Güzellik Uğruna Kendini Zehirlemek

Güzellik Uğruna Kendini Zehirlemek
  • 9
    0
    2
    0
  • Yıllar geçse bile asla değişmeyen bir şey var, kadınlara dayatılan güzellik algıları. Bembeyaz pudralı yüzlerin, büyük alınların, kırmızı dudakların dönemi Rönesans. yüz yerine bedenlerin öne çıkmaya başladığı, ince belin moda olduğu, içinde nefes alınamayan korselerin kullanılmaya başlandığı Victoria Dönemi. düz karın, atletik görünüm, sarışın, kısa saç, destekli sütyenlerin egemenliği, Hollywood çağı. Daha uzun, daha kapalı kıyafetlerin ama hafiften vücut hatlarını belli eden kıyafetlerin moda olmaya başladığı 1950’lerin muhafazakar dönemi. Sıfır beden, uzun boy, mini etekler, 1960’lar. Fitness’ın yanında anoreksiyanın da yükselişe geçtiği, saçların kabarıklığının güzellikle doğru orantılı olduğu 1980’ler. Daha minimalist moda anlayışı, solgun cilt ve ince bel, 1990’lar. Victoria’s Secret modelleri, ince bel, büyük göğüsler, geniş kalçalar, 2000’ler.

    Bu yazıda bahsetmek istediğim konu geçmişte kullanılan makyaj malzemelerinin tehlikesi. Kadınların kendilerini algılara uydurmak için kendilerine verdikleri zarar.

    Beyaz cilt soyluluğun, güzelliğin ve zenginliğin sembolü olarak görülmüştür. Güneş altında çalışmaları gerekmediğini belirtir bu solgun cilt. Hatta, kadınların ciltlerini daha solgun göstermek için göğüslerine damar bile çizmiştir. Soylular, alt kesimden çalışan kadınların yanında kolayca ayırt edilebilirdi.

    Bembeyaz bir cilt elde etmek için kullandıkları ürünler, cıva, kurşun gibi ağır metaller içerirdi, cilde verdiği solgun parlaklık içinse arsenik tüketilirdi. Elbette bunun bedeli geri dönülemez, kapatılamaz cilt hasarı ve ölümdü. 

    Kadınların saçlarını açmak için kullandıkları sülfürik asit ise kullanana ciddi hasar veren diğer bir madde.

    Victoria Dönemi’nde popülerleşmiş ölümcül renk; Scheele yeşili. Kimyager ve eczacı C. Wilhelm Scheele, bu rengi sodyum karbonat, arsenik trioksit ve bakır sülfat ile elde etmiştir. Bu pigment yüzünden nice insan acı çekti, öldü. Ölenlerden birinin de Napolyon olduğu iddia edilir. Scheele yeşili son derece ucuzdu ve kolayca solmuyordu, kısa sürede duvar kağıtlarında, gıdalarda renklendirici olarak, tekstilde ve birçok alanda kullanılmaya başladı. Bu pigmentin kullanıldığı elbiseler, giyen kişiyi yavaş yavaş öldürdü.

    Kullanılan bir diğer ürün ise kadınların gözbebeklerini büyütmek ve bakışlarını daha etkileyici kılmak için kullandıkları zehirli belladonna bitkisininin suyu. 

    Ve son olarak değinmek istediğim -ve biraz alakasız olan- konu, 19. yüzyıl İngiltere'sinde makyaj yapmanın Kraliçe Victoria tarafından ''edebe aykırı'' bulunması sebebiyle yasaklanması. Bu dönemde kadınlar suratlarına ben çizmeye ve dudaklarına renk vermek için ısırmak gibi yöntemler geliştirmeye başladılar, ve elbette bu çizilen benlerin yerlerinin anlamları vardı. O dönemde üst tabakadan bir kadın asla makyaj yapamazdı çünkü, makyaj fahişelikle, sahne sanatçılarıyla ve çalışan kadınlarla ilişkilendirilrdi.

    Peki gerçekten değer mi? Güzellik gerçekten acı mıdır? Güzellik herkesin birbirine benzemesi midir? Güzellik sarı saç, mavi göz, ince bel, geniş kalça, büyük göğüs müdür? Önemli olan iç güzellik midir yoksa dış güzellik mi? Gün geçtikçe ulaşılması imkansızlaşan güzellik algıları bir gün biter mi? 


    Yorumlar (2)
    • Malesef biteceğini düşünmüyorum ama keşke öyle olsa her dönem popüler olan şeylerin kölesi oluyoruz istemeye istemeye, bundan soyutlanmak kendimce zor geliyor . kısır bir döngü...

      • Bence güzellik algılarının sonunun gelmesi çok zor. Tabii insanlar düşünse ve güzellik konusunda insani dürtüleriyle (sürü psikolojisi) hareket etmeyi bırakırsa bir ihtimal. Bu da ancak kişinin dünyanın ve kendinin farkındalığına ulaşması ve düşünmesiyle olur. O da artan nüfusla beraber kontrol edilmesi çok zor bir durum. Yazını keyifle okudum teşekkür ederim.

        Yorum Bırakın

        Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.