Günümüzün en gözde sanatçılarından Taylor Swift; bildiğimiz gibi gizemli kodları, mesajları ve geri sayımları çok seviyor. Daha önce herhangi bir albüm veya şarkı yayınlamadan önce mutlaka bu tarz mesajlar veren Swift, Folklore albümü için herhangi bir ipucu veya kod vermeden albümünü bir anda duyurmuştu. Bu şekilde Swift, Folklore albümünün piyasaya sürülmesi ile kendi yaptığı her şeye meydan okumuş oldu.
Folklore, aslında yeni Taylor'ın ayak izleri oldu. Sanat dünyasında bulunduğu sürede daha çok Country-Pop tarzında eserler veren Swift, bu albümde Indie Folk tarzı ile karşımıza çıkıyor. Taylor, bu albümde kimyasının müthiş bir şekilde uyuştuğu Aaron Dessner ve yıllardır ona hem dostluk hem de takım arkadaşlığı yapan Jack Antonoff ile işe koyuluyor.
Albümün prologolunda ise "Karantinda hayal gücüm çıldırdı ve sonuç bu albüm, bir bilinç akışı gibi akan şarkı ve hikayelerden oluşan bir koleksiyon. Elime bir kalem almak benim fanteziye, tarihe ve anılara kaçış yolumdu.” açıklamalarında bulunuyor.
İnsanların, aşk hayatında mutlu olan bir Taylor'ın yazacak şeylerinin tükeneceğini söylemesine karşın Swift, bu albümünde başkalarının öykülerini harika bir lirik hikaye anlatımıyla bizlere sunuyor ve onları sanki bir film izliyormuşcasına bizlere aktarıyor. Şimdi gelin bu şarkılardaki hikayelere hep birlikte göz atalım.
1. the one
Aaron Dessner'ında bahsettiği gibi Taylor, the one şarkısı ile bütün albümün ruhunu tek bir şarkıya sığdırmayı başarıyor. Taylor, şarkının başlangıcının iki farklı anlamı olduğunu belirtiyor; hem şarkının yazıldığı durumu, hem de kendisinin yaratıcı açıdan ne durumda olduğunu...
Bunun yanı sıra şarkı, mitlerin ve kayıp aşkların nostaljik hatırasını merkeze alıyor. Taylor, eski dileklerinin "gerçekleştiği" alternatif bir hayatı tasarlıyor.
"I'm doing good, I'm on some new shit
Been saying "yes" instead of "no"
2. cardigan
Albümde bir aşk üçgenini ele alan Swift, bu şarkıyı Betty isimli hayali bir karakterin perspektifinden yazıyor. Hüzünlü, duygusal bir anlatısı olan cardigan kesinlikle fan favorilerinden biri. Swift bu şarkıda kayıp bir romantizmin ve genç aşkın neden hatıralarımızda bu kadar kalıcı olarak sabitlendiğini, neden böyle silinmez bir iz bıraktığını ele alıyor.
"When you are young, they assume you know nothing"
"You drew stars around my scars
But now I'm bleedin'"
3. the last great american dynasty
2013'ten beri sosyetik Rebekah Harkness'in hakkında bir şarkı yazmayı planlayan Swift, sonunda bu hayalini gerçekleştiriyor. Taylor, şarkıda kendisi ve Rebekah Harkness arasında karşılaştırmalar yapıyor. 2013 yılında Swift, bir zamanlar Rebekah Harkness'e ait olan bir Rhode Island konağı satın almıştı. Swift, bu konakta kendi düzenlediği ve birçok yıldız arkadaşının katıldığı partileri, bir zamanlar Harkness'in konağına uğrayan ünlü besteciler ve dansçıların kalabalığına benzetiyor. Rebekah Harkness da genellikle toplum tarafından sert eleştirilerin hedefi olmuştu, tıpkı Swift gibi.
"Fifty years is a long time
Holiday House sat quietly on that beach
Free of women with madness, their men and bad habits
And then it was bought by me"
4. exile (feat. Bon Iver)
Exile şarkısı Taylor Swift, Justin Vernon ve William Bowery tarafından yazılmıştır. Peki kim bu William Bowery? Bu konu üzerinde birçok tartışma yaşanmıştı çünkü o gerçek bir kişi değil bir takma isimdi. Taylor bu tartışmalara bir açıklık getirdi ve William'ın aslında erkek arkadaşı Joe Alywn olduğunu açıkladı. Şarkının piyano kısmının tamamen onun tarafından bestelenmesine karşın, Bon Ivery'ın seslendirdiği ilk verse de Joe tarafından yazılmıştı.
Exile, bir ayrılığın ardından birbirini gören iki eski sevgiliyi anlatmaktadır. Justin Vernon, bir sevgilinin ilişkiyi ne kadar çabuk atlattığına dair kafa karışıklığını anlatırken Swift, ilişkinin artık yürümediğine dair tekrarlayan uyarılar ve işaretler hakkındaki bakış açısını sunar. Ayrıca Vernon'un kalın sesi ile Swift'in ilişki hakkındaki görüşleri arasındaki karşıtlığı yansıtan daha yumuşak sesi arasındaki karşıtlık da bize şarkının ana temasını betimlemiş oluyor.
"All this time
I never learned to read your mind (Never learned to read my mind)
I couldn't turn things around (You never turned things around)
'Cause you never gave a warning sign (I gave so many signs)
So many signs, so many signs
You didn't even see the signs"
5. my tears ricochet
Bir YouTube canlı sohbetinde my tears ricochet'in folklore için yazdığı ilk şarkı olduğunu duyuran Swift, şarkıyı şu şekilde anlatıyor; "Bu şarkı karma, hırs hakkında. Bir insanın nasıl en yakın arkadaşın ve yoldaşın ve hayatında en güvendiğin insan olabileceği ama sonra dönüp bir zamanlar en güvendiğin insan olduğu için seni nasıl inciteceğini çok iyi bilen en kötü düşmanın olabileceği hakkında. Bana boşandıkları ve sonsuza kadar birlikte olmaya yemin ettikleri kişinin hep arkasından kötü konuştukları kişi haline getirmesini hatırlatıyor."
"And you're tossing out blame, drunk on this pain
Crossing out the good years
And you're cursing my name, wishing I stayed
Look at how my tears ricochet"
6. mirrorball
Mirrorball'da, Taylor kendisini bir dans pistindeki disko topuyla karşılaştırıyor. Kendisini etrafındaki tüm kişilikleri, onların en umutsuz güvensizliklerini yansıtıyor olarak görüyor, başkalarını eğlendiriyor fakat ona dokunulduğunda cam gibi paramparça oluyor. Bu şarkıda Taylor, ilk ve tek kez şarkı sözlerinde yaşadığımız dönemi dile getiriyor. Taylor'ın pandemi ve kapanma döneminde insan olmanın ne olduğunu uzun uzadıya düşünmesi sonucu ürettiği bu albümde, mirrorball şarkısı bütün şovlarının iptal edildiğini öğrendikten sonra yazılmıştır.
"And I'm still a believer, but I don't know why
I've never been a natural, all I do is try, try, try
I'm still on that trapeze
I'm still trying everything to keep you looking at me"
7. seven
Seven, Taylor'ın evde mutsuz bir hayatı varmış gibi görünen çocukluk arkadaşlarından biri hakkında. Taylor, o zamanki masumiyetini, sorunlarının kolayca çözülebileceğini nasıl düşündüğünü bizlere yansıtıyor.
"And I've been meaning to tell you
I think your house is haunted
Your dad is always mad and that must be why
And I think you should come live with me
And we can be pirates
Then you won't have to cry"
8. august
Albümdeki aşk üçgenini ele alan 2. şarkıyı Swift, James'in Betty'yi aldattığı Augustine isimli hayali bir karakterin perspektifinden yazıyor. Talihsiz bir yaz aşkını ve bunun kızın üzerindeki etkisini anlatan bu şarkıda aslında Augustine'in kötü bir kız olmadığı, James'e gerçekten çok aşık olan duygusal bir kızın sevilmek istediğine değiniliyor.
"Remember when I pulled up and said "Get in the car"
And then canceled my plans just in case you'd call?
Back when I was livin' for the hope of it all, for the hope of it all"
9. this is me trying
Albümün bir diğer hüzünlü şarkısı olan this is me trying, hatalarını kabul eden ve bunları telafi etmek için çaba sarf eden birinin bakış açısından yazılmıştır. Swift bu şarkıyı "Bağımlılık konusunu ve ruhsal rahatsızlıklardan dolayı muzdarip olan insanları düşünüyordum, veya bağımlılık yüzünden eziyet çeken veya her gün başka bir mücadele eden insanları... Kimse onlara her gün aferin demiyor. Ama her gün bir şeye karşı mücadele veriyorlar. Ama çoğu zaman kimse onların durumunu fark etmiyor. İlk kısmın hayatında bir kriz yaşayan biri hakkında olması gerektiğini düşündüm, çabalayan ve başaramayan biri hakkında. Çabalayan ve sonunda kendisini uçurumun kenarında bulan biri ama bu kişi vazgeçiyor ve eve dönüyor. İkinci kısım hayatında çok büyük potansiyele sahip olan biri hakkında. Okul zamanımızdan kalma çok büyük alışkanlıklarımız var. Lisede veya üniversitede başarılı olmak ve sürekli aferin denmesi. Sonra okul bittiği zaman insanların yıldızlı aferin alması için çok az fırsatı oluyor. Ve kendi kararlarını kendin vermen ve hayatına bir yön çizmen lazım ama bunun için alabileceğin bir ders yok. Ben de hayatında gerçekten kaybetmiş olan ve sonra içmeye başlayan ve her saniye içmemeye çalışan bu kişiyi düşünüyordum." şeklinde açıklıyor.
"They told me all of my cages were mental
So I got wasted like all my potential
And my words shoot to kill when I'm mad
I have a lot of regrets about that"
10. illicit affairs
Şarkıda Taylor Swift, bir kişiyle gizli bir ilişkide olmaktan bahsediyor. Onunla vakit geçirdikten sonra içinde ölme hissi olduğu için bundan nefret ediyor. Ama bir şey onu daha fazla devam etmeye itiyor.
"Don't call me "kid," don't call me "baby"
Look at this godforsaken mess that you made me
You showed me colors you know I can't see with anyone else"
11. invisible string
Bu şarkıda sanatçı, iki ruh eşini birbirine bağlayan kaderin kırmızı ipliğiyle ilgili bir Çin halk efsanesine atıfta bulunuyor. Bunun yanı sıra Swift, Joe Alwyn ile olan ilişkisi inanılmaz olduğu için, başarısız olan geçmiş ilişkilerine karşı minnettarlığını ifade ediyor. Ayrıca Swift, şarkıda Joe ile çıktıkları randevulardan ufak detayları bizlerle paylaşıyor.
"And isn't it just so pretty to think
All along there was some
Invisible string
Tying you to me?"
12. mad woman
Swift'in bu şarkısı öfkeli bir kadın kavramını kişisel hayatıyla, özellikle de Scooter Braun ve Scott Borchetta ile müziğine sahip olmak için verdiği savaştan sonraki dönemle ilişkili olduğu düşünülüyor. Taylor şarkı hakkında "Bir kadında en çok öfke uyandıran unsur onun kendi aklından şüphe duymasına sebep olmaktır. Yüzyıllardır kadınların erkeklerin davranışlarına sessiz kalmaları beklenir. Ve sen tepki verdiğinde yanlış taraf sen olursun. Hayatımda bu şekilde davranan biri vardı, bu kişi onun davranışlarına tepki verdiğim için sanki asıl suçlu benmişim gibi hissettiriyordu. Yani onun davranışlarına tepki veremem, eğer verirsem ben deliyim. Ve ben de bunun ne kadar kötü hissettirdiğini müzikle dile getirdim." diyor.
"And there's nothing like a mad woman
What a shame she went mad
No one likes a mad woman
You made her like that"
13. epiphany
Epiphany, özellikle pandeminin ortasında, kaos ve şiddetin ortasında olmasına rağmen rüyalarında barış bulmayı umut eden birini tanımlamaktadır. Swift, bu şarkıda 2. Dünya Savaşı'nda yer alan büyükbabasının askerlik deneyimi ile bir insanın başından geçecek ve bir daha asla bahsedemeyeceği şeylere değindiğini, günümüzde de pandemide nöbeti sırasında sadece 20 dakika mola veren ve bu şekilde travma yaşayıp bundan kimseye bahsetmek istemeyecek insanları bağdaştırdığını belirtiyor.
"Only twenty minutes to sleep
But you dream of some epiphany
Just one single glimpse of relief
To make some sense of what you've seen"
14. betty
Betty, folklore albümünde anlatılan aşk üçgeninin üçüncü kısmıdır, aptallık yaptığı için hayatının aşkını kaybettikten sonra özür dileyen genç bir çocuğun, yani James'in bakış açısıyla yazılmıştır. Şarkının nakaratı yine Joe Alwyn tarafından yazılmıştır. Taylor bu şarkı için "James, hayatının aşkını temelde kaybetmiş ve onu nasıl geri alacağını anlamıyor… Herkes hata yapar ve bu benim 17 yaşındaki bir çocuğun bakış açısından yazdığım bir şarkı. Müzikte farklı kimliklere kayabilmenizi ve diğer insanların bakış açılarından şarkı söyleyebilmenizi her zaman sevmişimdir. Ben de bunu yaptım ve bu hikayedeki tüm karakterlere arkadaşlarımın çocuklarının adını verdim." açıklamalarında bulunuyor.
"But if I just showed up at your party
Would you have me? Would you want me?
Would you tell me to go fuck myself
Or lead me to the garden?"
15. peace
Bu şarkı Swift'in şöhretine odaklanıyor, onların ilişkilerinde mahremiyetin eksikliğinin partnerini uzaklaştırabileceğinden endişe ediyor. Taylor, şarkıda huzurlu melodiye karşı, sözlerle bir kontrast yakalamayı hedeflemiştir. Taylor: "Bu şarkı benim için çok kişisel bir şarkı çünkü hayatımda öyle dönemler oldu ki her şey kontrolüm altındayken kendimi çok anormal bir hayatı olmayan biri gibi gösterebilirim dedim. Hayatımın bir parçası olacaksan bununla gelen bazı şeyler olacak ve bunları engelleyemem."
"But I'm a fire and I'll keep your brittle heart warm
If your cascade, ocean wave blues come
All these people think love's for show
But I would die for you in secret"
16. hoax
Taylor bu şarkısında toksik bir ilişkide katlandığı mücadeleleri anlatıyor. Sevgilisi tarafından umutsuzluğun sınırına sürüklenmesine rağmen Taylor, bu lanetli ilişkiden vazgeçemiyor. Taylor: "Ya tüm bu duygular aynı kişi hakkında değilse? Ya birkaç farklı, çok parçalı durum hakkında yazıyorsam? Biri aşkla ilgili, biri gerçekten acı veren bir işle ilgili, diğeri ise aile olarak düşündüğüm bir tür ilişkiyle ilgili, ama bu gerçekten acıtıyor.”
"Stood on the cliffside screaming, "Give me a reason"
Your faithless love's the only hoax I believe in
Don't want no other shade of blue but you
No other sadness in the world would do"
17. the lakes
Taylor, albümün son şarkısı the lakes'de tam olarak şiirsel potansiyelini keşfederek bizlere bir şarkı yazarı olarak yeteneğini ve işçiliğini melodramik bir biçimde kanıtlıyor. Şarkı, toplumdan izole olmanın, ancak sevilen biriyle teselli olmayı anlatıyor. Baştan sona bir keman ve gitarla eşlik edilen şarkıyı özel kılan Taylor'ın kullandığı romantik imgelerdir. Aslında "the lakes" William Wordsworth, John Keats gibi bir dizi Romantik şaire ev sahipliği yapmakla ünlü İngiltere'deki Göller Bölgesi'ni ifade eder.
"Take me to the Lakes where all the poets went to die
I don't belong and, my beloved, neither do you
Those Windermere peaks look like a perfect place to cry
I'm setting off, but not without my muse"
Bu şairane ve en önemlisi tüm hakları Taylor Swift'e ait olan albümü dinlemek için;
Yorum Bırakın