2010’lar, uluslararası müzik piyasası için oldukça karmaşık ve hiç beklenmedik isimlerin beklenmedik işler denedikleri, beklenmedik türün sanatçılarının beklenmedik işbirlikleriyle dolup taşan bir dönem oldu. Hafızalarımız çoğu zaman bizi yeniye ve popülere yönelttiği için maalesef arada yapılan şeyin kendisinden büyük projeleri unutuyoruz. Bu “büyük projenin hikayesi“ de 2010’da başlıyor.
Leyland Kirby, Birleşik Krallık çıkışlı bir müzisyen. Kendisi pikap çalışmaları ve sözsüz müzik ile uğraştığı bir dizi albümden sonra, aynı alanda ilerleyen ayrı bir projeye ve mahlasa yöneliyor: The Caretaker. 2010 senesinde kendisi bir Brooklyn plak mağazasına uğruyor ve 10 dolar değerinde 2. Dünya Savaşı öncesine ait birkaç balo salonu müziği içeren plak satın alıyor. Dikkat edilmesi gereken bir bilgi: bu sırada Kirby’nin, The Caretaker adı altında 7 albümü var ve o zamanda sekizinciyi yapmayı planlamıyor. Sekizinci ve patlama yapan albümü ise tamamen şans eseri oldu.
An Empty Bliss Beyond This World’ün içeriğini ve doğasını anlayabilmek için, bu albüme kadar Kirby’nin kariyer çizgisine biraz bakmamız lazım. Kirby, yarattığı/işlediği konseptlerin genelde müziğinin kendisinden daha fazla kabul edilebilir ve keyif alınabilir olduğu projeler yapmakla tanınmış bir isim. Doksanların başında başlattığı V/Vm projesinde yumuşak pop şarkılarının garip ve gülünç düzenlemelerinden tutun, sadece domuzların yemek yeme seslerinden oluşan (hayır, ciddiyiz) projeler deniyordu. The Caretaker ise Leyland Kirby’nin daha ağırbaşlı, daha sönük ve geri planda kalmış albümlerle var olan alternatif bir kimliğiydi.
Planda bulunmayan sekizinci albüme geri dönelim. Kirby, Berlin’deki apartman dairesine geri dönüyor ve büyük bir zaman boyunca plakları asla kullanmıyor. Sonraki bir ayı, aldığı plakları kırık bir pikapta (hayır, yine ciddiyiz) oynatarak ve çıkan sonuçları 2010’daki Eyjafjallajökull yanardağının patlaması sırasında İspanya'dan aldığı bir dijital kaydediciye aktararak geçiriyor. Başka bir apartman dairesine taşındığı vakitte de albümün düzenlemeleri ve mixing işlemlerini hallediyor.
The Caretaker, An Empty Bliss Beyond This World ismindeki 8. albümünü aynı senede okuduğu bir araştırma raporundan ilham alarak yapmaya başlıyor. Araştırma ise şu şekilde: Alzheimer hastaları yeni sözel bilgi edinme işlemini, müzikal bir içerik olarak sağlandığı zaman hatırı sayılır şekilde daha fazla ve kolaylıkla gerçekleştiriyormuş. Projenin ses kayıtları da çalışmada Alzheimer hastalarının genç iken dinledikleri müzikleri nerede dinlediklerini ve dinlediklerinde ne hissettiklerini hatırladığı bilgisine dayanarak alınmış. Leyland Kirby, bu konu hakkında şunları söylüyor:
"Meşhurdur ki, insanlar yaşlandıkça ölmüş insanları görmeye başlıyorlar. Geçmişlerindeki insanları. Ve bu onların gerçekliği haline geliyor çünkü beyinleri yanlış fonksiyon gösteriyor. Bu tarz hikayeler ile çok ilgiliyim. Gelişmiş Alzheimer'a sahip hastaların çoğunda giden en son şey büyük ihtimalle müzik oluyor. Alzheimer hastası çoğu kişinin aynı şarkıyı tekrar tekrar defalarca mırıldandığı bilinen bir gerçek.”Bu balo odası jazz kayıtlarını düzenleme konusunda Carnival Of Souls (1962), The Shining (1980), ve televizyon dizi serisi Pennies from Heaven (1978) gibi aynı tür müzikleri kullanan yapımlardan ilham almış. Konsept olarak bir insanın geçmişinin küçük kısımlarını kırık sesler aracılığıyla hatırlamaya çalışan ve oldukça zorlanan zihnini ele alan albüm, bunun yanında, bu konuyu nasıl ele aldığıyla da öne çıkıyor. William Basinski’nin 2002 yapımlı şaheseri The Disintegration Loops’un izinden giden ve Bioshock serisinin atmosferi ile kombinleyen AEBBTW, 20. Yüzyılın başında New Orleans’ta ortaya çıkan geleneksel jazz/ sıcak jazz türünün revaçta olduğu Dixieland dönemindeki 78 devirlik plaklardan ritmik ve tekrar eden sesleri kesip yapıştırarak belirli bir yeniden içerikleştirme ve anlamlandırma süreci oluşturuyor. Konsept olarak hafıza kaybının pençesinde bir kişinin tecrübesini sesleştirmeyi planlayan albümün ilk şarkılarında plaklardan alınan örnekler daha belirginken, albüm geçtikçe plak içi cızırtılar artıyor ve sesler daha yankılanıp silikleşiyor. Bunu, hafıza/hatırlama sürecinin yavaşça parçalanması/çökmesi olarak yorumlamak mümkün. Albümün aynı zamanda enstrümantasyon ve kompozisyon etrafında şekillenmeyen, tamamen önceden var olmuş kayıtların modifikasyonu ve değiştirilmesi bazında yaratılmış bir proje. Ambiyant müziğin tüm fikirlerini tekrardan tanımlayan, dinleyeni nefessiz bırakan, müzikal bir döküntüyü yaşatan, nostaljinin sadece anılarla değil hafıza kaybı ile de ilgili olduğunu kimi zaman rahatlatıcı kimi zaman da dibine kadar depresif bir şekilde hatırlatan bir proje. Bu hatırlatmayı yaparken dinleyiciyi büyük bir “boşlukta” da bırakıyor: Kirby’nin de belirttiği üzere her şarkı “bunu nerede duymuştum önceden?” hissi yaratırken albümün çoğu noktası retrofütüristik ve uzay boşluğumsu melodilere ulaşmayı başaran loşlukta. Bu loşluğu, “anılarımızın çıkarıma ulaşmayan ve parçalanmış çalışma biçimlerini” aktarmak için oldukça fazla patlama, tıslama ve çatlama sesi mevcut (bozuk pikap ciddi demiştik). [caption id="attachment_188260" align="alignleft" width="300"] Bir BioShock atmosferi ekran görüntüsü.[/caption] Albümün konseptini daha derinlemesine anlayabilmek adına albümün şarkı listesine ve isimlerine bakmakta fayda var:
- All you're going to want to do is get back there (Yapmak isteyeceğiniz yegane şey oraya geri dönmek olacak)
- Moments of sufficient lucidity (yeterli açıklık anları)
- The great hidden sea of the unconscious (büyük saklı bilinçdışı denizi)
- Libet's delay (Libet’nin rötarı)
- I feel as if I might be vanishing (Buharlaşabiliyormuş gibi hissediyorum)
- An empty bliss beyond this world (bu dünyanın ötesinde boş bir mutluluk)
- Bedded deep in long term memory (uzun zamanlı hafızada derine tabakalanmış)
- A relationship with the sublime (Yüce olanla bir ilişki)
- Mental caverns without sunshine (Güneş ışığından mahrum zihinsel mağaralar)
- Pared back to the minimal (asgariye kadar soyulmuş)
- Mental caverns without sunshine (Güneş ışığından mahrum zihinsel mağaralar, yine?)
- An empty bliss beyond this world (hmmm.)
- Tiny gradiations of loss (Kayıbın küçük gri tonlamaları)
- Camaraderie at arms length (mesafeli arkadaşlık)
- The sublime is disappointingly elusive (yüce olan hayal kırıklığına uğratıcı derecede güvenilmez)
Yorum Bırakın