bir fotoğraf çekmiştim, farkında değildim dünyamın değişeceğinden
sana gelince;
Sen kaçınca her şeyin biteceğini zannettin
kaçtığın yerin içim olduğunu bilmiyordun
utangaç attığın adımlar seni bana getirdi
seni bulduğumu zannettim
her adımda ruhundan bir parça bıraktığını söylemişti dostlarım
inanmadım
seni buldum
içim gitti
zihnim sessizce senden arınıyorken
dünyanın en mazlum
en sessiz kızı olan sen
hiç olmadığın kadar geveze olmuştun yüreğimin içinde
bir cuma gecesi
Kadıköy'de biryerlerde
günün ilk ışığına varana kadar muhabbet ediyorduk seninle
gün doğarken sen susuyordun
saçların yakalanmasın diye güneşe
güneşten kaçarken
gözlerin kapanıyordu
bir fotoğraf çekmiştim, farkında değildim dünyamın değişeceğinden
sana gelince;
Havva anadan çalmıştın cüretini
çırılçıplak yalvarıyordun bana
biraz daha harap olalım
yetmezdi perişanlığımız
fısıltıların parıltısına bin sevda harcadım
sonunda bütün dünya bana yük oldu
sana gelince
bana yazılmış olan şiirlerin yokluğunda
kayboldun
bir fotoğraf çekmiştim, farkında değildim dünyamın değişeceğinden
bize gelince;
Dünyamızda kara bulutlar dolaştı
ben yağmur bekledim
sen büyük ağaçlar aradın
aşkı ıslanmakta aramak delilikti kuru bedeninde
yüreğini sakladığın duvarların ardına ulaşmaya çalırken kaybettim sana ayırdığım nefesimi
o nefesle yazdığım bütün şiirlerim
beni görmediğin gözlerinin alevinde tutuştular
sıcağı sana
isi bana kaldı
bir fotoğraf çekmiştim, farkında değildim dünyamın değişeceğinden
bana gelince;
yalnız kaldım
küçücük dünyandı içimde büyüyen
basit hayallerin kaldı elimde avucumda
bekledim
gelmeyecektin
beklemiş olmanın gururunu yaşamak istedim
hayatı yaşamak
hissetmeye olan arzum
ölüm korkumu yeniyordu
yalnızlığa olan korkum yanıma dost kaldı
yatak odama hep bir yel esti
ama hiçbir rüzgar seni geri getirmedi.
bir fotoğrafını çekmiştim farkında değildim dünyamın değişeceğinden
sona doğru gelince;
benden gitmeye karar verdiğini sonsuza kadar hapsettiğimi
sen gittikten çok sonra anladım
fotoğraftan giden sen
fotoğrafta kalan ben oldum.
bir fotoğraf çekmiştim, anlamıştım dünyamın değişeceğini
gelince;
tarifi zor elemler okuyordum gözlerinden
yakıştıramadığım eller kokluyordu burnum
dilini bilmediğim sözcüklerle doluyordu artık kulaklarım
bir oyuncak verdim sana giderken
ağzından duyduğum sesin, sana ait son sesti
taşa tuttular beni
ben o sese yıllarca tutundum
idamlar aldı sevdamı
yenik düştüm
bir kedi
bir oyuncak
bir de seni uğurladığım denizler kaldı benden sana
bana ise o sesin kaldı senden hatıra
o sesle uyudum yıllarca
geçen yılların sonunda
sana derin, rüyasız uykular
bana geceler hediye kaldı
bir fotoğraf çekmiştim
sona gelince;
farkında değildim
ölmeden önce çektiğim son fotoğraf olduğunu
Yorum Bırakın