Kapanmaz yarayım, gece gündüz kanarım…
Radyoda ‘Yorgun Yıllarım’ çalıyordu. Odanın içinde Cengiz Kurtoğlu’nun mu yoksa Hakan Altun’un mu performansı daha iyi diye rutubet kokulu bir tartışma vardı. Sarı İsmet:
- Ben bu arabeski sevmiyorum ya, Azer açın oradan diye daldı tartışmaya. Demir Süleyman güldü:
- Ulan arabesk dinleyenin kulağı duymuyordur, nedir bu Arap aşkınız.
…Gönlümde açan gonca, gül olmadan kırıldı…
Merkez bankasının talimatla puan yükselten başkanının ikinci dereceden yeğeni Sarı İsmet kıstı radyoyu:
- Lan senin baban Tansu Çiller sevdasından sana bu ismi vermedi mi, senin hiçbir konuda yorum yapmaya hakkın yok.
Gülüşmeler, düzensiz gülüşmeler.
Hakan Altun tarafını kuvvetli bir şekilde savunmaya hazırlanan Muhittin (sadece Muhittin) bu konunun kapanmasına üzülmüştü ama argümanlarını başka bir tartışmada satmak üzere belleğe kaydetti.
Oturdukları odaya oda demeye bir şahit yeterliydi, o da Muhittin’di. Dekorasyon işlerine takıktı biraz. İnşaat zamanı, savaşı yeni kazanmış Gandalf beyazına boyanan duvarlar sararmıştı. En üst katta oturdukları için damdan sızan pasif agresif yağmur suları tavanı kabartmıştı. Köşelerde 99 depreminden kalma çatlaklar vardı ve odanın tam ortasındaki çekyattan çok net görülüyorlardı. Nişantaşı Mobilyacılar Sitesi’nden ucuza çözdükleri 3 çekyat vardı odada. Hepsi farklı duvarlara dayalıydı. Nemli, sarı duvarın birinde, içinde hiç kimsenin tanımadığı üzgün-mutlu ailenin tablosu olan eski bir de çerçeve vardı. Muhittin o duvarları niye mutlu olamıyorum mavisine boyamaya kararlıydı da o başka mesele.
Oda da odaymış ha…
Biri iskambil falı açıyor; bir başkası piyano başına oturmuş iki parmakla polonez bozması acınası bir ezgi tıngırdatıyor; üçüncüsü ise ayna karşısına oturmuş uzun saçlarını tarıyor da olabilirdi ama tabiki öyle olmadı. Tartışma uzadı da uzadı. İsmet:
Hem kardeş, senin ne alıp veremediğin var Araplarla, niye sevmiyorsun?
‘’Oğlum, Allah’tan bir farkımız olsun’’. dedi Süleyman. Yine gülüşmeler, düzensiz gülüşmeler.
Muhtemelen Cengiz Kurtoğlu tarafı kazanmıştı. Sevgilisi olunca sosyal medya hesaplarından o hariç herkesi takipten çıkan, sonra terkedilince minik bir dumur olan Hakan Altun’a sorsak o da aynı şeyi söylerdi zaten. Alttan ufak ufak geliyordu hâla…
…Senin eserin bu yorgun yıllarım.
👏👏 gülüşmeler, düzensiz gülüşmeler👌🏼👏