Uzun bir süre bilekliğiyle oynadı. Bilekliğini doğum gününde meyveli bir pasta eşliğinde ben hediye etmiştim ona. Sarı saçları en az kafasının içi kadar karışıktı. Bir şeyler düşündüğü çatık kaşlarından belliydi. Her zaman oturduğumuz parka bu sefer beni hayatından çıkarmak için çağırmıştı. Aslında bana bunu sözlü olarak söylemedi. Davranışları artık beni hayatında istemediğinin bir işaretiydi. İçimde bir şeyler kopuyordu ama gözyaşlarımı tutmak için kendime söz vermiştim. Her ne kadar o an beni ağlatabilecek tüm şarkıları dinlemek istesem de sadece sessizliği kulaklarımı patlatırcasına duyuyordum. En yakın arkadaşım dediğim insanın beni hayatından çıkarışına tanıklık ediyordum. Karşısındayken yaşadığımız her an için şükrettim. Beraber keşfettiğimiz müzisyenin şarkılarını bir başkasıyla dinlemek istiyordu sanırım ya da artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Yanımdan kalkarken getirdiği bir buket beyaz gülü suratıma fırlatır bir yüz ifadesiyle narince kucağıma bıraktı.

16.08.22