Hayata Dokunalım ve Bir Çocuktan Başlayalım..

Hayata Dokunalım ve Bir Çocuktan Başlayalım..
  • 1
    0
    0
    0
  • "Sorgulamak, bilincin genişlemesini, gerçekliğin yoluna girmesinin önünü açar." (Veysel Dikmen)

    Sorgulayalım ki doğru yolu bulalım. Eğitimden girelim konuya. Eğitim sisteminden memnun olan kaç kişiyiz? Çocuklarımıza miras bırakılan geleceğimizin ileride nasıl şekil alacağını düşünsenize. Çocukların şu anda gerçek bir eğitim gördüklerine inanmıyorum ben. Onlara dayatılan bazı ideolojiler ışığında eğitim verdiklerini zanneden zihniyetler, çocuklarının çok iyi eğitim aldığını zanneden veliler ve bir şey öğrendiğini zanneden garip öğrenci kesimi. Yakın geçmişte yaşadığımız pandemiyi örnek gösterenler muhakkak ki olacak. Ama şunu biliyoruz ki pandemiden önce de durum pek farklı değildi. Tek fark okulda öğrenemediklerimizi evde ekran başında öğrenemememiz.Yani aslında bir fark yok. Başa gelenin ideolojisi neyse onu savunuyor eğitim sistemi. Pek bir vasfı olmayan insanlar törpille veya ezbere dayalı bir eğitim sistemiyle gelip, aynı şeyi bir sonraki nesillere aktarıyor. Ezberden uzak gerçek bilgilere dayalı bir sistem oluşturmak çok da zor değil. Gerçekten hakeden öğretmenler atanırsa bu sorun biraz çözülebilir. Ama çok değil biraz.. Müfredata hiç baktınız mı ya da sordunuz mu? Çocuklarınızı ne öğrenmeye gönderiyorsunuz sorguladınız mı? Şunu bilmemiz gerek ki onlar şimdi çocuk ama ileride doktor,öğretmen,mühendis,yazılımcı,müteahhit,başbakan ve hatta cumhurbaşkanı vs. olacak. Geleceğimizin temel yapı taşlarını oluşturan insanlar onlar olacak. Çocuğu olanlar için söylüyorum; okuldan gelen çocuğunuz hep sizden para istiyor değil mi? Yok şu etkinlik yok şu ödev yok şu kitap bilmem ne. Kitap. Yahu okulda vermiyorlar mı bu kitabı? 'E bu alacağınız kitapta daha fazla bilgi var, ek kitap bu' Pekii o zaman okulda dağıtılan kitaplar neden var. Yeterli bilgi yoksa o zaman basmayın o kitapları ve ağaçlar da ağlamasın boşa 'bunun için mi kestiniz beni' diye. Ama o zaman ekonomiye can veremeyiz değil mi, doğru. Özel okulları anlıyorum da devlet okullarının kayıt parası olarak insanların bütçesini zorlayacak ücret almasını da anlamıyorum. Kayıt ederken ayrı bir ücret, okula başladığı andan itibaren belirli zamanlarda ayrı ayrı ücretler, öğretmenlerin istediği şu bu o parası, kitap etkinlik ücretleri. Yahu birisi de demiyor burası devlet okulu mu işletme mi diye. Hadi o kadar para aldın bari bi faydası dokunsun değil mi? O da yok. Öğretmenleri veya hakkı ile eğitim veren eğitimcileri eleştirmiyorum burda. Her sektörde olduğu gibi elbette bu sektörde de var yalnızca kendi çıkarını düşünüp paraya tapan bir kesim. Bu insanların önemsediği tek şey para. Öğrenciler umurlarında değil. Biz veliler de aman çocuğum okusun da geleceğe bir faydası dokunsun hakkı hukuku bilsin aklı vicdanı hür olsun diyoruz. Çocuğun öğrenip geldiği şey ne peki? 'Hiç bir şey'. Özel okullar da pek farklı değil aslında. Bu sefer de veli ve öğrencilerin değişik bir versiyonunu görüyoruz. Öğretmenlere çalışanıymış gibi davranan öğrenciler. İşte aslında insanların değişmesi lazım, katı kurallar koyulup eğitim sistemine güzel bir giriş yaparsak bazı şeyler yoluna koyulur. Çocukları bir araç olarak kullanmayalım. Sorgulayalım. 'Aman okullar açılsın da evde rahat edeyim, çocukla uğraşmaktan bir şey yapamıyorum' demeyelim mesela ya da 'Al şu tableti oyun oyna' demeyelim ya da tehditlerle çocukları bastırıp büyürken insanlara zorbalık eden veya herkesten zorbalık görüp kendini savunamayan insanlara çevirmeyelim. Veya aile içi kavgalarımızı çocuklara örnek olacak şekilde yapmayalım. 'Gör bak baban/annen neler diyor/yapıyor', 'Bak işte sen de annene/babana benzemişsin onun gibi ...... sin ' vs sözlerle ağır etkiler bırakmayalım onlarda. Saygıyı öğretmek lazım en başta çocuklara. Büyüklere ve küçüklere saygıyı. Evet küçüklere de saygı. Saygı sadece yaşça büyüklere veya patronlarınıza duyacağınız bir şey değil. İnsan, hayvan, bitki, fikir vs her şeye duyulması gereken şeydir saygı. Saygı : 'büyüklere, yaşlılara, değeri yüksek olanlara, kutsal bilinen kimselere, şeylere karşı duyulan, sevgi ve çekinmeyle karışık bağlılık duygusu'. Anlamı da bu şekilde. Sevgi ve çekinmeyle karışık bağlılık duygusu. Kendi hayatımdan örnek vereyim isterseniz. Ben hemen çocuk parkına yakın bir binanın parkı gören kısmında oturuyorum. Oturduğum evin konumu gereği çocukların bağırışlarını seslerini falan da bizzat yakından duyuyorum. Tabiki de oyun oynayacaklar veya sosyalleşecekler, çok güzel bir şey bu onlar için özellikle de tablete veya telefona bağımlı büyüyen çocuklar için. İnsanlarla kurulan bağ muhteşem. Ama şöyle bir ayrıntı var benim bahsettiğim çocuklar gündüzden çok gece dışarıdalar. Evet gece 23.00/02.00 hatta saat yaz mevsiminde 04.00 a kadar çıkıyor. Siz olsanız ne yaparsınız? Tabiki çıkıp sakin bir şekilde uyarırsınız değil mi? İsterseniz o gün gerçekleşen diyaloglardan birini paylaşayım;

    Ben, ' Çocuklar biraz sessiz olur musunuz? Bakın evde annem hasta, yaşlı kadın uyuyamıyor ve biz de sabah erkenden işe gideceğiz. Saat çok geç oldu.' (Bunu söylediğimde saat 02.30)

    Çocuklardan biri, ' Tamam abla kusura bakmayın'

    Dğer çocuk, 'Ne diyon lan, sanane'

    Şimdi bu iki çocuk arasındaki yedi farklı bulun. O sırada çocukların anneleri de oradaydı ve bana söyledikleri kelimesi kelimesine şu şekildeydi, 'Benim de kocam işe gidecek uyuyor evde ne var yani çocuk bunlar eğer beğenmiyorsanız gidin başka yerde oturun ne varmış saatte durmuyor çocuklar evde ben ne yapayım....' Dahası da var ama yeri ve zamanı değil şu an. 

    Burda devreye saygı giriyor. Şimdi bu diyalogdan anladığımız şey insanların birbirlerine olan saygılarının ne kadar önemli olduğu. Çocukların sokakta bağıra bağıra küfür etmesi insanlara karşı zerre saygı duymaması vs. bunlar bizim eserimiz. Çocuklar ilk başta anne ve babanın yansımasıdır. Yansıtarak öğrenirler. Siz çocuğunuzun yanında nasıl davranırsanız o da diğer insanlara aynı şekilde davranır. Doğrusunun bu olduğunu düşünür çünkü. Burda çocuk gelişimi eğitimi verecek değilim ama asıl meseleyi anlamanızı istiyorum.

    Eğitim sistemini değiştirecek olanlar aslında bakanlar değil. Biziz.. Çünkü bir çocuk ilk eğitimini anne babadan alır. Bu eğitim ne düzeydeyse okula başladığında öğrendiklerini o düzeyde yansıtır. Bir çocuk ebeveynlerinden yeterli eğitimi almaz ise vay halimize. Öncelikle saygıyı ve sevgiyi öğrenmeli ve öğretmeliyiz ki sonrasında birbirimizden saygı ve sevgi bekleyebilelim. Ne kadar iyi veya ne kadar kötü bir eğitim sistemimizin olduğuna dair herkesin farklı yorumları var biliyoruz. İyi veya kötü diyemem ama yeterli mi diye sorarsanız tabiki de HAYIR. Ben yeterli bulmuyorum. Siz buluyorsanız sizin de yeterli eğitim almadığınızdan şüphe duyarım. Kendi kendimizi yetiştirmek ve eğitmek zorundayız. Çünkü yıllarca değişen sistemler en çok öğrencilere vurdu. Eğitim ile sağdan soldan alakası olmayan insanlar çıkıp da milyonlarca çocuğun hayatını yanlış etkiledi. Buna neden hala göz yumuyoruz rahat bırakın şu çocukları da artık sokaklarda serseri olmayı veya birbirlerine saygısızlık yapmayı ya da zihnini ve becerisini kullanmaktan uzaklaşmayı değil de tam tersini tercih etsinler. Kabataslak konuşuyorum evet çok da fazla detaya girmiyorum çünkü sıkıcı. İnsanlar zaten net olan gerçeği görüyorken neden boş detaylarla kafa karıştıralım. Bir bakan değilim sonuçta. İşim kafa karıştırmak değil benim. Ya da kendime bağlayıp hipnoz etmek değil. İnsanları köle olarak kullanmak hiç değil. 

    Hadi sorguladık. Biraz da isyan edelim. Okulların fabrika gibi yönetilmesine isyan edelim. Törpil ile atanan öğrencilere isyan edelim. Okula başlangıçta asgari ücretle üç tane çocuğunu okutmaya çalışıp kazandığı paranın yarısından fazlasını ödemek zorunda kalan  abimizin/ablamızın yerine de isyan edelim. Okulda hiç bir şey öğrenemeyip yetersiz diye örselenen çocuklarımız için de isyan edelim. Parasıyla okulları bitirip mülakatları geçip meslek sahibi olan ve bize eziyet olanlar için de isyan edelim. Biraz sesimizi yükseltsek mi artık? Belki birileri duyar. Belki birileri çok para vermenin hayatına hiç bir katkısının olmadığını anlar. 

    Eskiden anne babalarımız düşük not aldığımızda bizim çalışmadığımızı boşladığımızı düşünürdü, ki haklılardı. Şimdi ise öğrenci kötü not alıyor diye öğretmenler suçlanıyor. Bazıları haklı olabilir evet ama hepsi değil. Zaten hakkıyla öğretmenlik yapabilen kaç kişi kalmıştır ki? Aslında öfkem herkese. Dinmiyor bir türlü konuşacağımız çok fazla şey var. Siz de sadece düşünmekle kalmayın. Dışa vurum hayat kurtarabilir. Bir çocuğun hayatına dokunabilirsek eğer milyonlarca çocuğun hayatına dokunuruz. Çünkü anne babalık illa çocuk doğurmak değildir. Sen kendi çocuğunu eğitirsin o bir başkasını. Düşünsene çocuğuna güzel bir eğitim veriyorsun vatanına milletine bağlı, aklı ve vicdanı hür , hakkını hukukunu bilen bir çocuk yetiştiriyorsunuz. Sonra çocuğunuz büyüyor ve öğretmen oluyor, branş önemli değil. Düşünün öğretmenlik hayatı boyunca belki yüzlerce öğrencisi olur. Bu öğrencilerin de meslek sahibi olacağını, çocuk sahibi olacağını düşünün. Yahu düşünün biraz. Bir çocuğa dokunun ve sonra oturup izleyin. Milyonlarca çocuk.. Sizin çocuğunuzdan başka çocuklara, onlardan başka çocuklara sonra yine başka çocuklar ve vs vs vs.... Bunun sonu gelmez bir düşünün ve sonra çocuğunuza bakın, ilgilenin ve doğruyu, gerçeği öğretin, öğrenin. Bir tek çocuk dünyayı değiştirebilir mi? İzleyin görün.

    Bu yazıyı biraz kısa tuttum belki ama ana fikri bayağı derin. Benim anlattıklarımda elbette ki yanlışlıklar olabilir. Ama düşüncelerde olamaz. Belki bilmediğim şeyler vardır belki siz beni aydınlatırsınız. Ama aydınlanalım lütfen. Ben öğreneyim size anlatayım siz öğrenin bana anlatın, birbirimizle konuşalım tartışalım. Konudan konuya sapalım soralım. Evet bu söylüyorsa kesin doğrudur demeyelim. Belki yanlış söylüyor. Soralım sorgulayalım. Doğruya koşalım yanlışın peşinden değil. Çocuklarımızı da kendimizi de saçma sapan siyasi olaylara ve sapkın düşüncelere yem etmeyelim. Biz bir olduktan sonra hiç bir şey bizi yıkamaz. Yeter ki biz yıkmayalım bizi. Esen kalın, insan kalın, saygılı ve sevgili kalın..

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.