İş yerinde elimdeki işleri bitirdikten sonra aklımın ucuna bazı sorular ve kendimce cevaplar belirdi. Ve bu düşünceler fikrimde yer edindi. Bunlardan çok kısa bahsetmek isterim.
Doğru ideoloji nedir? Doğru dünya görüşü hangisidir? Yada ideolojinin doğrusu, yararlısı var mıdır? İşte bir süredir beni düşünmeye sevk eden sorulardan bir kaçı.
26 yaşındayım ve çocukluğumdan bu yaşıma kadar benimsediğim düşünceleri, fikirleri aklımdan geçirdim. Her dönemimde farklı bir ben, farklı bir bakış açısı. Hatta görüntüm; saçlarım, sakallarım... Yıldan yıla farklı. Yarın ve gelecekte ne kadar değişeceğim ne yöne gideceğim bilemiyorum. Şu anki aklım ise bana şöyle diyor:
-Lise yıllarında muhafazakardın, üniversiteye başladın milliyetçiliğe yöneldin, sonrasında muhalif oldun sosyal medyada veya sosyal hayatta muhalif düşünmeye başladın ve bu düşüncelerini paylaştın. Şimdi ise hiç bir ideolojik veya siyasi bir düşünceye sahip değilsin. Geçmişteki fikirlerin sadece seni oyaladı. Senin gibi herkesin de oyalandığını görüyorum. En azından şu anki bakış açımdan öyle görünüyor.
Peki "Hangi ben?" en doğru düşünen ben? Yada henüz doğru fikri, doğru düşünceyi yakalayamadım mı? Yakaladım. Şu an gerçekten doğruyum. Geçmişte de doğruydum. Çünkü yolum beni düşünmeye sevk etti, geçtiğim yerler, geride bıraktığım yanılgılı düşünceler beni buraya getirdi. Doğruyum dedim ama gerçek hayatta 'doğru'nun var olduğunu düşünmüyorum. Çünkü toplumsal kanı zamanla sürekli değişiyor ve doğru kabul edilen olgu yılların eskitmesiyle yanlış olana dönüşüyor onun yerini farklı bir olgu alıyor. 20 yıl önce herkesten kabul gören kimsenin sorgulamadığı kanı bugün yanlış kabul edliliyor ve o kanı terkedilmeye değiştirilmeye çalışılıyor. 20 yıl sonra da bugün ki doğru kabul ettiklerimiz, geriden gelenler tarafından yanlış olarak görülecek ve yeni doğrular üretecekler. Peki insanlığın başlangıcından bugüne dek gelip geçen doğrulardan ve hatta gelecekte ortaya çıkacak doğrulardan hangisi en doğru? Dediğim gibi, doğru dediğimiz şey değişkendir ve gerçek doğru diye birşey yoktur. Varsa da henüz onu bulamadık. Benim düşünceme göre o aranan doğrudan insanlık olarak gittikçe uzaklaşıyoruz. Ama en azından şunu kabul edebiliriz, doğruyu bulma isteği şu anlık en doğru şey... Toplumdan sıyrılıp birey olarak bunu sorgulayalım.
İşte bu doğruyu bulma isteği beni ideolojileri irdelemeye, dünyanın ve insanlığın geçmişten bugüne geçirdiği evreleri düşünmeye itti. Ve kendimce şu sonuca vardım ki, bir düşünce veya ideoloji ortaya çıkıp toplumda yayılmaya başladığında masumiyetini kaybetmeye başlıyor. Ne kadar büyük kitleye yayılırsa o kadar kirleniyor. Ve topluma mal olan her ideoloji kendi kutbunu oluşturuyor. Bütün dünyada bu ideolojiler hüküm sürüyor. Herkesin ve her ideolojinin istediği daha güzel, yaşanılabilir bir dünya fakat yıllar geçtikçe tam tersi bir durum söz konusu. Bu 'masum' ideoloji ve fikir akımlarının fazlalığına rağmen. Gün geçmiyoki her gün yeni oluşumlar, yeni akımlar ürüyor. Birileri, birilerinin hakkını savunacak yeni bir akım başlatıyor. Kulağa ne kadar da hoş geliyor, 'hak savunmak', 'hakkını aramak', 'hakkını yedirmemek.' Ve sonrasında o akıma karşı olan, onların düşüncesini reddeden başka bir güruh... Onlar da, bu eski köye yeni adet getirenlerin topluma zararlı olduklarını, toplumu zehirlediklerini söylüyor. Evet, başlasın şimdi çatışma. Eylemler başlasın, sözlü sataşmalar başlasın. Halbuki iki taraf da diyor ki: "Doğru olan biziz!". Kimse de demiyor ki, "Siz de ve biz de baştan aşağı yanlışız."
Her yeni fikir akımı veya ideoloji, 2 zıt kutba gebedir her zaman... Günümüzde bu kutuplar o kadar fazla ki... Her kutbun da amacı ve düşüncesi kendilerine göre en doğru ve insanlık için en hayırlı olan aslında. O kutuplardan sıyrılıp onlara dışardan bakınca aslında doğru olan, güzel olan hiç bir şeyden söz edemiyoruz. Bütün dünya çatışma halinde. Güzel ülkemizin de bu konuda hali vahim. En azından benim fikrim bu yönde. Dünyamızı, ülkemizi, insanlığımızı, doğru olanı savunduğumuzu zannederek bataklığa sürüklemekten başka bir işe yaradığımız yok.
Benim ideolojimsi fikrim artık şu: "İnsan."
Kendi hayatımı güzel yaşamam dışında ne bir amacım, ne peşinden gittiğim bir siyasi görüş, ne de benimsediğim bir ideoloji var. Hiç biri birbirinden farklı değil. Bu kirli puzzleın tamamlayıcı parçaları...
Herkes insan, hepimiz insanız. Ve insanlar her zaman topluluk halinde hata yapar. Çünkü, insan insandır...
Naçizane fikrim herkes kendi fikrini üretmeli. Birilerinin düşüncesine ortak olmak kolaydır. Herkesin sevdiğini sevmek, toplumun genelinin sahip olduğu düşünceyi düşünüp benimsemek kolaycılıktır. Toplum yanılır. Birey sorgulamalıdır...
Yorum Bırakın