her şey olması gerektiği gibi. ellerimle hazırladım bu durumu. çabamla oldu, dik duruşumla. hani bi söz varya 'kan kustum, kızılcık şerbeti içtim dedim' diye ben öyle yaptım. tuğlaları seçip seçip koydum, eleyerek hemde. bulunduğum nokta göğe mi yoksa zemine mi daha yakın bilmiyorum. bi kere çok yüksekten düştüğüm için çok yukarıda olmaktan da korkuyorum. bi de çok korktuğumuz şeyleri mi yaşardık yoksa hiç korkmayıp meydan okuduklarımızı mı? ben bu gece yürümek istedim saatlerce bilmediğim bir yere yağmurun altında. hiçbir şeyi düşünmeden. sonra hasta olursam işimin aksayacağını böylece kendime işkence edeceğimi düşünerek vazgeçtim. birkaç ay önceki şevval vazgeçmezdi bundan. ama dünki şevvalde bugünkine cahil cesaretiyse konuşabilirdi. hem çok yorgun hem de çok dinç olmak bu yaşa özeldir umarım. gerçekten içtenlikle dilediğim her kapı ardına kadar açıldı bana demek ki bazı şeyleri içten istememişim ya da doğru kapıda beklememişim. yağmuru balkondan izledim bu gece, tesadüf bu ya dinlediğim şarkıyı dinleyerek balkona kız kardeşim geldi. biliyorsun.
Yorum Bırakın