Biz insanlar ; ne çıkarcı,ne yalancı,ne merhametsiz mâhluklarız böyle...Kalbimizden taşıp tüm vücudumuzu saran bir zehiri : huzura,sevgiye,mutluluğa dönüştürmek yerine o zehirle başka insanları köreltmeye ne meraklıyız.
Kendimize mahsus herhangi bir kaprisimizi bir kışkırtmayla çılgınlığa varabilecek özgün bir hayal kudretine dönüştürmek yerine,insanların bir ömür boyu içlerinde çürütmeye çalıştıkları kalp kırıklıklarına,onur incinmelerine yoruyoruz...
Peki ya sonra ne oluyo ? Bu insanlar gelecek umutlarıyla kalplerinde ki onları zifiri karanlığa iten bu tramvadan yepyeni içimizi aydınlatan bir dolunay gibi çıkıyorlar karşımıza.
Tabi bütün bunlara sebep olan yüzsüz insanoğlu kendini aklayabilmek için zehirli düşüncelerini bir ok gibi tekrar atmakta pek ısrarcı..Peki asıl soru şu : Affedebilecek güçte miyiz ? Sizi bu soruyla baş başa bırakıyorum.
Yorum Bırakın