hayatı boyunca atatürk'ün üç köpeği olmuş:
- alp,
- alber,
- foks.
1914'te sofya'da ateşe militer iken süt yavrusu olarak yanına aldığı ve hatta 1918'de 7. ordu komutanlığına atanıp suriye cephesine gittiğinde bile asla yanından ayırmadığı seter cinsi alp, mustafa kemal'in ilk köpeği. yaveri cevat abbas gürer'in hatıralarında (cepheden meclise büyük önder ile 24 yıl )yazdığına göre alp o kadar sağdıkmış ki daima kumandanın odasında yatar ve onun nefes alıp almadığını kontrol edermiş. taa ki o nablus (filistin) ric’atinde (geri çekilmesinde) yoğun bir hava bombardımanından ürküp kaçana ve bir daha da bulunamayana kadar...
alp'in ardından ise `alber` gelmiş. sakarya meydan muharebesi'nde geri çekilirken yunan bir generalle birlikte esir düşen ve sonradan mustafa kemal'in yanına aldığı avcı köpeği alber'den bahsediyorum. zaten alış o alış; büyük taarruz öncesi cephedeki manevraları teftiş etmekten tut da kastamonu'dan adana'ya pek çok yurt gezisinin ve de inkılapların ilk elden tanığıdır alber.
`alp`'den farklı olarak `alber` nisbeten silahların sustuğu bir zamanda yaşamasına rağmen, akibeti bilinmeksizin sessizce silinmiş tarih sahnesinden ve rolünü erken cumhuriyet döneminin gelmiş geçmiş en ünlü köpeği `foks`'a bırakmış. foks'tan, hani halihazırda anıtkabir müzesi'nde bir camekânda içi doldurulmuş bir şekilde sergilenen ve nice nice mühim şahsiyetlerden bile fazla uzunlukta wikipedia maddesi olan, en havalı instagram influencerından bile daha havalı fotoğraflara sahip, geceleri çankaya köşkü'nde mustafa kemal'in karyolasının hemen yanı başına konan özel minderde uyuyan puanter cinsi o ünlü köpekten bahsediyorum.
alp ve alber'e kıyasla çok bilinir ve çokca da anlatılır foks. atatürk'ün uşağı `cemal granda`'nın ya da kütüphanecisi `nuri ulusu`'nun anılarından tut da falih rıfkı atay'ın çankaya'sına kadar pek çok anlatıda mutlaka bir foks öyküsü vardır. kimisi hayli komik kimisi ise trajik. nitekim aynı anlatılar foks'un gözden düşüşüne de ışık tutar.
--- `foks` ---
falih rıfkı:
- bir akşam geldiğimizde atatürk'ün elini sarılı bulduk. efendisini ısırmıştı.
nuri ulusu:
- foks bu sefer hiç yapmadığı bir şekilde sahibi atatürk'e saldırmıştı... ama neyse dişlerini çok fazla geçirmemişti.
cemal granda:
- foks aslında hırçın bir köpekti. birkaç yıl atatürk'ün yanında kalmıştı. zaman zaman hırçınlaştığı olurdu. bir gün atatürk'ün elini sarılı gördük. foks ısırdı dediler. olay gece olmuş. atatürk, ne olmuşsa olmuş, foks'a kızmış. kamçıyla başlamış dövmeğe. vurdukça hayvan geri geri gitmiş. fakat kamçının dozu artınca da saldırıp elini ısırmış. elinden kan akmağa başlayınca zile basmış. hemen koşup kanları oksijenli suyla yıkamışlar. tendürdiyot sürmüşler. o gün elini sarılı görünce hepimiz meraklanmıştık. demek ki, meselenin aslı buymuş. bunun üzerine köpeği köşkten uzaklaştırdılar, çiftliğe götürdüler. yakınlarından birkaç kişi «sahibini ısıran köpekten hayır gelmez,» diye öldürülmesi için atatürk'e israr ettiler. izin verdi mi, vermedi mi bilmiyorum ama, foks o günlerde öldürüldü.
--- `foks` ---
öldürüldükten sonra aoç baytarlarınca derisi soyulup içi doldurularak mumyalanan foks'u, bir çiftlik ziyareti sırasında gören atatürk'ün "ben onu sevmiştim, onu böyle görmek istemem, gömün lütfen" emri niyeyse dinlenmez. 1969'da bir anda ortaya çıkan foks, o gün bugündür Anıtkabir'de.
Yorum Bırakın