"Kadın Çirkinliğinin Tarihi" Kitap İncelemesi

"Kadın Çirkinliğinin Tarihi" Kitap İncelemesi
  • 10
    0
    0
    1

  • Hiç düşündünüz mü, masallarda kötü kadınlar neden hep çirkin ve çoğunlukla çocuksuz, bazen bekar bazen de üvey anne olarak tasvir edilir? Kadın çirkinliğinin yansıması ile alakalı olabilir mi bu durum? Peki yaşlı kadınlara yaşlanmış, kırışıklıklar hasıl olmuş şeklinde bakılırken yaşlı erkekler için bilgili, görmüş geçirmiş şeklinde bir bakış açısının hakim olduğunu fark etmiş miydiniz? 

    Kadın Çirkinliğinin Tarihi’nde tüm bu konular 193 sayfa boyunca detaylı olarak irdeleniyor. 65 sayfa da kaynakça bölümüne ayrılmış, dolayısıyla isterseniz okuduklarınızın teyidini yapabilirsiniz. Kitapta öyle kişilerin kadınlarla ilgili öyle düşüncelerine denk geliyorsunuz ki yok artık diyorsunuz, hayal kırıklığı peydah oluyor.




    Masallardaki tüm çirkinler kuşkusuz kötüdür; ama onlar bağımsız, bekar ya da kraliçe ve en çok da çocuksuzlardır. Amaçlarına her zaman ulaşamasalar da, belli bir güce ve bilgiye haizdirler. Mesela, Pamuk Prenses'teki üvey ana zehir hazırlamayı bilir. Pamuk Prenses'i öldürmeyi tasarlayan ve hizmetkarına çocuğu öldürmesini emreden de odur.
    (Kadın Çirkinliğinin Tarihi, Maya Kitap. 3. Baskı, Ekim 2020, sayfa 183.)


    Kadınlardaki çirkinlik üç kategoriye ayrılıyor: Ontolojik çirkinlik, fiziki çirkinlik, ahlaki çirkinlik. Yüzyıllar boyunca kadınlara olan bakış açısı gittikçe değişse de güzel olması gerektikleri aslında farklı açılardan kadına dayatılmaya devam ediliyor. Kadınlar tarihin farklı sahnelerinde erkeklerin yargılarına maruz kalmaya bırakılmışlar. Kadınlar için çirkinlik bedenle ilgili yani fiziksel bir olgu olarak görülmüşken erkeklerde çirkinlik zekayla yani ruhsal durumla ilişkili görülmüş. Daha burada bile kadına olan bakış açısının farklılığını görebiliyoruz.


    Bedenlerinden memnun olmadığını  bildiren erkeklere nadir rastlanır; çünkü beden, değerlerinin bir göstergesi olduğu kadarıyla sürekli bedene referansta bulunan kadınların aksine erkeklerin kendine gösterdikleri saygının ağırlık merkezini oluşturmaz. Bir kadın için, var olmak görünmekle, hatta arz-ı endam etmekle iç içe geçer; çünkü kadın erkeğin yargısından ve bizzat kendi yargısından kurtulamaz.
    (Kadın Çirkinliğinin Tarihi, Maya Kitap. 3. Baskı, Ekim 2020, sayfa 10.)


    Peki kadın kelimesinin anlamını biliyor muydunuz; emziren dişi. Bu da o dönemlerde kadınlara olan bakış açısının göstergelerinden sadece biri. Bilgi seviyeleri yüksek, entelektüel kadınların çirkin olarak kabul edildiği bir dönem var. Dönemin bakış açısına karşı çıkan, kendisine dayatılanla yetinmeyen kadınların yine çirkin olarak lanse edildiği bir dönem var. Mesela siyasetle ilgilenen kadınlar için, dişillikten uzaklaştıkları, dolayısıyla çirkinlik kazandıkları düşüncesi hakim ya da zaten çirkin oldukları için kendilerine bu tarz bir meşgale yarattıkları söyleniyor. Tarih sahnesinde cadı olarak damgalanıp katledilen birçok kadının bekar, çocuksuz, bağımsız, hatta insanlara şifa dağıtan kadınlar olduğunu fark etmiş miydiniz? Bu kadınlar kendi vücutlarından hareketle kadınsal hastalıklara şifa olabilecek yöntemlere hekimlerden daha hakim olabildikleri için hekimlere ve din adamlarına rakip olmaya başlamışlar ve dolayısıyla da dikkatleri üzerlerine çekmişler.

    Ontolojik çirkinlikten sonra anneliğin kutsallaştırıldığı bir dönem ortaya çıkıyor. 18. yy’dan itibaren çocuğu olmayan kadınlar, çirkin kadın olarak yaftalanıyor. 20. yy’a geldiğimizde ise kadınlara olan bakış açısı değişmiş olsa da güzel olmak kadının bir sorumluluğu haline gelmiş. Teknolojinin, kozmetik sektörünün ve estetik tedavilerin gelişmesi ve yaygınlaşması ile kadınlar kendilerine daha fazla dikkat etmek, en ufak bir kırışıklığa dahi dikkat etmek zorunda kalmışlar. Kadınların çirkin olması, onların güzelleşmek için gerekli emeği göstermemeleri olarak düşünülmüş.




    Kitap akademik bir dille yazılmış olsa da rahatlıkla okunuyor, hatta oldukça da akıcı. Fakat bazı cümlelerde bir eksiklik, olmamışlık sezilebiliyor; çeviri güzel olsa da arada bir böyle hissettim. Bir de bazı yerlerde sanki yazar bağlantı kurmak için zorlamış gibi düşündüğüm de oldu, bunu yadsıyamayacağım. Fakat birçok yeni şey öğrenebileceğiniz ve hatta, bu bilgiler bende de var, fakat hiç bu şekilde düşünmemiştim diyeceğiniz bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Okuduğuma memnun olduğum ve bana bayağı bir şey kattığını düğündüğüm bu kitap için de bir inceleme yazısı yazmak istedim. Kitabı okuyacak olan herkese iyi okumalar diliyorum.

    Kısacası düşünen kadın çirkindir; çünkü kadınların düşünmesi istenmez.
    (Kadın Çirkinliğinin Tarihi, Maya Kitap. 3. Baskı, Ekim 2020, sayfa 97.)


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.