarılar toplayan Sehnsucht, Mutter gibi albümlerinde az önce bahsettiğimiz pek çok farklı tarz deneme tutkusunu çok açık bir şekilde göremiyorduk, bu iki albümdeki amaç her şeyden önce Alman bir metal grubu olarak belli bir yere gelmekti, çünkü 90'lar sonu 2000'lerin başında metal müzik sektörü Amerikalı grupların tekelindeydi, ve genel kitle bu grupların dışına çıkmaya pek de meyilli değildi. 


    Peki bu deneyselliği ilk olarak nerede görmeye başladık diye soracak olursanız, cevap kesinlikle 2004 yılında yayımlanan Reise, Reise albümü olur. Adından da anlayabileceğimiz (die Reise: yolculuk) gibi Rammstein'ın metal grubu unvanını kazandıktan sonra metal müziğin tepesine yükselişi olarak tanımlayabileceğimiz albüm grubun bir dönüm noktası da diyebiliriz ki grubun her albümü bir bakıma grubun dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor ama bu başka bir yazımızın konusu, çünkü bu yazımızda odak noktamız Reise, Reise albümü olacak. Albümün konsepti, içinde bulunan şarkıların özellikleri, yazılış hikayeleri, anlatmak istediği şeyler hepsini bu yazıda ele alacağız.


    Albümün kayıtları İspanya'da başlıyor ve ilk plan albümün bir çifte albüm olması, ancak kendisini tekrarlamayı sevmeyen grup önceden yayımlanmış bir albümü devam ettirmek istemediği için bu plandan daha sonrasında vazgeçiliyor. 11 şarkı içeren albümde bu şarkıların yanı sıra bu albüm için yazılmış, ancak albümün konseptine uymadığı gerekçesiyle çıkarılan 11 tane daha şarkı bulunuyor, bunlardan Rosenrot, Wo Bist Du, Mann Gegen Mann, Zerstören, Ein Lied, Feuer und Wasser, Hilf Mir olmak üzere 7 şarkı grubun bir sonraki albümü Rosenrot'a konulurken Absinth, Eisenmann, Holz ve Sonntag bei Omi hiçbir şekilde yayımlanmıyor. Pek çok şarkının Rosenrot albümüne konulmasından yola çıkarak Reise, Reise ve Rosenrot'un kardeş albümler olduğunu söyleyebiliriz ki bu iki albümün tek bağlantısı albümdeki şarkılar değil, aynı zamanda albümlerin kapak fotoğraflarının da birbirleriyle bir bağlantısı var. Bu duruma Rosenrot albüm incelememde de değinmiştim. Bu yazıdan sonra o incelemeye de bakabilirsiniz: Till Lindemann'ın Tiyatral Sesinin Metal Müzikle Buluştuğu Albüm: Rosenrot


    Reise, Reise albümünün kapağı bir uçağın kara kutusunun dışını gösteriyor, uçakta olan her şeyi kaydeden ve neredeyse yok edilemez olan küçük bir cihaz. Bir uçak düştüğünde, kara kutu, düşmeden önce uçakta ne olduğunu belirlemek için kullanılabilecek ses dosyasını almak için kullanılabilmekte. Buna referans olarak, albümde 1, şarkı olan Reise, Reise'den önce gizli bir parça var - sadece 1. parçadan gerisine gidebilen CD çalarlar tarafından okunabiliyor. Bu, Japon Hava Yolları'nın 123 numaralı uçuşunun kara kutu kaydıdır. Kaza sırasında 524 yolcudan 520'si öldü ve bu kaza hala tarihteki en ölümcül uçak kazası olmaya devam ediyor. Sırf kapağının hikayesinden bile bu albümün de diğer pek çok Rammstein albümü gibi pek çok toplumsal ve siyasal eleştiri barındırdığını tahmin edebilirsiniz.

     

    Bahsedilen 0. şarkı: 

     

    Japonya'daki müzik marketlerin bu kapağa tepki göstermesi sebebiyle grup albümün Japonya'da yayımlanacak versiyonu için farklı bir kapak kullanmaya karar verdi. Kapakta, Charles Swithinbank tarafından 13 Mart 1960'ta Antarktika'daki Ross Buz Rafı'ndaki McMurdo İstasyonu'nda çekilen ve buz kırıcı USS Atka'nın yer aldığı bir fotoğraf kullanıldı. Ayrıca kitapçık ve CD/DVD tasarımları kapağa uyacak şekilde değiştirildi. Daha sonrasında tüm bu tasarım ve kapak resmi biraz değişti ve altı ay sonra Rosenrot albümü için kullanıldı.


    Reise, Reise albümünün Japonya Versiyonu kapağı: 

     

    Rosenrot albümünün kapağı:

     

    Dikkatli bakarsanız Rosenrot albümünün kapağına daha sonrasında ekstra olarak iki adet insan figürü eklenmiş ve tabii ki albüm kapağının renkleri de biraz değiştirilmiş.

    Albümde hem Reise, Reise, Mein Teil gibi alışkın olduğumuz eski Rammstein şarkılarına benzeyen güçlü ve baskın şarkılar, hem de Ohne Dich, Amour gibi daha yavaş ve melodik şarkılar yer alıyor. Ancak Rammstein'ın her şarkısı birbirinden farklı ve pek çok detay içerdiği için bu şarkıları gruplandırmaktansa tek tek incelemek daha mantıklı olacaktır. 

    Albümün genel hikayesine ve konseptine yeterince hakim olduğumuza göre, şimdi gelin albümün iyice derinliklerine dalalım ve şarkıları inceleme başlayalım.

     

    1. REISE, REISE

    Albümün ilk şarkısı ve albümle aynı adı taşıyan Reise, Reise yumuşak ve akustik arka vokallerle başlıyor ve yavaş yavaş yükseliyor. Ancak şarkıda en ağırlıklı olarak duyduğumuz şey ritim. Şarkı tek bir ritim ve tekrarlayan bir riff içermesine rağmen solo kısımlarında alçalması ve nakaratta yükselmesiyle dinleyiciyi sıkmadan şarkıda tutuyor. Şarkı dinlerken kendinizi bir korsan filminde gibi hissediyor olabilirsiniz ki şarkının olayı da aslında bu. Şarkıda denizde yol alan bir balıkçı ve balıkçının yolculuğunda yaşadıkları anlatılıyor. Hem şarkının başında grubun diğer üyelerinin denizcilerin kürek çekerken çıkardığı sese benzer bir ses çıkarması hem de Till Lindemann'ın nakarattan önce şarkıya korsanların çıkardığı Ahoy! nidasını eklemesi bu atmosferi tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor. Grup, verdiği bir röportajda şarkının hikayesinin Hemingway'in kitaplarından esinlenerek yazıldığını dile getirmişti. 


    Tıpkı pek çok Rammstein şarkısında olduğu gibi bu şarkıda da Till Lindemann'ın güçlü ve tok vokalini iliklerimize kadar hissediyoruz ki özellikle de nakarat harici kısımlarda sadece ritim kullanılması ve vokalin ön plana çıkartılması da bu etkiyi iki katına çıkarıyor. Şarkının sonlarına doğru gitar yerini klavyeye bırakıyor ve bu da şarkının kapanışını daha da etkileyici yapıyor. 


    Şarkıyı aslında bir geminin fırtınalı bir denizde yaptığı yolculuğa da benzetebiliriz. Yolculuk derinlere açılmadan önce yavaş ve sadece kaptanın (yani vokalin) hareketine bağlı ilerlerken fırtına şiddetini arttırdıkça dalgalar kontrolü ele alıyor ve yolculuk şiddetleniyor ki bu kısmı şarkının nakaratına benzetebiliriz. Yolculuk ilerledikçe ve kıyıya yaklaştıkça hem sular hem de gemi yavaşlıyor ve yolculuk sona eriyor tıpkı bizim şarkımızın sakin bir klavye sesiyle yavaş yavaş sona ermesi gibi. Hem yolculuk hem de şarkı burada bitiyor, ama albüm daha yeni başlıyor. 


    Şarkının adının Reise, Reise olmasının sebebi ise bu terimin köklerini Orta Yüksek Almanca'da "yükselmek" anlamına gelen "reisen" fiilinden alan ve denizciler tarafından bir uyandırma çağrısı olarak kullanılan bir ifade olması. Günümüzde ise "reise" daha çok "yolculuk" anlamına gelen "die Reise" kelimesi olarak karşımıza çıkıyor. Nakaratta denizci sürekli önündeki tehlikelere karşı uyarılıyor ve şarkının yumuşak tondan sert bir tona geçişi de tam olarak bu kısımlarda oluyor.


    "Reise, reise, Seemann reise (Kalk, kalk, denizci kalk)
    Jeder tut's auf seine Weise (Her biri kendi yoluyla yapar)
    Der eine stößt den Speer zum Mann (Biri mızrağı bir adama saplar)
    Der andere zum Fische dann (Diğeri de balığa)
     
    Reise, reise, Seemann reise (Kalk, kalk, denizci kalk)
    Und die Wellen weinen leise (Ve dalgalar sessizce ağlıyor)
    In ihrem Blute steckt ein Speer (Kanlarına bir mızrak saplanmış)
    Bluten leise in das Meer (Sessizce okyanusa kanarlar)"

    Şarkı sözleri Hemingway göndermelerinin yanı sıra toplumsal eleştiriler de barındırıyor. Dalgalar güçlü ve sert ve bu dalgalarla herkes başka türlü başa çıkıyor. Kimileri diğer denizciyi öldürerek kimi ise balığı öldürerek. Tıpkı hayattaki zorluklarla başa çıkma yöntemi gibi, kimimiz diğerinin üstüne çıkarak kimimiz ise sorunun kendisiyle tek başımıza uğraşarak. 

     

    2. MEIN TEIL

    Sıradaki şarkı albümün en kasvetli ve ağır şarkılarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Nakaratla aynı olan bir melodiyle açılan şarkı daha sonrasında boğucu ve ürpertici bir vokalle devam ediyor, ve nakaratta o alışık olduğumuz sert Rammstein nakaratlarından biriyle karşılaşıyoruz. Başta duyduğumuz tehditkar ve yıkıcı gitar ile şarkının devamında duyduğumuz synth bas ve ritim şarkı boyunca mükemmel bir uyum içinde birlikte ilerliyor.  


    Şarkının esinlendiği hikaye ise biraz sinir bozucu ve mide bulandırıcı bu sebeple eğer yamyamlık, cinayet gibi olaylar sizi fazla etkiliyorsa bu paragrafı direkt atlamanızı tavsiye ederim. Şarkı, yamyam bir çevrimiçi forum aracılığıyla başka bir adamla buluşma ayarlayan Alman bir adam olan Armin Meiwes hakkında. 2001'de Hessen'de 42 yaşında bir bilgisayar teknisyeni olan Meiwes, bir internet sohbet odasında tekil bir ilan yayınladı: "Katliam için 18-30 yaşlarında, iyi yapılı bir adam aranıyor". İlan bir süre inaktif kalsa da sonrasında 43 yaşındaki Bernd Juergen, ilanı şu şekilde cevapladı: "Kendimi sana sunuyorum ve canlı bedenimden yemek yemene izin vereceğim. Kasaplık değil, yemek!!" Asıl plan Meiwes'ın Juergen'ın önce cinsel organını tüketmesi ve daha sonrasında da kalan tüm bedenini bir süre boyunca yemesiydi. Grup üyelerinden birisi stüdyoya bu davayla ilgili bir gazete makalesi getirdi ve bu, gruba bu konuda bir şarkı yapması için ilham verdi.


    Şarkının tekli versiyonu, grubun basçısı Oliver Riedel tarafından seslendirilen bir intro içeriyor. Albüm versiyonunda bu intro yok çünkü grup şarkının daha agresif bir tonda olmasını sağlamak için direkt olarak başlamasını istemiş. Bu intro, Armin Meiwes'in forum gönderisinden alıntı yapıyor.


    Grubun klavyecisi Flake'in It's the World's Birthday Today adlı kitabında, bu şarkının yaratılışı hakkında şöyle yazıyor: "Şarkımızın "Mein Teil" olması gerekiyordu. Temel müzik fikrini Paul'e borçluyduk ve ilk başta, bazı yer tutucu şarkı sözlerine sahiptik, dünya sona eriyor ve kimse hayatta kalmıyor. Şarkının kulağa çok zorlama geldiğini düşündüm, sanki kaba olmak için fazlasıyla uğraşılıyormuş gibi. Bununla dalga geçtim ve  sık sık ve çok yüksek sesle, tekrar tekrar şikayet ettim Neyse ki, Till bize Rotenburg'un sözde yamyamıyla ilgili, kurbanın bakış açısından anlatılan bazı sözler getirmişti. Herkes heyecanlanmıştı."


    Şarkının tekli versiyonu:

     

    Rammstein, her zaman anormal davranışlara karşı bir hayranlık beslemiştir ve müziklerini popüler kültürün başka türlü göze çarpmayan yönlerini keşfetmek için kullanmıştır. Mein Teil ile, patolojinin kesin ve kuru bir örneği gibi görünen şeyi inceliyorlar ve sorunu, bir tür açıklanamaz ölümsüzlüğe ulaşmak için kendi hayatını feda etmeyi seçen kurbanın bakış açısından inceliyorlar. Rammstein, her zaman varoluşun daha karanlık kenarlarıyla daha sofistike bir yakınlaşmaya ulaşmaya çalışır, bu şarkıyı yazarken de aslında bir insanın neden yemek yemeyi ve yenmeyi isteyebileceğini ve böyle ahlaksız bir eylemin nasıl olup da Miewes ve Jürgen arasında ima edilen yüce bir ruhsal birlikteliğe yol açabileceğini anlamaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. 

     

    3. DALAI LAMA

    Önceki şarkının yoğun havası kendisini bu şarkıda da hissettirmeye devam ediyor. Müzikal anlamda oldukça yoğun ve kasvetli olan şarkıda ne kadar fazlasıyla geri planda kalmış olsa da tekrar tekrar aynı riff kullanılıyor, ancak her seferinde farklı yoğunlukta. Şarkı için Rammstein'ın endüstriyel müziklerini geliştirme çabası da diyebiliriz. Bu geliştirmeyi klasik riff, ritim ve vokal üçlüsünden çıkıp melodiye odaklanmakla yapıyorlar. İster gitardan, ister piyanodan, ister nakarattan kaynaklansın Dalai Lama ve genel olarak Reise Reise'deki melodiler sizi hem şaşırtıyor hem de yakalıyor.

    Şarkı Johann Wolfgang von Goethe'nin "Der Erlkönig" baladından esinlenmiştir. Başta şarkının adı Flugangst (Uçma Korkusu) olarak düşünülse de albümün yayımlanmasından hemen önce şarkının adı Dalai Lama olarak değiştirilmiştir. Ne şiir ne de şarkı Dalai Lama'yla ilgili, Rammstein'ın şarkıyı böyle adlandırmaya karar vermesinin sebebi tamamen Dalai Lama'nın uçakları sevmiyor oluşu.

    Şiirdeki at sırtında bir baba ve oğlun olduğu orjinal senaryonun yerini bir uçaktaki baba ve oğulun hikayesi alıyor. Gizemli ruhlar tarafından tehdit ediliyorlar, ancak yalnızca babanın çocuğu onları duyabiliyor/görebiliyor, bu yüzden çocuk çıldırıyor. Buraya kadar hikaye şiirdekiyle olayların geçtiği yer harici aynı, ama Rammstein hikayeyi biraz değiştiriyor. Şiirde, baba oğlunu kollarında tutar ve oğlunun gizmeli ruhlar obu aldığı için öldüğünü öğrenir. Ama şarkıda, aslında çıldırdığı için oğlunu kollarında çok sıkı tutarak istemeden öldüren babadır. 

    Şarkı hakkında grubun bateristi Christoph Schneider şunları söylemiştir: "Düzenleme açısından bakıldığında, bu şarkı kesinlikle diğer Rammstein şarkılarından olduça farklı. Şarkılarımız genellikle gitar riffi, mısra, gitar riffi, koro vb. şeklinde ilerleyen daha pop bir aranjmana sahiptir, ancak buradaki yapının bir hip hop parçasıyla daha çok ortak yanı var; şarkı geliyor, geliyor, geliyor ve sonra neredeyse iki farklı koro var, bu bizim için yeni bir şey."

    Grubun baş gitaristi Richard Kruspe ise şarkı hakkında şunları söylemiştir: "Bu şarkıda benzersiz olan bir şey vardı; ilk defa bir müzik parçasını hiçbir şeyi değiştirmenin mümkün olmadığı bir yerde kaydettik, bu yüzden Christoph'un dediği gibi Till sözlerini tam olarak düzenlemeye göre yazdı. Şarkıda neredeyse bir hip hop/rap zihniyeti var, ve nedense hepsi mükemmel bir şekilde yerine oturdu. Müzik ve sözler birbirine karıştı, inanılmazdı ve bu hepimizin gurur duyduğu bir şeydi."

    Dalai Lama'nın enstrümantal çalışması Reise, Reise kayıtları sırasında ilk tamamlanan çalışmaydı. Ancak şarkının sözlerinin tamamlanması uzun zaman aldı, bu da şarkıyı albümün en son kaydedilen şarkısı yaptı. Şarkının yazılması o kadar uzun sürmüş ki neredeyse albümden atılmak üzereymiş.

    "Der Vater hält das Kind jetzt fest, (Baba artık çocuğu sıkıca tutmaktadır)
    Hat es sehr an sich gepresst, (Ve onu kendisine sıkıca bastırmakta)
    Bemerkt nicht dessen Atemnot. (Güçlükle nefes aldığını farketmez)
    Doch die Angst kennt kein Erbarmen; (Ama korku merhamet bilmez)
    So der Vater mit den Armen (Bu yüzden de baba kollarıyla)
    Drückt die Seele aus dem Kind. (Çocuktan ruhu ezer)
    Diese setzt sich auf den Wind und singt: (Rüzgarda oturan ve şarkı söyleyen ruhu: )
     
    Komm her, bleib hier (Gel buraya, kal burada)
    Wir sind gut zu dir (Sana iyi davranacağız)
    Komm her, bleib hier (Gel buraya, kal burada)
    Wir sind Brüder dir (Biz senin kardeşleriniz)"


    4. KEINE LUST

    Geldik albümün en Rammstein türü şarkısına. Keine Lust, başladığı ilk saniyeden itibaren sade bir riff ve güçlü bir ritim tarafından desteklenen, efsanevi Rammstein'ın sesinin içine dalıyoruz. Önceki üç albümden aşina olduğumuz eşsiz endüstriyel metal soundunu şarkıda iliklerimize kadar hissediyoruz.  Aslında çok basit ve yenilikçi olmayan bir parça olmasına rağmen birbirine bağlı pek çok farklı ambiyans içermesi ve orkestranın vokalle her zamanki eşsiz uyumu şarkıyı her dinlediğinizde sizi güçlü bir moda sokuyor. 

    Rammstein, albümlerinde stratejik hareket etmeyi sever, ne kadar albümde farklı türleri kullanmaya çalışsalar da kendi kemik kitlelerini de albüme bağlaması gerekiyor ve bunu da Keine Lust ile yapıyor. 

    Bunun yanı sıra şarkı kullanılan gitar riffinden dolayı oldukça akılda kalıcı ve ne kadar kendisini tekrar etse de dinleyiciyi asla sıkmıyor.  Bunun bir sebebinin de köprü kısmından sonra şarkıya katkıda bulunan synth solo kısmı olduğunu söyleyebiliriz.

    Şarkı genel olarak cinsel isteksizlik ve bunalmışlık hakkında. Çok anlamlı ve derin sözler içermemesinin bir nedenini şarkının albümün hit şarkısı olmasını sağlamak olduğunu düşünebiliriz.


     


    5. LOS

    Los, albümün en deneysel parçası olarak karşımıza çıkıyor. Rammstein'ın bu albüme bir düzine Mein Teil veya Keine Lust ekleyebilirdi ama Rammstein kolay yoldan her zaman nefret eder ve albümlerine her zaman Los gibi en az bir deneysel parça koyar. Şarkı akustik ve dinleyiciye bir Depeche Mode havası veriyor. Şarkıdaki ana riff kulağa hoş geliyor, vuruş güçlü, blues tarzı bir gitar solosu ve hatta Till Lindemann tarafından çalınan bir armonika var. Rammstein'ın bu şarkıda oldukça risk aldığını söyleyebiliriz.

    Akustik albüm versiyonunun yanı sıra grup, şarkının rock versiyonunu da kaydetti. Tekli olarak piyasaya sürülmesi planlanıyordu, ama bu asla olmadı. Grup konserlerde şarkının outro'sunu rock versiyonu olarak seslendirdi ve bu akustik, rock karışık versiyonu 2015 yılında XXI toplama albümünde yayımlandı.

    Du Hast ve Haifisch'tekiyle benzer şekilde, grup "los" kelimesiyle oynuyor. Şarkıda "los" kelimesi hem daha az anlamına gelen bir Almanca bir ek olarak hem de "git" fiili olarak kullanılıyor. 

    Özellikle şarkının 1.18 - 1.31 arasındaki kısmı dinleyiciyi oldukça ürpertiuor ve etkiliyor. Bu kısımda sadece uğuldayan bir vokal ve hafif zil seslerinin kullanılmasından tut, şarkının arada bir aynı yere dönmesine ve kullanılan enstrümanların çeşidine kadar Rammstein'ın en deneysel parçalarından birisini dinlediğimizi söyleyebiliriz. 

    Şarkıda Rammstein, kendi ülkelerindeki müziğin sessziliğinden ve kimliksizliğinden bahsediyor ve artık bu durumun sona erdiğini dile getiriyor.

    "Wir waren namenlos (Biz adsızdık)
    Wir haben einen Namen (Şimdi bir adımız var)
    Waren wortlos (Sözsüzdük)
    Die Worte kamen (Sonra sözler geldi.)
    Etwas sanglos (Halen biraz şarkısızız)
    Sind wir immer noch (Ama tınısız değiliz bundan dolayı.)
    Dafür nicht klanglos (Bunu duyabilirsiniz.)
    Das hört man doch (Biz hatasız değiliz)
    Wir sind nicht fehlerlos (Sadece biraz dengesiziz)
    Nur etwas haltlos (Siz sessiz olacaksınız)
    Ihr werdet lautlos (Ve bizden asla kurtulamayacaksınız!)"  


    6. AMERIKA

    Şarkı direkt nakaratla başlıyor ve sonrasında yerini hafif bir gitar ve güçlü bir davula bırakıyor. Mutter albümündeki vuruşlara kıyasla daha az ağır ama yine de fazlasıyla şiddetli. Şarkının genel tonuna hem kullanılan enstrümanlar hem de şarkı sözleri sebebiyle yoğundan ziyade agresif diyebiliriz. Özellikle 2.26'daki "This is not a love song (Bu biraşk şarkısı değil)" kısmından itibaren şarkının en değerli ve tonunu en iyi yakalayabildiğimiz kısım başlıyor. 2.41 - 02. 56 arasındaki klavye solosu kısmı ve onu takip eden 3 saniyelik gitar solosu şarkıyı dinlerken değerli bir mücevher bulmuşsunuz hissi veriyor.

    Şarkının İngilizce kısımları Almanca kısımlardan daha önce yazılmış ve grubun başta çok hoşuna gitmese de o kısımları o kadar aklıda kalıcı bulmuşlar ki şarkıda tutmaya karar vermişler. Grubun bu şarkıyı yaratmaya karar vermesinin nedenlerinden biri Irak Savaşı'nın başlaması, diğeri ise bir dönem Amerika'nın Batı Almanya üzerindeki etkisiydi. Buna rağmen gruba göre şarkı politik değil ABD'nin dünyanın geri kalanı üzerindeki kültürel etkisi ile ilgili.

    Başta şarkının İngilizce versiyonu yazılsa da grup daha sonradan bu versiyonu albüme koymaktan vazgeçmiş çünkü şarkının Almanca versiyonunun daha vurucu ve mesajlarını daha iyi yansıttığını düşünmüşler. Hem şarkının sözlerini değiştirmişler hem de pek çok kısmı Almanca yapmaya karar vermişler. Sadece nakarat tamamen aynı kalmış ve sadece birkaç söz Almanca versiyona eklenmiş. Bir diğer farklılık ise İngilizce versiyonunda Almanca versiyonundaki klavye solosu yerine sadece gitar solosu bulunuyor.

    Şarkının İngilizce versiyonu:

     

    Almanca versiyonu:


    7. MOSKAU

    Bir önceki parça gibi yüksek tempolu olan Moskau, riff yerine ritmin öne çıktığı bir parça olarak karşımıza çıkıyor. Bu yöntem ile şarkıyı dinlerken kendinizi saedece albümü dinliyormuşsunuz gibi değil de Rammstein konserindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Şarkının temel fikri ise Mutter albümünün kaydı sırasında oluşmuş ve sözlerin bir kısmı Mutter albümü için kaydedilmiş ancak henüz yayınlanmamış Claudia şarkısından alınmıştır. Rammstein, farklı türleri, farklı sesleri ve farklı dilleri şarkılarında kullanmayı oldukça seven bir grup ve bu durumu görebildiğimiz şarkılardan biri de Moskau. 

    Şarkıdaki Rusça kısımları Viktoria Fersh isimli bir genç kız seslendiriyor. Mutter'daki Speiluhr'u hatırlarsanız, Moskau da Rammstein'ın şarkılarına çocuk vokallerini katmakta başarılı olduğunu gösteren bir başka parça. 

    Şarkının konusu ise adından da anlaşıldığı üzere Moskova. Rammstein, kasabanın kültürü ve güzelliğini oradaki yolsuzluk ve fuhuş perspektifinden anlatıyor. Bazı kısımlarında ise Lenin'den bahsedilerek komünizm göndermeleri yapılıyor. Rammstein, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından birkaç sene sonra kurulan ve Almanya'daki soğuk savaş izlerini canlıcanlı gören bir grup ki kurulma amaçlarından biri de Alman müziğindeki kimliksizliği ortadan kaldırıp Neue Deutsche Härte denilen tamamen kendilerine özgün bir Alman metal müzik akımı kurmak. Şarkılarında toplumsal ve politik eleştiriler yapmaktan hiçbir zaman çekinmeyen grubun Amerika ve Moskau isimli iki şarkıyı peş peşe koyması ve birinde Amerika ve dolayısıyla kapitalizm, diğerinde Rusya ve dolayısıyla komünizm eleştirisi yapması da oldukça manidar diyebiliriz.

    "MOSKAU (raz,dva,tri) (Moskova (bir, iki, üç))
    (Pioneri tam i tut) (Öncüler civarda yürüyor)
     
    MOSKAU (posmotri) (Moskova (bak))
    (Pesni Leninu poyut) (Lenin'e şarkılar söylüyorlar)
     
    (raz, dva, tri) (bir, iki, üç)
     
    Ich sehe was, was du nicht siehst (Bir şey görüyorum, senin görmediğin)
    (Kogda ti nochyu krepko spish) (Geceleri derin uykuda olduğunda)
    (Kogda ti predo mnoi lezhish) (Tam önümde uzandığında)
    (Kogda so mnoju govorish) (Benimle konuştuğunda)
    I see something you never see (Senin asla göremediğin bir şeyi görüyorum)"

     

    8. MORGENSTERN

    Kilise korosu sesleriyle başlayan şarkı birden güçlü bir ritim ve baskın bir vokalle yön değiştiriyor ve dinleyiciyi neye uğradığına şaşırtıyor. Şarkıdaki ritim basit ve şarkı boyunca aynı olsa da nakaratta kilise korosu ile birleşmesi şarkıya farklı bir hava katıyor. Bu koronun kullanılma sebebi de "Morgenstern" kelimesinin "Sabah Yıldızı" anlamına gelmesi ve Hristiyanlık'ta şeytanın Lucifer yani Latince anlamıyla "Morning Star (Sabah Yıldızı)" olarak adlandrılması. Burada da aslında yine bir dini meatfor ve Rammstein'ın çoğunlukla yaptığı gibi dini bir eleştiri bulunuyor.

    Şarkıda gün ışığından saklanmak zorunda kalacak kadar çirkin bir kız anlatılıyor, öyle ki kız gün ışığına baksa gün ışığı kızdan korkup kaybolur. Kız bu yüzden sadece geceleri dışarı çıkar ve sabah yıldızına kendisini güzelleştirmesi için yalvarıyor. Ancak şarkının ikinci kısmında kızı seven kişinin kızı en güzel haliyle gördüğü anlatılıyor. Bu bakımdan şarkıyı bir balada da benzetebiliriz.

    Şarkıdaki koro düzenlemesi, yaylıların kullanımı şarkıya büyülü bir hava katıyor. Şarkının gücünü ve sertliğini özellikle Till Lindemann tarafından tekrarlanan "Du bist hässlich" kısmında oldukça yoğun bir şekilde hissedebilirsiniz.

    "Morgenstern, ach, scheine, (Ah, sabah yıldızı parla)
    Auf das Antlitz mein. (Benim yüzümün üzerine)
    Wirf ein warmes Licht (Ilık bir ışın gönder)
    Auf mein Ungesicht. (Benim biçimsiz suratımın üzerine)
    Sag mir, ich bin nicht alleine. (Bana yalnız olmadığımı söyle)
    Hässlich, du bist hässlich (Çirkin, sen çirkinsin)
    [Du, du bist hässlich]" (Sen, sen çirkinsin)


    "Morgenstern, ach, scheine, (Sabah yıldızı, ah, parla)
    Auf die Liebste meine. (En sevdiğimin üzerine)
    Wirf ein warmes Licht (Ilık bir ışın gönder)
    Auf ihr Ungesicht. (Onun biçimsiz suratına)
    Sag ihr, sie ist nicht alleine (Ona yalnız olmadığını söyle)"


    9. STEIN UM STEIN

    Yavaş ve sakin bir ritimle başlayan şarkı nakarat kısmına kadar albümün en sönük şarkısıymış gibi bir hava verse de nakarattaki riffi ve birden hızlanan ritmi ile dinleyiciye baştaki ön yargısını unuttuyor ve dinleyiciyi şarkıya bağlıyor. Rifften bahsetmişken şarkı size bir yerden tanıdık gelebilir ki bu çok normal çünkü aynı riff grubun bir sonraki albümünde bulunan Rosenrot şarkısında da kullanılıyor. Yukarda zaten Reise, Reise albümü ile Rosenrot albümünün aslında kardeş albümler olduğundan bahsetmiştik, bu durum da bu kardeşliğin yarattığı şeylerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Aynı riff sadece bu iki şarkıda değil, aynı zamanda grunun üyelerinden Richard Kruspe'nin yan projesi olan Emigrate grubunun In My Tears şarkısında da karşımıza çıkıyor. Bir riff, üç ayrı birbirinden güzel şarkı...


    Şarkıya geri döenecek olursak şarkı aslında kısır bir gitar riffi üzerine inşa edilmiş bir parça. Bu, aslında Link 2,3,4'te veya Feuer Frei'da daha önce keşfettiğimiz bir Rammstein fenomeni. Şarkı tıpkı bir balad gibi  çok yavaş başlıyor ama koroya ulaştığında o ağırlık serbest kalıyor. Geleneksel bir Rammstein parçası da diyebiliriz. 


    Şarkıda evini tuğla tuğla inşa eden biri anlatılıyor, bu kişinin büyük planları var ve evi yaptığı kişiyi o tuğla tuğla ördüğü evde hapsedeceğinden ve o kişinin bahçede çok güzel duracağını, çığlıklarını ise kimsenin duymayacağını dile getiriyor. Şarkıda topluma dayatılan rollere ve kapitalizme gönderme yapılmakta. Toplum tarafından pek çoğumuza düzenli bir hayat, güzel bir ev ve aile sahibi olmamız gerektiği dayatılıyor ve o düzen içerisinde aslında hapsolmuş ve mutsuz olsak da çığlıklarımızı kimse duymuyor, çünkü toplumun dediğine göre bunu yapmamız lazım.


    "Stein um Stein mauer' ich dich ein (Tuğla tuğla seni hapsediyorum)
    Stein um Stein (Tuğla tuğla)
    Ich werde immer bei dir sein (Her daim senin yanında olacağım)
    Ich werde immer bei dir sein (Her daim senin yanında olacağım)
     
    Welch ein Klopfen, welch ein Hämmern (Nasıl bir tıklatma, nasıl bir çekiç sesi)
    Draußen fängt es an zu dämmern (Dışarıda, şafak sökmeye başlıyor)
    Alle Nägel stehen stramm (Tüm çiviler sağlam duruyor)
    Wenn ich sie in dein Leibholz ramm - (Ben onları senin tahtadan bedenine çakarken)
     
    Stein um Stein mauer' ich dich ein (Tuğla tuğla seni hapsediyorum)
    Stein um Stein (Tuğla tuğla)
    Und keiner hört dich schrei'n (Ve kimse çığlığını duyamaz)"

    Bazı dinleyicilere göre şarkının anlattığı bir diğer konu ise cinsiyet eşitsizliği ve bir adamın eşine uyguladığı baskıyla eşini yavaş yavaş öldürmesi, ancak bu konuda grup tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı. 


    Şarkıda arada Till Lindemann'ın çığlıklarını duyabilirsiniz ki aslında bu da "und keiner hört dich schrei'n (ve kimse çığlığını duyamaz)" kısmına yapılan bir gönderme. 


    Şarkının ilk başta Rosenrot 60 başlığıyla yayımlanması planlansa da şarkının sözlerinde yapılan değişiklikler sebebiyle bu isimden vazgeçiliyor. Bu başlıktaki "60" sayısı ise şarkının BPM'sini ifade ediyor. 

     

    10. OHNE DICH

    Geldik albümün balladına, genelde tüm Rammstein albümlerinde en az bir ballad bulunur, ilk albümleri Herzeleid'daki Seemann, Sehnsucht albümündeki Klavier, Mutter albümündeki Mutter, Rosenrot albümündeki Rosenrot, Stirb Nicht vor Mir ve Ein Lied, Liebe Ist Für Alle Da albümdeki Fruhling in Paris, Donaukinder, Roter Sand ve son albümlerindeki Diamant, Rammstein'ın klasikleşmiş baladlarıdır. Bu albümün baladları olarak da Ohne Dich ve daha sonra inceleyeceğimiz Amour'u örnek verebiliriz. Ama şu an konumuz Ohne Dich, o nedenle tekrar şarkıya dönelim.

    Bu şarkının erken bir versiyonu Mutter albümünün kayıt seansları sırasında zaten kaydedilmişti, ancak grup başka bir balad için yer olmadığını düşündüğü için şarkı albüme dahil edilmedi. Ohne Dich, ana temanın sevgiliniz veya hayat arkadaşınız olmadan hayatta kalamama fikri olduğu, yavaş ve romantik bir şarkı ve hem bu albümün hem de Rammstein diskografisinin en popüler şarkılarından biri. Şarkı, bizlere orkestra ve koronun o mükemmel uyumunun ortaya nasıl güzel bir şarkı çıkarabileceğini gösteriyor. O zamana kadar daha ağır metal şarkıların grubu olarak görülen Rammstein'ın böyle yoğun ve hisli bir şarkı üretmesi de en başta bahsettiğim geniş müzik spekturumunu kanıtlar nitelikte. Başta hafif bir klavye sesiyle Till Lindemann'ın yavaş ve yoğun solosunu duyuyoruz. Sevgilisinin ölümünden ağır metaforlarla bahsettiği kısımlar yavaşken nakaratta "Ohne dich kann ich nicht sein. Ohne dich. Mit dir bin ich auch allein. Ohne dich (Olamam ki ben sensi. Sensiz. Seninle bile yalnızım ben. Sensiz...)" şeklindeki isyan kısımları hem vokalin daha yüksek hem de orkestranın daha yüksek olduğu kısımlar. İlk nakarattan itibaren gitar ve bateri sesi klavyeyi bastırmaya başlıyor ve o baştaki hüzün yerini özlem ve isyan hislerine bırakıyor.

    "Ohne dich kann ich nicht sein (Olamam ki ben sensiz)
    Ohne dich (Sensiz)
    Mit dir bin ich auch allein (Sensiz bile yalnızım ben)
    Ohne dich (Sensiz)
    Ohne dich zähl ich die Stunden ohne dich (Saatleri sayıyorum sensiz)
    Mit dir stehen die Sekunden, (Seninle ise duruyor saniyeler)
    lohnen nicht ohne dich (Sensiz buna değmezler)
     
    Ohne dich (Sensiz)
     
    Und das Atmen fällt mir ach so schwer (Aldığım nefes çok yakıyor canımı)
    Weh mir, oh weh (Yazık bana, ah yazık)
    Und die Vögel singen nicht mehr (Kuşlarsa ötmüyor artık)"


     


    11. AMOUR

    Geldik aşk temasının yer aldığı albümün son şarkısı Amour'a, daha doğrusu aşk ve onunla birlikte gelen acı konularını içeren şarkısına. Amour da tıpkı Ohne Dich gibi bir ballad olsa da Amour, Ohne Dich'ten daha karmaşık, güçlü ve pesimist bir şarkı. Şarkıda aşk, sizi yakalamayı ve dişleri ve kollarıyla boynunuzu kırmayı dört gözle bekleyen vahşi bir hayvana benzetiliyor. 

    Şarkının ilk kısmı oldukça yavaş ve sakin ilerliyor. 3.20 civarında, yoğunluk artıyor ve bir koro ekleniyor, Till melodikleşiyor, bir elektro gitar solosu çıkıyor ve ardından Till şarkıyı "Bitte Bitte, gib mir Gift (Lütfen, lütfen bana zehir ver)" diyerek sert bir notayla bitiriyor.

    Amour'u her dinlediğinizde burada bir enstrüman, orada bir yapı, arkada yeni bir melodi keşfetmeniz oldukça olası, ki grubun ritim gitaristi Paul Landers'ın dediğine göre bu durum şarkıyı canlı çalması en zor olan şarkı yapıyor. Akustik ve elektro gitarın sürekli peş peşe kullanılması da şarkıda bahsedilen aşk ve nefret duygularının zıt olsalar da birbirinin içine ne kadar geçtiğini  ve birlikte aslında ne kadar uyumlu olduğunu dinleyicilere gösteriyor.

    "Amour Amour (Aşk, aşk)
    Alle wollen nur dich zähmen (Hepimiz seni evcilleştirmek istiyoruz)
    Amour Amour (Aşk, aşk)
    Am Ende (Sonunda)
    Gefangen zwischen deinen Zähnen (Dişlerinin arasında esir kalıyoruz)
     
    Die Liebe ist ein wildes Tier (Aşk vahşi bir hayvandır)
    In die Falle gehst du ihr (Tuzağına düşersin)
    In die Augen starrt sie dir (Gözlerine gözlerini diker)
    Verzaubert wenn ihr Blick dich trifft (Ve bakışlarıyla seni büyüler)"

     

    Albümü dinlerken artık kendini daha iyi tanıyan, nasıl şarkılar üretmek istediğini bilen bir grup görüyoruz. Sehnsucht ve Mutter'da kendilerini keşfetme çalışan Rammstein, artık Reise, Reise'de diğerlerini geçmekten ziyade kendi kimliklerini geliştirmeye odaklanıyor ve bu albümle metal müziğin zirvesine çıkıyor. Albümdeki şarkıların birbirleriyle uyumu ve orkestra ile vokalin uyumu bu albümü kesinlikle eşsiz kılıyor. Hangi şarkıyı dinlerseniz dinleyin, hepsinin kendine özgü bir yanı ve anlatacak bir hikayesi var. Kendini asla tekrar etmiyor ve bizi sürekli kendilerine çekiyor. Koyu bir Rammstein dinleyicisi olarak albüme 10 üzerinden 10 puan veriyor ve size de bu albümü kesinlikle dinlemenizi öneriyorum. 

     

    Kaynak: 1


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.