Günlerdir kendime ayıramadığım vakti bugün bir ceket sayesinde ayırdım. Ağırlık yapan her şeyi kesiyorum ceketin de kollarını kestim. Fazla kesmişim diktirmem gerekti terziye bıraktım "acele etmeyin bi ara gelirim almaya" dedim. Yaşlanıyor muyum yoksa büyüme evresi mi hala bu anlamıyorum hemen olsun isterdim eskiden. Az önce bir yazı okudum o beni tekrar yazmaya itti. "Sen değişmediğin sürece her şey aynı kalacak" İçimde fırtınalar kopardı bu cümle. Acı dile getirilemediğinde mi gözyaşı oluyor? Ben çok kez çarem olmadığını bildiğim halde kendimi anlatırken de ağladım. Ben değişmekten yoruldum. Her olayın, her duygunun, her kişinin bana bir şey öğretmesi can sıkıcı bir hal almaya başladı. Kendimi korumaya çalışırken kendimden oluyorum. Hadi ama hepimiz kendine ait ev, benimkinin bi de balkonu olsun, istemiyor muyuz? Çabalarımızın karşılığını alalım istiyoruz bari bir yer dağınık kalsın her yerin bu kadar dağılmasına gerek var mı? Bu yazıyı yazarken hiç sevmedim, okurkende sevmeyeceğim. hep sitemli oldu. Bunu yazdım silmem de ama bu bir iç dökme. Kafamın içi çöplük gibi ama şükür ya kalbimde çöplük olabilirdi. Şimdilik mezarlık, sonra insan organizmalarından çiçekler açacak çünkü birini tamamen gömersen yeniden filizlenirsin. 🌻
Bana ilham oldun güzel ruh. Teşekkür ederim. Kafanın içinin çöplük olmadığını biliyorum. Karışık olabilir ama hazine sandıklarının içi de karmaşıktır, belirli bir düzeni yoktur ancak içi mücevherlerle doludur. Kendine haksızlık etme. Günün güzel geçsin :)