2. Selim ve 3. Murat padişahları zamanında adeta baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan’ın eserleri ilk günkü hali ile sağlam bir şeklide günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Tarihe ev sahipliği yapan harika ve unutulmaz eserler bulunmaktadır. Bunların birçoğu günümüze kadar önemini korumuştur. Hala daha yerli ve yabancı turistlerin gelip ziyaret ettiği bu eserler insanlık açısından değer verilen ve unutulmayan eserler arasında yerini almıştır. Günümüze kadar gelmeyi başaran bu eserler görülmeye değerdir. Tüm dünya ile ismini duyuran Mimar Sinan herkes için saygı duyulan mimarlar arasında yerini almıştır. O zamanın şartları ile eserlerini sapasağlam bir şekilde günümüze ulaştırmayı başarmıştır. Mimar Sinan’ın görülmesi gereken pek çok eseri vardır. Ömrüne 36 Saray, 17 türbe, 51 mescit, 20 kervansaray ve 8 köprü sığdırmıştır. Şimdi sizler için Mimar Sinan’ın sergilemiş olduğu 10 Osmanlı Mimarisi eserinden bahsedeceğiz.

 

Haseki Hamamı İstanbul
Mimar Sinan baş yapıtları ile tüm insanlığı kendine hayran bırakan bir sanatçıdır. Haseki hamamı Sultan Ahmet camii ve Ayasofya arasında yer alır ve günümüzde de hala ihtişamını korumayı başarmıştır. Hamamda kadınlar ve erkekler aynı eksen üzerinde bulunmaktadır. Soyuma odaları ise ayrı iki uçta yer alır. Namı değer Hürrem sultan hamamı olarak geçer.

 

Mihrimah Sultan Camii İstanbul
Şuan günümüzde İstanbul Üsküdar da yer alan mihriman sultan camiinin ismi güneş ve ay anlamındadır. Cami de bina kısımları ustalık gerektiren bir şeklide kullanılmıştır. Nisan ve mayıs aylarında güneşin doğuşu iki minare arasından kolay bir şekilde izlenebilecek halde inşa edilmiştir.

 

Süleymaniye Cami İstanbul
Yine Mimar Sinan’ın harika eserlerinden bir tanesi de Süleymaniye camisidir. Bu cami İstanbul’un silüetini harika bir şekilde tamamlamaktadır. Süleymaniye caminin yapımı ile ilgili birkaç tarihte rivayet bulunmaktadır. Süleymaniye camii Osmanlı mimarisinin klasik ortaya çıkan eserlerinden bir tanesidir. Rivayetler daha çok minare üzerinde bulunan harç üzerine yoğunlaşmıştır. Aynı zamanda bu cami Süleymaniye Külliyesinin de bir parçası halindedir.

 

Mağlova Su Kemeri 
Su mimari yapılarının baş yapıtlarından biri sayılan Mağlova su kemeri yaklaşık olarak 250 metre uzunluğa sahiptir. Aynı zamanda 35 metre yüksekliği vardır. 450 senelik bir geçmişe sahip olan bu eser UNESCO dünya kültür miras listesinde yerini almıştır ve mutlaka görülmesi gereken eserlerden bir tanesidir.

 

Lala Mustafa Paşa Camii
Bir Osmanlı baş yapıtı olarak Erzurum ilinde yer alan Lala Mustafa Paşa Camii, Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu cami Erzurum merkezde yer almaktadır. Erzurum iline yolu düşenlerin mutlaka bu camiyi ziyaret etmelerini tavsiye ederiz. Bu camiye her sene her yerden yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir.

 

Rüstem Paşa Kervansarayı
1554 senesinde Damat Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan bir eserdir. Günümüzde hala işlevselliğini koruyan Rüstem Paşa Kervansarayı 1970 senesinde ufak bir restorasyon geçirmiştir. Diğer adı ise Rüstem paşa bedesteni olan bu kervansaray Oltu taşı ile ilgilenen esnafa yardımcı olmakla kalmayıp ev sahipliği yapmaktadır.

 

Şehzade Camii
Yine İstanbul da yer alan ve Mimar Sinan’ın harika ustalıklarından bir tanesi olan Şehzade Camii Mimar Sinan’ın çıraklık eserlerinden bir tanesidir. görkemli güzelliği ile görenleri büyüleyen camii günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Caminin yanında birde türbe yer almaktadır.

 

Selimiye Camii
Edirne de yer alan ve Mimar Sinan’ın ustalık eserlerinden bir tanesi olan Selimiye Camii 2000 Senesinde UNESCO Dünya Miras Listesinde yerini almıştır ve 2011 senesinde tescillenmiştir. Selimiye camii Osmanlı mimarisinin önemli baş yapıtları arasında yerini almıştır.

 

Behram Paşa Cami
Behram Paşa cami Diyarbakır valisi tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan bu cami Diyarbakır mimarisini yakından ilgilendirmektedir. Mimar Sinan’ın harika eserleri arasında yerini alan Behram Paşa Camii iç ve dış mekandan harika bir taş işçilik olarak görülmektedir.

 

Kırk Çeşme Su Kemeri İstanbul
Kırk çeşme su kemeri zamanın en büyük su komplekslerinden bir tanesidir. Bu eser aynı zamanda 33 dev kemerden oluşmaktadır. İstanbul ilinin su ihtiyacı için tasarlanıp hayata geçirilmiştir. 1554 senesinde ise Belgrad ormanlarından su getirmek için inşa edilen bu proje tam anlamı ile mühendislik harikasıdır diyebiliriz.