Filmin ilk saniyelerinde ekranda bizi karşılayan dev sütunları görüyoruz. Aşağıdan yukarıya doğru bir çekim tekniği ile binanın ne kadar büyük ve kudretli bir yapıya sahip olduğu bize gösterilmek istenmiş.
Hemen sonrasında ise binanın iç kısmını görüyoruz. Burada elleri çantalı insanların sağa sola gittiğini görürken dışarıdan gördüğümüz bu büyük yapının içini gördüğümüzde bu görkemli yapının içinde insanların ne kadar küçük kaldığını görüyoruz.
Filmin açılışının bu şekilde yapılmasındaki amacın insanların adalet(mahkeme) karşısında eşit olduğunu bize göstermek olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda insanların bu düzenin sadece küçük bir parçası olduğu mesajı da verilmek isteniyor.
Ardından filme konu olan duruşmanın görüldüğü 228 numaralı odaya doğru bir kamera yolculuğu başlıyor. Zorlarsak 2+2+8=12 rakamlarından da bir şeyler çıkar. Örneğin ilk 2(Henry Fonda ve yanında ona destek veren yaşlı adamı temsil ediyor vb. Ama bu kadar da değildir bence diyorum.
İçeri girdiğimizde ise hakimi ve 12 jüri üyesini görüyoruz ve ilk söylenenler: "uzun ve karmaşık bir dava dinlediniz. Birinci dereceden cinayet. Bir adam öldürüldü. Bir adamın hayatı ise pamuk ipliğinde. Yapılması gereken gerçekle yalanı ayırmak."
"Eğer aklınızda en ufak bir şüphe varsa o zaman sanığın suçsuz olduğuna karar vermelisiniz."
Hakimin söyledikleri bir hukuk dersi niteliğinde. Jürinin görevini açık bir şekilde dile getiriyor ve şüphe/makul şüphe gibi kavramların filmde karşımıza sıkça çıkacağını anlıyoruz.
Hakim konuşmasını yaparken belli aralıklarla saatine bakan jüriyi görüyoruz. Bu onun mahkemeye pek de önem vermediğini, işimiz hemen bitse ve gitsek kafasında olduğunu bize en başta gösteriyor. Yani akşam maça gidecek olan 7 numaralı jüri üyesini görmüş oluyoruz.
Yine aynı esnada hakimin konuşmasını yaptığı anda herkes pür dikkat hakimi izlerken/dinlerken 3 numaralı jüri üyesi çocuğa dikkat kesilmiştir. Onun bu çocukla şahsi bir sorunu olduğunu filmin ilerleyen zamanlarında görmüş olacağız.
Gözlüklü adamın yani 4 numaralı jüri üyesinin ise bir robot gibi durduğunu görüyoruz. İleride soğuk kanlılığını, kaskatı duruşunu hiç bozmadığını ve gerçekten de bir robot gibi tavır takındığını göreceğiz.
İdam lafı geçtiğinde 5 numaralı juri üyesinin çocuğa baktığını görmekteyiz. O çocukta kendinden bir şeyler gördüğü için idam lafı onu derinden etkiliyor ve çocuğun içerisinde bulunduğu durumu anlamaya çalışıyor. Bu durum, ilerde "Beni atlayabilir misiniz" diyişinden anlaşılacak.
Jüriler dinlenmeye çekilebilir denildiğinde içerideki odaya girmeden önce sanık olan çocuğa bakanlar arasında yine 3 numaralı jüri üyesini görüyoruz. yine sert bir bakış atıyor. Oğluna olan kızgınlığı ve yaşadığı karmaşık duyguların yansıdığı yüzünü görebiliyoruz.
Ardından bakan 3 kişi ise(6 - 5 ve 11 numaralı jüriler) oyunu suçsuza çevirmeye meyilli kişiler arasında yer aldığını yani kafasında net bir hüküm olmayan ve belki de ilk oylama kapalı bir şekilde yapılmış olsa suçsuz yönünde oy verebilecek kişiler olduğunu göreceğiz.
Son bakan jüri üyesi ise reklamcılık yapan 12 numaralı jüri üyesi. Diğer 3 kişi baktığı için o da çocuğa bakma ihtiyacı hissediyor. Bu jüri üyesinin ise kararlarını zırt pırt değiştirdiğini ve çevresinden çabuk etkilendiğini filmin ilerleyen zamanlarında net olarak göreceğiz.
Ve ardından sanık çocuğu görüyoruz. Çocuğun tiplemesi özellikle masumane ve acınası seçilmiş gibi. Yani çocuğun yüzüne baktığımızda birden fazla duygu hissetmemiz amaçlanmış ve bu amaca da ulaşılmış gibi görünüyor.
(Evet Şahin Kendirci'ye de benziyor)
Ve sonra jüri odası gösteriliyor. filmin açılışı bu şekilde yapılmış oluyor.
Basit gibi görünen ama önemli ipuçlarının sunulduğu oldukça iyi ve zekice kurgulanmış bir açılış sahnesi ile filmin başlangıcıyla birlikte bizi içine çekmeye meyilli olduğunu görüyoruz.
Yorum Bırakın