Sürekli içinde bulunduğumuz durumdan yakınarak, bu durumdan kurtulacağımız günün hayaliyle yaşama tutunuyoruz. Böyle yaparak bir adım ileriye geçebiliyor muyuz bilemiyorum. Neden bu durumu düzeltmek için kolları sıvamak yerine kısa kollu giyerek hiç o toplara girmiyoruz. Çağa ayak uyduramadıysak bizim problemimiz ne? Bizim problemimiz o çağ içinde yaşamak zorunda, onun kurallarına bağlı kalma durumunda kalmış beyinlerimizi değişikliğe açamamamız ve daha da acısı bunu kabullenerek yaşamamız gerektiği düşüncesinin dışına bile çıkamamamız. Oysa yeni çağları da biz açıp kapatmıyor muyuz. Bu vazgeçiş niye? 90larda olsak plak alırdım sana 80lerde açık hava sinemalarına giderdik bıdı bıdı… yaşamadığımız geçmişe ne çok özlem duyuyoruz. 21. yüzyılda nasıl sevilir bunu tartışalım mümkünse. Hepimiz sevginin acımasız bir yalan olduğu fikrine kapılıp kendimizi tamamen soyutlamışız bu duygudan. Nasıl sevilir bilmiyoruz bile. En azından deneseydik bilirdik, belki de 90larda doğsaydık!
Çağ diye bir şey uydurulmuş ve bu çağ için sınırlar ve doğrular koyulmuş. Tabular yaratılmış. Ne kadar içinden çıkmak için kalkışa geçsek önümüze set çekilmiş. Ne kadar uzak yaşamaya çalışsak değişik diye nitelendirilmişiz. Ve sırf bu anlam yükleme aptallığımız yüzünden hiçbirimiz yaşadığımızı bile hissedemiyoruz. En basitinden bir duyguyu bile hakkını vererek yaşayamıyoruz. En acınası olanı da hepimizin içine itildiği koca sevgisizlik çukurları içinde sevgi aramaya kalkmamız. Sahiden arıyor muyuz? Ya da sevgi aranarak bulunacak bir şey mi? Yoksa çok "aç" olduğumuzda olduğu gibi önümüze gelen her yemeğe kaşıkla daldığımız gibi sevgisizliğimizi hunharca doyurmak için mi bunca arayış? Çağ ne getirir ne götürür bilemem ama sevgiye olan bu açlığı sadece biz doyurabileceğiz. O mükemmel ötesi şahane insanı ve sevgiyi aramaktan vazgeçin siz de. Duyguların cömertçe harcandığı bu yüzyılda sahiden kıyıda köşede kalmış samimi birkaç parça his bulursanız bunu kaybetmemek için uğraşın. Uğraşın ki bir sevgi yeşersin. Kabuğundan çıkarıp bir sevgiyi sevgiyle besleyin ve büyütün. Çünkü kabul görmeyen düşünceler, kabuğundan çıkamamış hisler barındırıyor olabilir.
Yorum Bırakın