çok büyüdüm, yıllar geçtikçe küçücük kaldım
yirmi yedime kadar geldim
gelin anlatayım
küçüktüm;
bir ara çok büyük bir istekle fransızca öğrenmek istedim
çok uzun sürmedi.
o zamanlar askıda isteklerim vardı
piyanoya merak saldım
babamı görmüştüm çalarken
bu isteğimde nihayete ermedi
ben küçükken şarkı söyleyebilirim zannederdim
hem öyle kompleks beceri geliştirme girişimlerimden oldukça uzak bir arzuydu
onu da söyleyemedim
büyüyünce sesin oturur dedi annem
o ara biraz büyüdüm
sesim oturdu
ama şarkı söylemek için güzelden epey uzaktı.
içimdeki romantik konuştu benimle
dedi ki;
''doğru ritmi bulman için bedeninin büyümesini bekleme''
bu gerçek canımı acıttı
ama olsun
onu da dinlemeyi bıraktım belli bir yerde.
ben küçükken kitap okumayı çok severdim
bazıları aşkı anlatırdı
aşkı öğrendim
bazıları dostluğu anlatırdı
dostluğu öğrendim
bazıları aileyi anlatırdı
ben aile olabilmeyi ailemden öğrendim
ama kitaplar da güzeldi
aşk ve dostluğu anlatan romanlar okurdum
heyecanlandırırdı beni
kafayı yastığa koyduğum zaman o romanları kendi hayatıma uyarlardım
bir sürü dostum olurdu kafamın içinde,
büyüyünce birkaçıyla tanıştım.
bir sevgilim olurdu,
büyüyünce onu terkettim.
derdim ki kendi kendime;
benimde bir sürü arkadaşım olacak bu kitaplardaki gibi
bin tane maceraya atılacağız beraber
biz seksen günde değil
yetmiş dokuz günde hallederiz devri alem etmeyi
cüretkar bir egom vardı küçükken
şimdi olsa on gün derim
o romanlardan kafayı kaldırdığım zaman derdim ki kendi kendime;
bir sürü arkadaşım olacak,
ama bir sürü sevgilim olmasın..
bir tane olsun
şimdi olsa istemezdim belki
çünkü ben küçükken
bir tanenin bile büyük zayiatlara yol açacağını bilmiyordum
büyümek bazı yerlerde bilmekten geçiyordu
bilgi en büyük hazineydi
karun kadar zengin hissettiğim anlar oldu
Nemrut kadar kibirlendim,
Aşil gibi cesurdum,
Firavun gibi boğuldum
Dostlarım oldu,
çoğuyla aram bozuldu,
azı ailem oldu,
birkaç sevgilim oldu,
biri kaçından daha çok acıttı,
kaçı birini arattı,
sonra akıllandım,
yalnızlığı seçtim.
ilelebet olmasa da dinlenmem gerekti
büyüyordum ve bu bir anda olmuştu
yirmi dörtte yalnızlıkla tanıştım
yirmi beşte yalnızlığım intihar etti
yirmi altıda can çekişti
yirmi yedide toprağa gömeceğim
ben Diyar Atakan!
hiçbir zaman soy ismimle yaşamadım
isimlerim anlatırdı her zaman kişiliğimi
yirmi yedimde dimdik ayakta duruyorum
çok büyüdüm, yıllar geçtikçe küçücük kaldım
bana deve olana pire olamam artık
''bilinmeyen bir hazineydim
bilinmek istedim''
ve Tanrıyı bu sözüyle içime kabul ettim
ben Diyar Atakan!
yirmi yedime girdim
saygılarımla.
Yorum Bırakın