özdemir asaf kimdir necidir?
özdemir asaf 11 haziran 1923te ankara da dünyaya gelmiştir. asıl adı halit özdemir arun olan şair,çevirmen,yazar,yayımcı ve işletmeci;deneme,öykü,çeviri,şiir gibi türlerde eser vermiş cumhuriyet dönemi şairidir.
şair henüz 7 yaşında iken babasının vefatı üzerine ailesi ile birlikte istanbula gelmiştir. bu dönemde soy adı kanunu da çıkmıştır. annesi saf,arı,temiz anlamına gelen arun soy adını seçmiştir,ancak asaf "r" harfini söyleyemediği için yazılarında soy adını kullanamamıştır.liseyi bitirdikten sonra istanbul üniversitesi hukuk fakültesinde ilk eşi olan sabahat selma tezakın ile tanışmıştır.Hukuk fakültesinde notlarla ilgili bir haksızlık yapıldığı için yükseköğrenimini İktisat Fakültesinde sürdürmüştür. Üçüncü sınıfta buradan da ayrılmış ve bir yıl Gazetecilik Enstitüsüne devam etmiştir fakat buradan da mezun olamamıştır.
çalışma hayatına öğrencilik yıllarında başlamış,tanin ve zaman gazatelerinde çalışmış ve 1962 yılına dek yazı ve çevirilerini yayımlamaya devam etmiştir. askerlikten döndükten sonra eşi sabahatin babasının mirasyla açtığı yuvarlakmasa yayınevinin kapanmasının ardından,1971 yılında bebekte "şimdi" isimli bir bar açmış ve 1980 yılına kadar işletmeye devam etmiştir. bir grup ile beraber yurt dışı seyehatine çıkmış ve pek çok yer görmüştür. aynı yıl ikinci evliliğini yaptığı yıldız moran ile tanışmıştır. özdemir asaf'ın evlenmediği fakat aşık olduğu üçünü kadın ise benim de çok sevdiğim "lavinia" şiirini ithaf ettiği mevhibe beyattır. yazar,beyin tümörü yüzünden 28 ocak 1981 yılında vefat etmiştir.
özdemir asaf'ın okunması gereken şiirleri
1)ağlamak
Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere
Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre
Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli
Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli gülmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.
2)akıl gözü
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.
3)aşk
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
4)lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
lavinia;hayalimdeki muhteşem sevgili demektir ve bir çiçek cinsidir, ölüm çiçeği… Ve aynı zamanda, Lavinia, Shakespeare’in, Titus Andronicus isimli eserinde, Roma İmparatorluğu’nun baş komutanı olan Titus’un güzeller güzeli kızıdır. Tamora’nın iki oğlu tarafından tecavüze uğrar ve babası Titus tarafından öldürülür.
şair, bu şiirini bir yarışmaya göndermiş ve birinci olmuştur hatta bir rivayete göre bu şiiri okurken şiiri yazdığı kadın olan mehvibe hanım da salondadır ancak şiir okurken salonu terk ettiği için kırılan asaf sevdiği kadına açılamaz.
5)kelimeler...kelimeler
Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
gözlerinin önünde bir oyun,ardında bir oyun.
Anladı, ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgârlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini...
özdemir asaf felsefesi
"Asaf,
'Sanatta okul: Olmayan bir sevgiliyi özleyenlerin, çoğalmakla o sevgiliyi
yaratacaklarını (ve sonra aralarından yalnız kendilerinin elde edeceğini) umarak
birleşmeleri.' düşüncesine sahiptir. Onun hiçbir edebî toplulukta bulunmak
istememesi bu düşüncesinden kaynaklanır."
"Özdemir Asaf’ın şiirinin genel karakterinden birisi de şiirlerinde yer alan sen ve ben
arasındaki ikinci kişi problemidir. Behçet Necatigil, Edebiyatımızda İsimler
Sözlüğü’nde bu probleme şu şekilde işaret etmiştir: 'İlk kitabına 1952’den sonraki
şiirlerini alan Özdemir Asaf’ın şiirindeki ‘ikinci kişi’ problemini, ikinci kişi ile kendi
arasındaki bağlantıları çeşitli yönlerden derinleştirdiği, yaşayışını dolduran
davranışları soyutlaştırarak bir düşünme planına yükselttiği bunu yaparken de, 1950
şiirinin ortak biçim anlayışında ayrı, özel bir dil kullandığı görülür; çelişmeli, oyunlu
bir mantık düzeninde mısra sayısını çok kere en aza indirdiği de olmuştur.' "
éArslan Kaynardağ, bu konuda, 'Sen ve ben diye ayrı şeyler yoktur aslında. İki
gibi görünen, birden başka bir şey değildir. Bu açıdan sen-ben bağlantısını konu alan
şiirlerinde beliren gizemci yön onu tasavvufa yaklaştırır.'düşüncesindedir
Şairdeki bu ikinci kişi sorunu 'Ölmeyen' şiirinde en net biçimde kendisini hissetirir.
Şiirin ilk dört bölümünde ‘sana geliyorum yalnız sana’ diye seslendiği sen’e, şiirin
beşinci bölümünde başkalarını da katarak yeni bir boyuta ulaştırır:
“Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız, gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil, bilsinler, biliniz.”
"Şükran Kurdakul, Asaf’ın şairliğinin ilk dönemlerini, 'Yaşıtları değişik deneylerde
kendilerini ararlarken o gücünü, dünya ve insanlar karşısındaki tavrını göz önünden
ayırmayan, şiirinin ancak bunlarla oluşacağını bilen bir rahatlık içindedir.' şeklinde değerlendirir. Asaf, 'Jüri' şiirinde 'Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu
Birinciliği beyaza verdiler.' diyerek aslında şiirinin karakterini
göstermektedir."
"Asaf’ın şiirleri kelime ve dize sayısı bakımından hacimli şiirler değildir. Uzun olan
şiirlerine nazaran kısa şiirlerinde anlam yoğunluğu üst düzeydedir. 'Tek dize ya da iki
dizelik şiirlerinin çoğu özdeyiş özelliğinde olan Asaf’ın uzun şiirleri aynı tadı vermez
çoğu kez.' "
kısaca özdemir asaf'ın felsefesi diğer şairlere göre oldukça değişiktir. hem şiirleriyle hemde felsefesiyle başarılı bir yazar olduğu gözler önünde...
Yorum Bırakın