Senden sonra sevdiğim herkesi daha az sevdim. Büyükçe sevmenin verdiği tahribât öyle kolay geçmiyor.Belki başka bir insan için üç beş aylık meseledir onca hisler parçalanması. Benim içinse yıllarca sürecek bir hüzün yumağı. Sonrasında üzüldüğün her an için o ana dönüyorsun. Neden bitiremediğini sorduğunda aldığın cevap ise kırıyor kalbini. İlk kez birisiyle olduğumda yalnız hissetmemiştim diyorsun. O varken bütün dünya telaşını sırtlanırız gibi geliyordu. Sanki o hep yanımda olur gibiydi. Bir gün geliyor köşeyi dönüyorsun görüyorsun ki o başkasıyla tıpkı benimle olduğu gibi el ele. Benimle yaptığı her şeyin aynısını onunla da yapıyor. Oysa ben biriciğim zannederdim çünkü o benim biriciğimdi. Özeldi. O vardı bir de diğerleri. Gördüğüm o görüntü bütün vücudumun yanmasına,bacaklarımın titremesine sebep oldu. Ahmak olmanın verdiği utanç da vardı. İşte o gün düştü saçlarıma ilk akım. Şu an onu sevmesi zamanında beni sevmediği anlamına gelmezdi biliyordum. Ama ben o yokken bile onun yerini kimseye vermemiş,herkese onu anlatmıştım. Sadece öylesine biriydim. Zamanında onun yerinde ben vardım. Sonrasında da onun yerine de başkası gelecekti. Herkesin normaliydi bu akış. Ben ise çok zor kurduğum bağı herkesle kuramıyor,kurmaya cesaret edemiyordum. O şarkıyı da dinlemişler miydi beraber? O diziyi izlemişler midir? Ona da sana aşığım demiş midir? Ona da anlattı mi en dipte kalan yaşadıklarını ve hislerini. Alelade birisi gibi hissediyordum tıpkı diğerleri gibi. Geldim ve geçtim hayatından tek bir iz bırakamadan. Çabalamamıştı bile gitmemem için. Acaba başkası da benim onda gördüğüm detayları görebiliyor muydu? Ne çok pişmanım birlikteyken öpmediğim her an için. Ne çok isterdim bütün kırgınlıklarımızı beraber yaşamımızı. Ne çok anlatacak şeyim birikmişti iyi ve kötü. Öfkeliyim ona çokça. Kendini benden mahrum bıraktığı için. Kırgınım bir hayli bu basit şeyleri özlemek zorunda kaldığım için. Fiziksel güzellikse arayış her daim daha iyisi vardır. Ama böylesine bütün hissettiğin insanlara pek sık rastlayamazsın.Ondandır hiçbir gurur bu sevgiden üstün değil.Tabii hala ilk tanıdığım kişiyse. Uzaktan bakıldığında benim tanıdığım kişinin tam tersi gibi davranıyor. Belki de özü böyle. Yine de bu onu ilk tanıdığım halini sevmeyi bıraktıramıyor. Sanki herkes yanlış tanıyor bir ben biliyorum onu. Sonrasında eylemleri ve bana karşı tutumu başkalarını haklı beni haksız çıkarıyor. İnsanın pişmanlığı sadece ona yapılandan değil kendi yaptıklarından da olunca bitmek bilmeyen bir hesaplaşma,sorgulama başlıyor. Sonucu hiçbir sekilde değiştiremeyeceğini bildiğin hesaplaşmalar. Öyle olmasaydı böyle yapmasaydı öyle konuşmasaydım diye. Derinden bir öfkeyle harmanlanmış üzüntüye sahipseniz kontrolden çıkabiliyorsunuz. Ben çıktım. Kendinize geldiğiniz an ise her düşündüğünüzde göğüs kafesiniz sıkışır,yok olmayı istersiniz. Çokça sevginin sonucudur o öfkeyle yapılan can acıtmak için söylenen cümleler. Arkasında değilsinizdir o cümlelerin ama bir kere çıkmıştır. Sonra fark edersin ki onun canı yanarsa benim canım kavrulur. Hele ki sebebi siz yaratmışsanız ona o acıyı bitmek bilmeyen bir ızdırap başlar. O sevgilisine sarılıp unutur,geçer kırgınlığı yaşar mutluluğu. Ben ise acıyla uykumdan kalkar yalvarırım tanrıya bu acının geçmesi için.Evet beni çok üzdün evet bana haksızlık ettin ama sana gelen zarara tahammülüm yok. Ne kadar aciz bir his öyle değil mi? Ne kadar benliğini çiğnemeye razı gelen bir düşkünlük. Sonra bakarsınız ki bu pişmanlık sizi yer bitirirken onun pişmanlığı onun yaşamını hiç etkilemez, unutup gitmiştir.
Unutmayan ise cezalandırılır güçlü hafızası ile.
Yorum Bırakın