Gerek aşkı, gerek kardeş ve aile sevgisini, gerekse dönüm noktalarını işleyen hikayeleri sayesinde izleyenlerin yüreğini ısıtan 10 filmi sizler için listeledik.
Sizin için de kışın en güzel yanı evde battaniyeye sarılıp film keyfi yapmaksa, aradığınız filmler bu listede!
Film, 5 yaşından beri birbirlerinin en yakın dostu olan Rosie ve Alex'in hikayesini tatlı bir şekilde işliyor.
Onca yıl aradığın aşk burnunun dibinde mi?
Yıllarca birbirlerini dost gördükleri için bu ikilinin aralarında sevgili olmaya dair hiçbir ihtimal olmamıştır. Fakat içten içe birbirlerini kıskandıklarını görüyoruz filmde... Yapılan seçimlerle hayatları bambaşka yönlere sürüklenirken, aralarındaki bağ zamana yenilmiyor. Bu arada ilişkiler, evlilikler, boşanmalar da karmaşaya dahil oluyor.
Birbirlerini yeniden bulduklarında ikinci bir şansları olacak mı yoksa her şey için geç mi kaldılar?
Duymayan kaldı mı bu romantik Hollywood masalını?
Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia'nın yolları, Los Angeles'ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir.
İkilinin ilişkisi başladığındaysa hayat şartları bu büyülü hikayeyi bozacak, onları yavaş yavaş hayallerinden uzaklaştırmaya başlayacaktır.
Oscar ödüllü Whiplash’in yazarı Damien Chazelle’in yazıp yönettiği film, 2016'nın sonu ve 2017'de en çok konuşulan filmlerdendi.
Filmde Nadine isminde bir lise öğrencisinin yaşadığı sıkıntılar anlatılıyor. Babasını kaybetmiş Nadine'nin hayatı oldukça zordur ve annesi de ona gereken ilgiyi göstermiyordur. Genç kız, yaşıtlarıyla bir türlü uyum sağlayamamaktadır. Abisi ile en yakın arkadaşı Krista çıkmaya başladığındaysa her şey iyice kötüye gider.
Her ne kadar klişe gözüken bir konuya sahip olsa da olayların işlenişi sayesinde film, diğer gençlik filmlerinden kendini sıyırmayı ve sevdirmeyi başarıyor.
Arkadaşları tarafından küçümsenen ve görmezden gelinen Charlie, kendi dünyasındaki kişisel sorunlarıyla boğuşmakta olan sorunlu bir gençtir. Gerek sınıf gerekse okul arkadaşlarının acımasızca alay ettiği Charlie, en yakın arkadaşının intihara teşebbüs etmesiyle iyice dibe batar.
''Düşünceler değişir. Arkadaşlar gider. Ve hayat hiç kimse için durmaz...''
Aynı sene liseye başlar. Bu yeni okulda tanıştığı iki kardeş, Sam ve Patrick'in kendisini arkadaş olarak kabul etmesi Charlie için bir dönüm noktası olacaktır.
Sıradaki bir Aamir Khan filmi.
Başka bir galaksiden gelen P.K'in gerçek tanrıyı aramasını konu edinen film, izleyeni karakterin bu arayışı üzerinden felsefik yolculuklara çıkarırken, aşk ve hayat dolu sıcacık bir hikayeye odaklanıyor. Şehirde gezinen bu yabancı daha önce kimsenin sormadığı basit sorular sorarak onlara cevaplar arıyor.
Rajkumar Hirani'nin yönetmenliğini yaptığı filmin oyuncu kadrosunda Aamir Khan, Anushka Sharma ve Sanjay Dutt yer almakta.
Bu liste Jim Carrey'siz eksik olurdu...
Carl; pek sosyal olmayan, arkadaşlarıyla buluşmayan, karısından yeni ayrılmış ve bütün hayatı evde tek başına film izlemekten ibaret olan bir erkektir. Fakat bir gün bir arkadaşının da ısrarıyla bir terapiye gider. Terapide ona her şeye "evet" demesi ve asla hayır kelimesini kullanmaması aşılanır. Terapiden sonra ilginç bir şekilde Carl, her hayır dediğinde başına kötü olaylar gelmeye başlar. O artık her şeye evet demek zorundadır. Dediği evetlerin sonunda ise çok komik bir aşk yaşayacaktır. Yes Man, her izlendiğinde tekrar tekrar güldüren filmlerden.
Ancak yedi eski sevgilisini dövmek suretiyle kazanabileceğiniz bir sevgili?
Güzel, akıllı ve hoş bir kız arkadaş edinmek kolay değildir. Hele ki yedi eski sevgilisini dövmek suretiyle kazanabileceğiniz bir kız arkadaş ise... Ancak Scott Pilgrim pes eder mi asla!
İngiliz oyuncu, senarist ve yönetmen Edgar Wright’ın filminde kahramanımız Scott Pilgrim’in gireceği zorlu mücadeleyi görüyoruz. Edgar Wright'ın orijinalliğinin farklı bir boyut kazandırmasıyla film, atari oyunlarına karşı bir saygı duruşu niteliğinde.
Uluslararası en çok satan kitaplar listesindeki aynı isimli kitaptan ve gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde; James Bowen, Londra'da yaşayan evsiz ve rehabilitasyonda olan eski bir eroin bağımlısıdır. Sokaklarda şarkı söyleyerek hayatını sürdürmektedir. Bir gün sokakta bulduğu hasta sokak kedisini tedavi etmek için evine alır ve hayatı değişmeye başlar...
5 yaşındaki Hintli bir çocuk, ağabeyinin geri dönmesini beklerken bir tren vagonunda uyuyakalır. O uyurken trenin yola çıkması sonucu küçük çocuk uyandığında kendini evinden kilometrelerce uzakta bulur. Artık kayıptır ve eve nasıl döneceğine dair bir fikri yoktur. Kendini Calcutta'da bulan küçük çocuk, büyük mücadelelerden sonra Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilir ve sevgiyle büyür. Yıllar sonra ailesini bulma isteği giderek bir saplantıya dönüşür. Elinde hiçbir şey olmadan ilerlemeye çalışan genç adamın içindeki çaresizlik zamanla hayatını da etkilemeye başlar.
"Uzaylılar tarafından kaçırıldım... Evet, tarafından."
Üstünden ne kadar geçerse geçsin ilk günkü gibi... Bu film bizde öyle bir yer etti ki, repliklerini üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala normal hayatımızda kullanıyoruz.
Cem Yılmaz'ın efsanesi G.O.R.A, şüphesiz sinemamızın en güldüren filmlerinden.
1 - Love, Rosie
Film, 5 yaşından beri birbirlerinin en yakın dostu olan Rosie ve Alex'in hikayesini tatlı bir şekilde işliyor.
Onca yıl aradığın aşk burnunun dibinde mi?
Yıllarca birbirlerini dost gördükleri için bu ikilinin aralarında sevgili olmaya dair hiçbir ihtimal olmamıştır. Fakat içten içe birbirlerini kıskandıklarını görüyoruz filmde... Yapılan seçimlerle hayatları bambaşka yönlere sürüklenirken, aralarındaki bağ zamana yenilmiyor. Bu arada ilişkiler, evlilikler, boşanmalar da karmaşaya dahil oluyor.
Birbirlerini yeniden bulduklarında ikinci bir şansları olacak mı yoksa her şey için geç mi kaldılar?
2 - La La Land
Duymayan kaldı mı bu romantik Hollywood masalını?
Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia'nın yolları, Los Angeles'ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir.
İkilinin ilişkisi başladığındaysa hayat şartları bu büyülü hikayeyi bozacak, onları yavaş yavaş hayallerinden uzaklaştırmaya başlayacaktır.
Oscar ödüllü Whiplash’in yazarı Damien Chazelle’in yazıp yönettiği film, 2016'nın sonu ve 2017'de en çok konuşulan filmlerdendi.
3 - The Edge of Seventeen
Filmde Nadine isminde bir lise öğrencisinin yaşadığı sıkıntılar anlatılıyor. Babasını kaybetmiş Nadine'nin hayatı oldukça zordur ve annesi de ona gereken ilgiyi göstermiyordur. Genç kız, yaşıtlarıyla bir türlü uyum sağlayamamaktadır. Abisi ile en yakın arkadaşı Krista çıkmaya başladığındaysa her şey iyice kötüye gider.
Her ne kadar klişe gözüken bir konuya sahip olsa da olayların işlenişi sayesinde film, diğer gençlik filmlerinden kendini sıyırmayı ve sevdirmeyi başarıyor.
4 - The Perks of Being a Wallflower
Arkadaşları tarafından küçümsenen ve görmezden gelinen Charlie, kendi dünyasındaki kişisel sorunlarıyla boğuşmakta olan sorunlu bir gençtir. Gerek sınıf gerekse okul arkadaşlarının acımasızca alay ettiği Charlie, en yakın arkadaşının intihara teşebbüs etmesiyle iyice dibe batar.
''Düşünceler değişir. Arkadaşlar gider. Ve hayat hiç kimse için durmaz...''
Aynı sene liseye başlar. Bu yeni okulda tanıştığı iki kardeş, Sam ve Patrick'in kendisini arkadaş olarak kabul etmesi Charlie için bir dönüm noktası olacaktır.
5 - PK
Sıradaki bir Aamir Khan filmi.
Başka bir galaksiden gelen P.K'in gerçek tanrıyı aramasını konu edinen film, izleyeni karakterin bu arayışı üzerinden felsefik yolculuklara çıkarırken, aşk ve hayat dolu sıcacık bir hikayeye odaklanıyor. Şehirde gezinen bu yabancı daha önce kimsenin sormadığı basit sorular sorarak onlara cevaplar arıyor.
Rajkumar Hirani'nin yönetmenliğini yaptığı filmin oyuncu kadrosunda Aamir Khan, Anushka Sharma ve Sanjay Dutt yer almakta.
6 - Yes Man
Bu liste Jim Carrey'siz eksik olurdu...
Carl; pek sosyal olmayan, arkadaşlarıyla buluşmayan, karısından yeni ayrılmış ve bütün hayatı evde tek başına film izlemekten ibaret olan bir erkektir. Fakat bir gün bir arkadaşının da ısrarıyla bir terapiye gider. Terapide ona her şeye "evet" demesi ve asla hayır kelimesini kullanmaması aşılanır. Terapiden sonra ilginç bir şekilde Carl, her hayır dediğinde başına kötü olaylar gelmeye başlar. O artık her şeye evet demek zorundadır. Dediği evetlerin sonunda ise çok komik bir aşk yaşayacaktır. Yes Man, her izlendiğinde tekrar tekrar güldüren filmlerden.
7 - Scott Pilgrim vs. the World
Ancak yedi eski sevgilisini dövmek suretiyle kazanabileceğiniz bir sevgili?
Güzel, akıllı ve hoş bir kız arkadaş edinmek kolay değildir. Hele ki yedi eski sevgilisini dövmek suretiyle kazanabileceğiniz bir kız arkadaş ise... Ancak Scott Pilgrim pes eder mi asla!
İngiliz oyuncu, senarist ve yönetmen Edgar Wright’ın filminde kahramanımız Scott Pilgrim’in gireceği zorlu mücadeleyi görüyoruz. Edgar Wright'ın orijinalliğinin farklı bir boyut kazandırmasıyla film, atari oyunlarına karşı bir saygı duruşu niteliğinde.
8 - Stuck in Love
"Canımı acıttığını hatırlıyorum. Ona bakmak canımı acıtıyor.''
William, eşinden boşanmış ünlü bir yazar ve iki çocuk babasıdır. İki çocuğuna da günlükler tutturarak onların yazar olmasına yardım eder. Filmde William'ın, eski eşini gözetlediğini ve onun geri dönüşünü umduğunu görürken; aşkta gerçekçilikten yana olan ama içten içe kırılmaktan korkan Samantha tamamıyla aşık olacağı adamı bulacak ve Rusty ise ilk kez aşkı tadacaktır. Bu aile bir yıl içerisinde duyguların farklı halleriyle ve bunun sonucunda çeşitli problemlerle karşılaşıyor.
9 - A Street Cat Named Bob
Uluslararası en çok satan kitaplar listesindeki aynı isimli kitaptan ve gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde; James Bowen, Londra'da yaşayan evsiz ve rehabilitasyonda olan eski bir eroin bağımlısıdır. Sokaklarda şarkı söyleyerek hayatını sürdürmektedir. Bir gün sokakta bulduğu hasta sokak kedisini tedavi etmek için evine alır ve hayatı değişmeye başlar...
10 - Lion
5 yaşındaki Hintli bir çocuk, ağabeyinin geri dönmesini beklerken bir tren vagonunda uyuyakalır. O uyurken trenin yola çıkması sonucu küçük çocuk uyandığında kendini evinden kilometrelerce uzakta bulur. Artık kayıptır ve eve nasıl döneceğine dair bir fikri yoktur. Kendini Calcutta'da bulan küçük çocuk, büyük mücadelelerden sonra Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilir ve sevgiyle büyür. Yıllar sonra ailesini bulma isteği giderek bir saplantıya dönüşür. Elinde hiçbir şey olmadan ilerlemeye çalışan genç adamın içindeki çaresizlik zamanla hayatını da etkilemeye başlar.
Bonus!
G.O.R.A.
"Uzaylılar tarafından kaçırıldım... Evet, tarafından."
Üstünden ne kadar geçerse geçsin ilk günkü gibi... Bu film bizde öyle bir yer etti ki, repliklerini üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala normal hayatımızda kullanıyoruz.
Cem Yılmaz'ın efsanesi G.O.R.A, şüphesiz sinemamızın en güldüren filmlerinden.
Yorum Bırakın