Kimdim ben?.. Ne için yaşayıp ne için mücadele veriyordum? Kendimde yankılanan soruların cevabını bir an önce bulmalıydım. Aksi takdirde içimde ölen şeylere toprak atacaktım. Kıyasıya bir mücadele içindeydiler zihnimdekiler. Nasıl yapabilirim sorusunu sormaktan vazgeçtim zihnime? Neler yapabilirim diye en yüksek ses frekansımla bağırdım. Bana gelen yanıt yankıdan da fazlasıydı. Hep biraz fazlası .Her şeyin birazı ve hiçbir şeyin hepsiydi. Gece yarısı çökmek üzereydi. Perde aralandıkça arkadaki gerçekleri gün yüzüyle görmeye başlıyordum. Sanki bir şeyler benden saklanıyordu. Benim onları bulmamı istiyorlardı..
Bir sonraki bölüme geçmek üzereydi hayatım.. Çok kişi gelmişti izlemeye. Kalabalık beni tedirgin ediyordu. Çünkü bu sefer saklanan şey perde arkasında değildi, kalabalığın arasındaydı. Onca kalabalığın içinde bir ses, bir bakış... Kolay değildi. Kolay olan hiçbir şey yoktu. Sanırım artık kalabalık bana korku vermiyordu. Sanki o kalabalık beni arıyor gibiyidi. Bu sefer ben saklıydım bir yerlerde. Ben onları görebiliyordum ama onlar kendi seslerinin içinde beni duyamıyorlardı. Birbirlerine öfke dolu bakışları vardı. Herkes kızgın bir o kadar da hırçındı. Dolu yağıyordu o gün ve kimsenin şemsiyesi yoktu. Bir yerlere doğru kaçışıyorlardı. Muhtemelen karanlıktan korkuyorlardı. Bu sefer beni fark ettiler. Ateş böceği olmuştum o karanlıkta onlara ben. Kendimi yakarak ışık vermiştim onlara. Nasıl aydınlığa çıkacağız dediler? Hızlı bir şekilde uçarak Neler yapabiliriz yazdım? Artık kızgın değillerdi. Birden o öfke dolu bakışlar yerini sevgi dolu bakışlara bıraktı ve herkes birbirine sarıldı. Aniden yağmur durdu. Gökkuşağı açtı. Bölüm bitmişti. Kulağıma alkış sesleri geliyordu. Herkesin o sahneyi ayakta alkışladığı ve gözyaşlarını tutamadıkları sesler. Hayatım bir sonraki bölümde devam edecekti...
Herkes bu sahnede neden devam ettiğimi merak ediyordu. Devam ediyordum çünkü sahnede hep yeni öyküler vardı..
Yorum Bırakın